İspanya'da 23 Temmuz'da erken genel seçim gerçekleşmişti. Seçimlerin sonrasında ülkenin demokrasi tarihindeki ikinci koalisyon hükümetinin, yine Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) lideri Pedro Sanchez'in öncülüğünde 16 Kasım'da meclisten güvenoyu alarak kurulması bekleniyor.
Parlamenter monarşiyle yönetilen İspanya'da Kral 6. Felipe'den 3 Ekim'de hükümeti kurma görevini alan Sanchez, küçük sol partilerin ittifakından oluşan Sumar ile azınlık koalisyon hükümeti kurmak için Bask, Katalonya, Galiçya ve Kanarya Adalarında faaliyet gösteren 6 siyasi partinin dışarıdan desteğini alarak güvenoyu için meclise gidiyor.
Meclis Başkanı Francina Armengol, Sanchez'in meclisten güvenoyu almak için genel kurulda 15 Kasım'da başlayacak oturumların, 16 Kasım'daki oylamayla son bulacağını açıkladı.
İspanya'da 350 milletvekilinin olduğu mecliste Sanchez'in ilk turda güvenoyu alabilmesi için 176 olan mutlak çoğunluğu yakalaması gerekiyor.
Sanchez'in, partisi PSOE'den 121, koalisyonun küçük ortağı Sumar'dan 31, dışarıdan Katalonya Cumhuriyetçi Solu (ERC) ve Katalonya için Birlik'ten (Junts) 7'şer, EH Bildu'dan 6, Bask Milliyetçi Partisinden (PNV) 5, Galiçya Milliyetçi Blok'tan (BNG) ve Kanarya Koalisyonundan (CC) birer olmak üzere 179 milletvekilinden güvenoyu alması bekleniyor.
İspanya demokrasi tarihinde ilk koalisyon hükümetini Ocak 2020'de aşırı sol görüşlü Unidas Podemos ile kuran Sanchez'e, o dönemde PNV ve BNG destek verse de ERC ve EH Bildu "çekimser", Junts ise "hayır" oyu kullanmıştı.
Mevcut meclis aritmetiğinde hükümet kurabilmek için ayrılıkçı Bask ve Katalan partilerin desteğine ihtiyacı olan Sanchez, bu kez dışarıdan destek aldığı tüm partilerle siyasi ve ekonomik vaatlerin verildiği anlaşmalar imzaladı.
PSOE, ERC ve Junts ile ayrı ayrı imzaladığı anlaşmalarla 2012 yılından bu yana Katalonya'daki bağımsızlık yanlısı girişimlerden dolayı hüküm giyen veya haklarındaki yargı süreci devam eden 400'e yakın Katalanı bağlayan af yasasını çıkartma ve Katalonya'nın kamu borçlarının bir kısmının merkezi hükümet tarafından karşılanması vaatlerini verdi.
Sosyalistler, Bask'taki EH Bildu ve PNV ile imzaladıkları anlaşmalarda ise Bask bölgesindeki sosyal güvenlik haklarını ve Bask yerel polisinin yetkilerini güçlendirmek, Bask'ın uluslararası forumlardaki varlığını teşvik etmek ve Bask ulusunun tanınması gibi vaatlerde bulundu.
SAĞ PARTİLER AFFA KARŞI SEFERBER OLDULAR
Diğer yandan mecliste 137 milletvekiliyle birinci parti konumunda bulunan sağ görüşlü Halk Partisi (PP) ile 33 milletvekiliyle üçüncü büyük parti olan aşırı sağ görüşlü Vox partileri, ayrılıkçı Katalanlara getirilmek istenen affa karşı ülkede seferberlik başlattı.
Son olarak 12 Kasım'da 52 kentte gösteriler düzenleyerek yüz binlerce İspanyol'u meydanlara indiren PP, olası affın İspanyol demokrasisine ve hukuk devletine darbe olacağını savunarak erken seçim istedi.
Senato'da çoğunluğu olan, ülkedeki 17 özerk yönetimin 11'inde yerel hükümette bulunan PP, olası affı engellemek için siyasi ve hukuki her yolu deneyeceğini duyurdu.
PSOE'nin binalarını hedef alan ve genelde olaylı son bulunan gösterileri organize eden Vox Partisi ise Yüksek Mahkemeye başvurarak af yasası girişiminden dolayı Sanchez'in güven oylamasının askıya alınmasını talep etti.
Vox lideri Santiago Abscal, af yasasının Anayasa'ya karşı olduğunu ve mecliste görüşülmesinin reddedilmesi gerektiğini savundu.
Vox'a bağlı Solidaridad adlı işçi sendikası ise 24 Kasım'da ayrılıkçı Katalanlara af girişimine karşı genel greve gideceğini açıkladı.
Yorum Yazın