Altılı Masa'nın dün cumhurbaşkanı adaylığı konusunu görüştüğü toplantıda, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığına itiraz etmesinin kulislere yansıması sonrası, İyi Parti Genel İdare Kurulu (GİK), bugün toplandı.
Akşener'in açıklamasından satır başları şöyle:
"Geldiğimiz noktada İyi Parti bir kıskaca alınmış, bir dayatmaya mecbur bırakılmıştır, buna boyun eğmeyeceğiz.
Nasıl ki 2017'de milletin kaderini tek bir kişinin iki dudağı arasına mahkum etmek isteyenlerin karşısında durduk, bugün de aynı yerde duruyoruz.
Nasıl ki 2020 yılında milletin tercihlerini ceketimi assam seçilirim diyenlerin karşısında durduk bugün de aynı yerde duruyoruz.
2023 yılında milletimin cumhuriyetimizin yıpratılan değerleri için, pranga vurulan hürriyet için büyük mücadele verirken ceketimi assam aday ederim karşısında dimdik durmaya devam edeceğiz.
Bizim seçimimiz dün de belliydi bugün de belli. Karşımıza kim dikilirse dikilsin bizim mücadelemiz dün de bugün de aynı.
Milletimizin hem dert ve isteklerini, hem iktidara yönelik şikayetlerini hem de muhalefetten beklentilerini dinledik.
İstekleri, şikayetleri not edip milletimizin sesini iktidara duyurduysak, muhalefetten beklentileri de duyurmak ve karşılamak için yorulmadan çalıştık.
Biz demokrasiye olan inancımız gereği ortak aklın ışığında sorunları ve çözümleri konuşabilmeyi aklın ve çağın bir gereği olarak gördük.
Bu yüzden 5 siyasi parti ile önemli bir adım attık. Türkiye için ortak dertlerimize ve bu dertlerin çözümüne yönelik güçlendirilmiş parlamenter sistem, anayasa teklifi, ortak politikalar metni gibi mutabakatlar sağladık.
5 siyasi parti tek bir ismi dile getirerek Kılıçdaroğlu'nun adaylığı yönünde görüş beyan ettiler. Biz 3 yıldır sokaklarda ve meydanlarda sıkça duyduğumuz ve yapılan tüm araştırmalarda da uzun süredir Erdoğan'a karşı açık ara kazandığını gördüğümüz iki ismin adaylığı konusunda görüşümüzü beyan ettik. Bu iki isim Mansur Yavaş ile Ekrem İmamoğlu idi.
Ortak cumhurbaşkanının objektif usulle belirlenmesini önerdik, görüş ve önerilerimiz kesin bir biçimde reddedildi. Altılı Masa'nın son toplantısında "anlayışa" varıldı. Şahsi hırslar Türkiye'ye tercih edildi. Kişisel ajandalar uğruna mübah sayılan kuyruklu yalanlar, milletin kazandığı büyük bir hakikate tercih edilmiştir. Küçük hesaplar, 85 milyonun kazandığı kutlu bir zafere tercih edilmiştir. Biz İyi Partiyi bu yüzden kurmadık. Bir kez bile önce ben önce İyi Parti demedik. Önce millet, memleket dedik. Verdiğimiz sözden caymadık. Parti çıkarlarını göz ardı edip milletimiz için fedakarlık ettik.
Üzülerek söylüyorum ki geldiğimiz noktada dün itibarıyla Altlılı Masa artık millet iradesini kararlarına yansıtma kabiliyetini kaybetmiştir. Milletimizin ortak iyiliği için iyi niyetli oturduğumuz bu masa artık potansiyel adayların tartışılabildiği bir ortak akıl platformu olmaktan çıkmış, alternatiflerin kara listeye alınarak tek adayın tastiği için çalışan bir noter masasına dönmüştür.
Biz, ne olursa olsun imzamızın ve milletimize verdiğimiz her sözün arkasındayız ancak ne bir noter masasında ne bir kumar masasında olmayacağız.
Cumhuriyetimizin yeni asrını göz göre göre hiç etmeyeceğiz. Milletimizin kazanma ümidini yok etmeyeceğiz.
Ülkemizi sadece kriz üreten bir ucube sisteme mahkum etmeyeceğiz. Bugün de inatla ve ısrarla ben değil biz demeye devam edeceğiz. Milletimizin sesini tüm Türkiye'ye duyuracağız.
Mansur Yavaş'a ve Ekrem İmamoğlu'na çağrıda bulunuyorum: Siz bu milletin iradesiyle seçildiniz. Tüm engellemelere rağmen çok çalıştınız. Milletimizi enkazın altında bile yalnız bırakmadınız. Ne mutlu size ki milletimiz gayretlerinizi gördü, yanınızda durdu. 100 yıl önce olduğu gibi bugün de milletimiz istiklalini yine kendi azim ve kararına bağlamıştır. Size ateşten gömlek giymeyi vazife kılmıştır. Bu vazife, yepyeni sayfa açma vazifesidir. Sadece bir dayatmayı değil, topyekun bir dayatmacılığı yıkma vazifesidir. Bir kişiyi değil, kendini millet gören çirkin bir zihniyeti yenme vazifesidir. Geleceğimizin tüm seçimlerini kazanma vazifesidir. Bu vazife millet iradesini yeniden hakim kılma vazifesidir. Bu vazife reddedilemez bir vazifedir, görmezden gelinemez bir vazifedir. Bu çağrının sahibi millettir. Bu sözün sahibi millettir. Bu karar, milletindir. Bu saatten sonra bizlere düşen seçim yapmaktır. Ya ışıl ışıl bir güneşin altında duracağız ya da uzayan gölgelerde kaybolacağız. Ya tarih yazacağız, ya tarih olacağız. İnanıyorum ki hep birlikte tarih yazacağız.
Yorum Yazın