Bugün 1 Mayıs!

İşçi Bayramı'nın Türkiye ve Dünya'daki tarihi

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
İşçi Bayramı'nın Türkiye ve Dünya'daki tarihi
Abone ol

1 Mayıs, emekçilerin günlük çalışma sürelerinde azaltmaya gidilmesi isteği üzerine başlayan bir mücadelenin olumlu sonucudur. Dünyanın pek çok yerinde yüzyılı aşkın bir süredir emek ve işçi bayramı olarak kutlanmaktadır.

“Günlerin bugün getirdiği baskı zulüm ve kandır
Ancak bu böyle gitmez sömürü devam etmez
Yepyeni bir hayat gelir bizde ve her yerde”

Aklınıza ilk belki Cem Karaca, belki de Grup Yorum gelecektir bu satırları duyduğunuzda,

Ama bu sözler hepsinden daha fazlasıdır; İşçi ve emekçilerin türküsüdür ve 1 Mayıs’la özdeşleşmiştir.

Birçok yasağın perdelediği 1 Mayıs tarihi nasıl gelişti ve bugüne dek nasıl geldi, bir göz atalım mı?

 

Sanayi devrimi ve haklarından mahrum bırakılmış işçiler

XIX. yüzyılın sonlarında tüm dünyada başlayan sanayi devrimi işçi ordularının oluşmasına neden oldu. Fabrikalar harıl harıl işliyor, kadınlar, erkekler ve hatta çocuklar günde 14-15 saat aralıksız, çok az bir ücrete adeta köle gibi çalıştırılıyordu.

Hükümetler, iş yeri güvenliğini, sağlık koşullarını, örgütlenmeyi ve grev gibi en temel hakları bile kalkınmanın devam etmesi için göz ardı ediyordu.

Bu duruma son verilmesi gerekmekteydi. İlk kıvılcım Avustralyalı işçilerden geldi.

1856’da, sekiz saatlik iş günü hakkını elde etmek için ilk kitlesel greve imza attılar. Grev sırasında toplantılar, gösteriler ve eğlenceler düzenlendi.

Fabrika ve atölyelerin "köleleri" ilk defa seslerini duyuruyordu. İşçiler ellerindeki gücün farkına varıyor, patronlar bu uyanışı kırmak için yollar arıyordu.

Ülkedeki bu ilk grev o kadar başarılı oldu ki her yıl kutlanmasına karar verildi.

Avustralya’da oluşan dalga diğer ülkelere de kısa sürede ulaştı.

Amerika Birleşik Devletleri’nde 1 Mayıs 1886’da yaklaşık 350 bin işçi greve çıktı. Fakat hükümet ve işverenler bu grevi sert bir şekilde bastırdı. 

Boston’da 40 bin işçinin üzerine patronlar tarafından kiralanmış sokak çeteleri salındı. Grevden sonra işten atmalar arttı, işçiler mahkemeye verildi ve 8’i idam cezasına çarptırıldı.

Özür dilemesi halinde idamdan kurtulacağı sözü verilen Albert Persons adındaki işçi mahkemede söylediği şu cümle ile tarihe geçti: “Bütün dünya biliyor suçsuz olduğumu. Eğer asılırsam cani olduğumdan değil, emekçi olduğumdan asılacağım.”


Avustralya'daki mücadele tüm dünyaya örnek oldu

İdam edilen işçiler tüm dünya işçilerini şoke etti. II. Enternasyonal 1889’da Paris’te düzenlediği kongrede, Amerikan işçilerinin mücadelesini desteklemek amacıyla dünya çapında gösteriler düzenledi.

1890’dan başlamak üzere 1 Mayıs’ı da, “Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü” olarak kabul etti.

Bu işçi hareketlerinin izlerine Türkiye’de ise ilk defa 1905’te rastlandı. İzmir’de yapılan 1 Mayıs kutlamasının 5 yıl ardından, işçi bayramı İstanbul’da da düzenlendi.

Birinci Dünya Savaşı’nın yaralarını sarmaya çalışan Osmanlı İmparatorluğu’nda, 1920’deki 1 Mayıs kutlamalarına işgal idaresinin ve Osmanlı hükümetinin yoğun baskılarına karşın bütün işçiler katıldı.

İşçiler üzerindeki baskı ve yasaklar Cumhuriyet sonrasında da devam etti. 1925’ten 1935’e kadar geçerli olan Takrir-i Sükun Kanunu kutlamaları rafa kaldırdı.

 

Türkiye'de ilk resmi kutlama 1 Mayıs 1923

1 Mayıs’ın tarihi yasaklarla yazılıyordu.

Osmanlı'da 1 Mayıs ilk kez 1911'de Selanik'teki tütün, pamuk ve liman işçilerince kutlandı. İstanbul'daki ilk kutlama ise 1912'de yapıldı.

Osmanlı'nın ardından, Cumhuriyet döneminde Sovyetler Birliği ile dostluk ilişkisi çerçevesinde 1 Mayıs 1922'de Ankara'da İşçi Bayramı olarak kutlandı. Resmi olarak kutlanması ise ilk kez 1 Mayıs 1923'te oldu.

1970’ler ise işçilerin meydanları yeniden doldurduğu yıllar oldu. 1976 ve 1977’deki 1 Mayıs kutlamalarına katılmak için gelenlerin sayısı İstanbul’un ünlü Taksim Meydanı’nda yarım milyona ulaştı.

Fakat 1977’de korkulan oldu ve bayram havası yerini kan kokusuna bıraktı. Dönemin DİSK Genel Başkanı’nın konuşmasının hemen ardından emekçilerin üzerine ateş açıldı.

Yaşanan panikte 37 kişi hayatını kaybederken 200’den fazlası yaralandı.

1980 askeri darbesinin yasaklarından 1 Mayıs da kurtulamadı. 7 yıl boyunca işçi kutlamalarına izin verilmedi.

1987’de sadece milletvekillerinden oluşan bir grup Taksim anıtına çelenk bırakabildi. 1989 ve 1990’daki kutlama girişimlerinde bir işçi hayatını kaybederken bir üniversite öğrencisi felç oldu.

1 Mayıs 2009'da "Emek ve Dayanışma Günü" adıyla resmi tatil ilan edildi.

2010, işçi bayramının yeniden binlerce kişi ile kutlandığı ilk yıldı. Taksim Meydanı’nı 200 bin kişi doldurdu, görkemli bir kutlama gerçekleştirildi.

Fakat 2013’te yerini yine göz yaşartıcı bombalar ve şiddet aldı. Sendikaların 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı Taksim Meydanı’nda kutlama ısrarı göstericilerle güvenlik güçlerini karşı karşıya getirdi.


Yorum Yazın