Esenyurt’la başlayan Mardin, Batman ve Halfeti Belediyelerine gelen kayyımla devam eden süreç, kayyım atamalarının içeriğine ilişkin merak edilen soruları da beraberinde getiriyor. Peki, Kayyım atamaları nasıl gerçekleşir? Meclis üyelerinin bu süreçte durumu nedir? Kayyım atamalarının meclis üyelerinin yetkilerine etkisi nedir?
Kayyım ataması, bir belediyenin başkanının görevden alınması veya yargı süreci nedeniyle yetkilerinin kısıtlanması durumunda, devlet tarafından görevlendirilen bir kişinin belediyenin başına geçmesini ifade eder. Bu durumda, kayyım atanan belediyelerde belediye başkanlığı yetkilerini kayyım devralır. Ancak belediye meclis üyelerinin bazı yetkileri, kayyım atandığında sınırlanabilir veya işlevsiz hale gelebilir.
Genel olarak kayyım atamasında:
Belediye Meclisi Yetkileri: Belediye meclisi, yasalarla kendisine tanınan bazı yetkileri korur; örneğin bütçe görüşmeleri, imar planı değişiklikleri gibi konularda kararlar alabilir. Ancak, bu kararların uygulamaya geçmesi kayyımın onayına bağlı olabilir.
Kararların Uygulanabilirliği: Belediye meclisinin aldığı kararlar kayyım tarafından uygulanabilir ya da iptal edilebilir. Kayyım, belediye başkanı yetkilerini devraldığından, meclis kararlarını veto etme veya onaylama hakkına sahiptir.
Denetim ve Gözetim Yetkisi: Meclis üyeleri, belediyenin genel işleyişini ve harcamalarını denetleme yetkisini bir ölçüde korur. Ancak kayyımın görevlendirilmesiyle birlikte, denetim süreçlerinde daha sınırlı bir rol oynayabilirler.
Sonuç olarak, kayyım atamalarında belediye meclisi kısmen işlevini korur ancak kayyımın atandığı süreçlerde, kayyımın yetkileri daha geniştir ve meclisin kararlarına son sözü kayyım söyleyebilir.
Türkiye'de kayyım atamalarının tarihi
Türkiye'de kayyım atamaları, özellikle belediyelerde, son yıllarda sıkça tartışılan bir konu haline geldi. Kayyım, hukuki olarak bir yönetim organına veya kişinin yerine geçici olarak atanan kişiyi ifade eder. Türkiye’de kayyım uygulamaları, genelde güvenlik gerekçesiyle ya da yolsuzluk gibi iddialarla bazı belediyelerde uygulanır.
1. 1990'lar ve Öncesi
- Türkiye’de kayyım atamaları, geçmişte belirli kamu kurumları ve özel işletmeler için görülmüş olsa da, özellikle 1990’lara kadar belediyelerle ilgili kayyım uygulaması yaygın değildi. Daha çok şahıslar ve şirketler üzerinde, çeşitli hukuki süreçlerde atanırdı.
2. 2016 Sonrası: Belediye Kayyımları
15 Temmuz Darbe Girişimi sonrasında hükümet, terör örgütleriyle bağlantısı olduğu iddia edilen kişi ve kurumlara karşı kapsamlı operasyonlar başlattı. Özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde, başta HDP’li belediyeler olmak üzere bazı belediyelere kayyım atanması bu dönemde hız kazandı.
Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK): Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında çıkarılan KHK'larla belediye başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyım atanması mümkün hale getirildi. Bu süreçte, başta Diyarbakır, Mardin ve Van gibi büyükşehir belediyeleri olmak üzere pek çok belediyeye kayyım atandı.
15 Temmuz 2016 tarihinde meydana gelen darbe girişimi sonucunda 21 Temmuz 2016 tarihinde ülke genelinde olağanüstü hal ilan edilmiştir. 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname de bu süreçte 1 Eylül 2016 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Belediyelerde başkan vekili görevlendirilmesi konusu 674 sayılı KHK ile 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 45. ve 57. maddelerine bazı hükümler eklenmesiyle gündeme gelmiştir. 674 sayılı KHK’nın 38. maddesine göre, “belediye başkanı veya başkan vekili ya da meclis üyesinin terör veya terör örgütlerine yardım ve yataklık suçları sebebiyle görevden uzaklaştırılması veya tutuklanması ya da kamu hizmetinden yasaklanması veya başkanlık sıfatı veya meclis üyeliğinin sona ermesi hallerinde 46‘ncı maddedeki makamlarca belediye başkan veya başkan vekili ya da meclis üyesi görevlendirilir.” 674 sayılı KHK’nın 38. maddesi ile getirilen ek hüküm, “belediye başkanının belediye meclisince seçiminin yapılamayacağına ve bu doğrultuda 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 45. maddesi yerine 46. maddesine göre yerine atama yapılmasına” karar vermektedir. Bu durumda, 674 sayılı KHK’nın 38. Maddesi ile getirilen ek hükümle “terör nedeniyle görevden alınma sürecinin ardından yeni belediye başkanı ve meclis üyesi büyükşehir ve il belediyelerinde İçişleri Bakanı, diğer belediyelerde Vali tarafından atanacaktır.” Yani 674 sayılı KHK’nın ilgili maddesince görevden alınan belediye başkanı, meclis içinden seçilemeyecektir. Terör örgütüne üyeliği ya da iltisakı bulunan meclis üyeleri arasından 5393 sayılı Belediye Kanununun 45. maddesine göre bir başkan ya da başkan vekili seçilmesi, başkan vekili (kayyum/kayyım) atanması ile ulaşılmak istenen amaçlara uygun olmayacağı ve var olan probleme çözüm getirmeyeceği için bu yola başvurulmamış olması düzenlemenin ruhuna uygun olmuştur
3. Sonraki Yıllarda Devam Eden Uygulama
2019 yerel seçimlerinden sonra da bazı belediyelerde kayyım atamaları devam etti. Seçimle göreve gelen bazı belediye başkanları, çeşitli gerekçelerle görevden alındı ve yerlerine kayyımlar atandı.
Güvenlik ve Terör Bağlantısı Gerekçesi: Kayyım atamaları, hükümet tarafından genellikle "terör örgütleri ile iltisak" gerekçesiyle savunuldu. Bununla birlikte, bu durum, muhalefet tarafından demokratik seçimlerin ihlali ve halkın iradesine müdahale olarak eleştirildi.
Yorum Yazın