M Çiçeği’nde de benzer senaryo görülebilir mi?

Koronavirüs’ün hayatımıza girişi nasıl olmuştu?

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Koronavirüs’ün hayatımıza girişi nasıl olmuştu?
Abone ol
Koronavirüs ya da resmi adıyla ‘SARS-CoV2” yeni tip koronavirüs, ilk defa 2019’un Aralık ayında Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkmıştı. Dünya genelinde hızlı bir biçimde yayılan bu virüs Çin’in ardından öncelikle İtalya, İran, İspanya ve Güney Kore’de etkisi göstermişti. Son dönemde ortaya çıkan ve bizi acaba aynı şeyleri yine mi yaşayacağız korkusuna iten M Çiçeği Virüsü’nde benzer senaryoyu yaşayabilir miyiz? Gelin yıllar önceye Koronavirüs’le nasıl tanıştığımıza bir göz atalım…

Muhalif Özel

Dünya Covid-19 virüsünden, 31 Aralık 2019 tarihinde Çin’in Hubey eyaletine bağlı Vuhan şehrinde kaynağı belli olmayan gizemli bir solunum yolu rahatsızlığının Dünya Sağlık Örgütü’ne bildirilmesiyle haberdar oldu.

Başlangıçta bu hastalık, Çin ve çevresini etkileyen bölgesel bir epidemi olarak görülmüştü. Ancak sonraki günlerde Asya sınırlarını aşarak halk sağlığını küresel çapta tehdit eder duruma gelmesiyle dünya virüsle ilgili her habere kulak kabartır oldu. Salgının kontrol altına alınması ve görülmeyen yerlerde alınacak tedbirler tüm dünyanın tek gündemi haline gelmişti.

Covid, Çin’in hemen ardından önce Avrupa’da etkisini göstermişti. Sonrasında ise Amerika Birleşik Devletleri’ne geçiş yapmış hatta Amerika vaka sayısında kendisini ilk sırada bulmuştu.


Biz salgın konusunda dünya değil de Türkiye’ye odaklanmak istiyoruz.

İlk olarak 10 Ocak tarihinde, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın başkanlığını yürüttüğü ve 31 bilim insanının yer aldığı Bilim Kurulu kurulması kararı alınmıştı.

24 Ocak’ta havaalanlarına termal kameralar kurulmuş, Çin’den gelen yolcular ilave taramalara tabi tutulmaya başlanmıştı.

31 Ocak’ta Türkiye, 34 Türk vatandaşını Vuhan’dan almak için bir uçak yolladı.

3 Şubat’ta Çin’den gelen tüm uçuşların durdurulması kararı alındı.

6 Şubat’ta yurt dışından gelen tüm yolcular termal kameraya girmeye başlamışlardı.

11 Şubat’ta, Türkiye’de geliştirilen koronavirüs tanı testlerinin sonuç verme süresi 4-24 saat aralığından 90-120 dakikaya kadar düşmüştü.

21-29 Şubat tarihleri arasında İran, Irak, Güney Kore ve İtalya gibi ülkelerle tüm gidiş geliş uçuşlarının durdurulması kararı alınmıştı.

2 Mart’ta umreden gelen tüm yolcular termal kamera kontrolüyle beraber sağlık muayenesinden de geçirilmişti.

5 Mart tarihinde, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Londra’dan Singapur’a İstanbul üzerinden aktarmalı giden bir yolcuya koronavirüs tanısı konduğunu açıkladı. Uçak dönüşünü yolcusuz yaparken, pilot ve mürettabat da 14 günlük gözetime alınmıştı.


Yine Mart ayının başında, bazı şehirlerimizde; halka açık yerlerde ve toplu taşıma araçlarında dezenfeksiyon işlemleri yapılmaya başlanmıştı. Örneğin: İstanbul’da belediye metrobüs duraklarına el dezenfektanı istasyonları kurma kararı almıştı.

Milli Eğitim Bakanlığı da okullarda virüse karşı dezenfektanla temizlik yapmıştı.

Ve o gün…

11 Mart 2020 tarihinde Sağlık Bakanı Fahrettin Koca sabaha karşı 00:53’te kameraların karşına geçti. O önemli açıklamayı ‘üzücü ama korkutucu olmayan’ bir durum olarak nitelendirerek Türk halkıyla paylaştı. Avrupa seyahati sırasında virüse yakalanan bir Türk erkek vatandaşın ilk vaka olduğunu bildirdi. Hasta, bir hastaneye tecrit edilmiş ve aile üyeleri gözetime alınmıştı.

12 Mart tarihinde, Beştepe’de yapılan koronavirüs salgın zirvesinden; ilkokul, ortaokul ve liselerde 16 Mart’tan itibaren 1 hafta tatil kararı çıktı. Eğitim ve öğretim televizyon ve internet ortamından EBA TV üzerinden yapılacaktı. Üniversiteler için ise bu süre 3 haftaydı. Spor müsabakaları da nisan ayı sonuna kadar seyircisiz oynanacaktı.

13 Mart sabahı ise Sağlık Bakanı Koca vaka sayısının 2’ye yükseldiğini açıkladı. Yeni vaka gözlem altına alınan ilk hastanın yakınıydı. Akşam saatlerinde ise vaka sayısı 5’e ulaşmıştı.

