Türkiye'nin tahıl ambarı olarak bilinen, 2 milyon 200 bin hektar ekim alanına sahip Konya Ovası'nda kaçak sulama kuyularının sayısı artıyor. Konya Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Jeoloji Mühendisi Dr. Güler Göçmez, ''Konya Ovası'nda 92 bin kuyu var. Bunun 62 bini ruhsatsız kuyular. Konya Ovası'nı kaçak su kuyuları bitiriyor. Konya için büyük risk teşkil ediyor. Kaçak kuyular önlenmeli" dedi.
Yüz ölçümü 40 bin 83 kilometrekare olan Konya’da, 2 milyon 200 bin hektar tarım alanının 609 bin hektarında sulu tarım yapılıyor. Türkiye’nin toplam tarımsal üretiminin yaklaşık yüzde 10’unu karşılayan kapalı bir havza yapısına sahip Konya Ovası’nda yer altı su kaynakları ise azalmaya devam ediyor. Ovada tarımsal sulama için açılan kaçak su kuyularının bilinen rakamı 62 bini buldu. Ovada görülen obrukların sayıları ise 2 bin 500’ü geçti.
‘YER ALTI SU SEVİYESİ GİTTİKÇE DÜŞÜYOR’
Konya Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Jeoloji Mühendisi Dr. Güler Göçmez, ovada yer altı su seviyesinin gittikçe azaldığını ve bunun en büyük nedenlerinden birinin de kaçak sulama kuyularının olduğunu kaydederek, şunları söyledi:
”Konya kapalı havzası gerçekten çok büyük bir havza. Önemli su potansiyeline sahip; ama son yıllarda yer altı suları açısından ciddi problemlerle karşı karşıya kalmaktadır. Çünkü, Konya kapalı havzasındaki yüzey ve yer altı suyunun yüzde 80’i tarımda kullanılmaktadır. Son yıllarda kaçak kuyuların gittikçe çoğalması, fazla su isteyen bitkilerin, mısır, ayçiçeği ve yonca gibi bitkilerin sürekli dikilmesi, bu bitkilere teşvik verilmesi, kaçak kuyuların önüne geçilmemesi nedeniyle yer altı su seviyesi gittikçe düşmektedir.”
Ovadaki yağış miktarında da son dönemlerde azalma olduğuna dikkat çeken Göçmez, “Son yıllarda küresel iklim değişikliği nedeniyle de yağışlar gittikçe azalmakta. Daha önceki yıllarda 500-600 milimetre yıllık ortalama yağmur yağarken, şimdiki yağışlar 300 milimetreye, 250 milimetreye düştü. 3-4 derece de sıcaklık artışı var. Buharlaşma bazı bölgelerde yüzde 100ü geçiyor” dedi.
’50 METREYE KADAR DÜŞÜŞ VAR’
Su kuyularında 6 aylık dönemde yaptıkları incelemede 50 metreye kadar düşüşün olduğunu gözlemlediklerini ifade eden Göçmez, “Son 10 yıldan itibaren kaçak kuyuların artması yer altı su seviyelerinde ciddi düşüşlere neden oldu. Konya havzadaki ürün deseninin değişmesine bağlı olarak yer altı su seviyesi yıllık 5-10 metre arasındaki düşüşler görülmektedir. AFAD’la yaptığımız projede 6 aylık dönemde Karapınar ve Ereğli, Konya merkez, Çumra ve Cihanbeyli havzalarında yer altı su seviyesi, 5 ile 50 metre arasında değişti. 50 metrelik düşüm olduğu kuyular gözlenmiştir. Bunun da çok su isteyen mısır ve yonca ekilen alanlarda yoğunlaştığını görüyoruz. Karapınar’da öyle kuyular var ki. Saniyede 40 litre su çekilen ve 3-4 gün hiç durmadan çalıştırılan kuyular var. Bir yandan kendi geleceğimizle oynuyoruz” diye konuştu.
Göçmez, ovada 62 bin kaçak kuyunun bulunduğunu belirterek, ”Kaçak kuyuların bir an evvel önlenmesi gerekiyor. Devlet Su İşleri verilerine göre Konya Ovası’nda 576 tane belediyeye ait kuyu var. Devlet Su İşleri’nin 6 bin 551 sondaj kuyusu var. Belgeli kuyu sayısı toplam 23 bin 605, kaçak kuyu sayısı 62 bin 122. Kaçak kuyular, belgeli kuyuların 2 katı. Toplam Konya Ovası’nda 92 bin kuyu var. Bunun 62 bini ruhsatsız kuyular. Bunlar da bilinen kaçak kuyular” dedi.
‘HER GEÇEN GÜN KENDİMİZİ BİTİRİYORUZ’
Yer altı sularının çekilip toprağın çökmesiyle oluşan obrukların kent merkezinde de görülmeye başlandığını ifade eden Göçmez, sözlerini şöyle tamamladı:
“Yer altı suyu çekildikçe obruklar artıyor. Obruklar gittikçe yerleşim merkezlerinde, evlerin altında, tarım arazilerinde gerçekleşiyor. Bu da Konya için yerleşimde büyük risk teşkil ediyor. Can güvenliği açısından büyük risk teşkil ediyor. Kaçak kuyular önlenmeli. Havzadaki bitki deseni değiştirilmeli. Yani mısır üretimi bir kere sonlandırılmalı ya da çok aza indirilmeli. Şimdi Konya Ovası’nda çekilmesi gereken miktarın üstünde bir su kullanıyoruz. Her geçen gün kendimizi bitiriyoruz. Konya merkezde obruklar görülmüyordu. Şu anda merkezde obruklar görülüyor.”
Yorum Yazın