14 Mart’ta uçuş yasakları daha da genişlemiş, 9 ülke için daha yasak gelmişti. Almanya, Fransa, İspanya, Norveç, Danimarka, Belçika, Avusturya, İsveç ve Hollanda’ya uçuşlar 1 ay süresince durdurulmuştu.

Sağlık Bakanlığı’nın ALO 184 İletişim Hattı artık “Koronavirüs Danışma Hattı” olmuştu.

Akşam saat 23:52’de Bakan Koca umreden dönen bir kişinin koronavirüs testinin pozitif çıktığını duyurarak vaka sayısının 6’ya yükseldiğini belirtmiş oldu. Diğer umre yolcuları da yoğun tepkiler üzerine Ankara ve Konya’daki öğrenci yurtlarında 14 günlük bir karantinaya alndı.

15 Mart Pazar gecesi ise vaka sayısı üçe katlamış ve 18’e çıkmıştı.


16 Mart tarihinde radikal kapanma kararları paylaşıldı:

İçişleri Bakanlığı, Türkiye genelinde tiyatro, sinema, gösteri merkezi, konser salonu, nişan/düğün salonu, çalgılı/müzikli lokanta/kafe, gazino, birahane, taverna, kahvehane, kıraathane, kafeterya, kır bahçesi, nargile salonu, nargile kafe, internet salonu, internet kafe, her türlü oyun salonları, her türlü kapalı çocuk oyun alanları (AVM ve lokanta içindekiler dahil), çay bahçesi, dernek lokalleri, lunapark, yüzme havuzu, hamam, sauna, kaplıca, masaj salonu, SPA ve spor merkezleri gibi 
toplanma mekanlarının faaliyetlerini geçici bir süreliğine durdurduğunu duyurdu.

Diyanet İşleri Başkanı’nın yaptığı açıklamayla beraber cemaat ile kılınan namazlara yeni tip koronavirüs tehdidi ortadan kalkıncaya kadar ara verildi. Beraberinde cuma namazlarının camilerde toplu olarak kılınmaması kararı da alındı.

Uçuş yasağı olan ülke sayısı da 20’ye yükseldi.

29 yeni covid tanısı daha konulmuş ve vaka sayısı 47’ye yükselmişti.


Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye’nin koronavirüs kaynaklı ilk ölümünü ise 17 Mart gecesi, “Koronavirüs mücadelemizle bugün ilk kez bir hastamı kaybettim” ifadesiyle duyurdu.

51 yeni koronavirüs tanısı daha saptanmış ve yeni vaka sayısı 98 olmuştu.


18 Mart’ta Bulgaristan ve Yunanistan sınır kapıları, yolcu giriş ve çıkışları kapatılmıştı.
93 yeni tanı konulmuş ve vaka sayısı 191’e yükselmişti. Ölüm sayısı ise 2’ye yükselmişti.
Hasta sayısı katlanarak artmaya devam ediyordu. 19 Mart’ta koronavirüs testi pozitif çıkan kişi sayısı 168 olmuş ve toplam hasta sayısı 359 olmuştu. Vefat eden kişi sayısı 4 olmuştu.


19 Mart tarihinde; Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu futbol, voleybol, basketbol, hentbol liglerinin ertelendiğini duyurdu. ÖSYM yakın zamanda yapılması planlanan 9 sınavı da ileri bir tarihe erteledi.

Diyanet İşleri Başkanlığı, cuma günü ve kandil gecesi camilerin kapalı tutulacağını ve cuma namazı için sela okunmayacağını bildirmişti.


Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın 168 yeni vakanın olduğunu açıklamasıyla toplam vaka 359 olmuş, ölen kişi sayısı 4'e çıkmıştı.


Bakan Koca ayrıca sağlık çalışanlarının üç gün boyunca saat 21.00'de alkışlanması çağrısını dile getirdi.


20 Mart’ta yayımlanan Cumhurbaşkanlığı genelgesiyle de her türlü bilimsel, kültürel, sanatsal ve benzeri toplantılar ile aktivitelere Nisan ayı sonuna kadar ertelenme gelmişti.

 

Zaman ilerledikçe her geçen gün; yasakların, vakaların ve ölüm sayılarının artışına tanık oluyorduk…


Pandeminin şiddetli dönemlerini Türkiye bu şekilde yaşamıştı. Şimdi M Çiçeği Virüsü’yle (Mpox) ilgili dünyada ve Türkiye’de haberler çıktıkça yine benzer endişelerimiz ve korkularımız ortaya çıkıyor.

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun M Çiçeği Virüsü’ne ilişkin söylediği, “Bunun Covid gibi salgına sebebiyet vermeyeceği konusunda kanaat var. Tek tük görülebilir ama salgın olmaz. Ekstra bir tedbire ihtiyaç olmadığını belirtmek isterim” sözlerini duyunca o günler gözümüzde canlanıyor. Koronavirüs sürecinin başında da, korkulacak bir durum olmadığı covid vakası görülmediği sıklıkla dile getirilmişti. Fakat sonrasında tüm dünyada olduğu gibi kaçınılmaz bir sürece girilmiş ve pandemi dönemini yaşamıştık.

Yani; belki yakın zamanda, belki de daha uzun bir dönemde kendimizi yine bir salgınla mücadele içerisinde bulabiliriz…


Yorum Yazın