Milletvekili Rızvanoğlu İliç’te yaşanan çevre felaketini TBMM gündemine taşıdı

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Milletvekili Rızvanoğlu İliç’te yaşanan çevre felaketini TBMM gündemine taşıdı
Abone ol

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Evrim Rızvanoğlu, Erzincan İliç’te yaşanan çevre felaketiyle ilgili TBMM’ye soru önergesi verdi. Rızvanoğlu, “Uzmanların uyarılarına rağmen madene ruhsat veren, kapasite artış izni veren ve maden tesisini kazalardan sonra geri açanlar hakkında bir soruşturma başlatılmış mıdır?” diye sordu.

Muhalif- Ankara

Rızvanoğlu, İliç’te yaşan süreci hatırlatarak “13 Şubat 2024 tarihinde, Erzincan'ın İliç ilçesinde bulunan Çöpler Altın Madeni'nde siyanürlü liç yığınında kayma meydana gelmiştir. Yaşanan olay sonucu en az 9 işçinin yığının altında kaldığı kamuoyuna yansımıştır. Söz konusu maden tesisi daha önce de siyanür içerikli solüsyon taşıyan boru hatlarında meydana gelen arıza nedeniyle borunun patlaması ve topraklarımızın siyanürlü kimyasal karışımla zehirlenmesiyle gündeme gelmiştir. 2022 yılında yaşanan olay sonrasında Bakanlığınız tarafından, şirkete sembolik olarak 16,4 milyon TL ceza verilmiş ve daha sonra şirketin ‘gerekli iyileştirmeyi yaptığı’ inancıyla işletmenin yeniden faaliyete geçmesine izin verilmiştir.” dedi.

“Meslek örgütlerinin uyarılarına rağmen kapasite artışı yapıldı”

Meslek örgütlerinin uyarılarının dikkate alınmadığını belirten Milletvekili Rızvanoğlu, “Bahse konu maden işletmesinde, uzmanların, akademisyenlerin ve meslek örgütlerinin uyarılarına rağmen, Bakanlığınızın onayıyla ilki 2014’te ve ikincisi 2021 yılında olmak üzere yeni Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporlarıyla kapasite artışı yapılmıştır. 2021 tarihli ÇED olumlu kararı verilen raporda ise, çalışma alanında toprak kayması riskinin olmadığı belirtilmektedir. Bu rapora karşın 2021'den beri Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na açılan ÇED iptal davası sürmektedir. Ağustos 2023 tarihine gelindiğindeyse şirket, ‘ÇED gerekli değildir’ kararıyla da maden sahası içindeki açık ocak alanına 5,83 hektarlık bir bölüm daha eklemek için onay almıştır.” açıklamasında bulundu.

“Milletvekili Rızvanoğlu Fırat Nehri’ne dikkat çekti”

Rızvanoğlu, maden tesisinin Fırat Nehri’ne sadece 350 metre uzaklıkta olduğuna dikkat çekerek, “13 Şubat 2024 tarihinde yaşanan olaya ilişkin ise İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, ‘8-10 dönümlük toprak kütlesi 100 dönümlük alana yayıldı’ açıklamasında bulunmuştur. Bu toprak kütlesi içerisinde siyanürlü madde bulundurmaktadır. Bilinen en tehlikeli zehirlerden biri olan siyanür, toprağı, yeraltı ve yerüstü su kaynaklarını kirleterek tarım ve hayvancılık faaliyetleri yoluyla besin zincirine karışarak, insan sağlığına zarar verebilecek bir risk oluşturmaktadır. Mevcut durumda milyonlarca zehirli atığın madene sadece 350 metre uzaklıkta bulunan Fırat Nehri'ne sızması, binlerce yıldır Mezopotamya bölgesini sulayan nehir için ciddi bir kirlenme tehlikesi oluşturmaktadır. Bölgenin önemi düşünüldüğünde, uzun vadede tüm Türkiye’nin siyanüre maruz kalması anlamına gelmektedir. Bakanlığınız, yaşanan felaketin etkilerini sınırlamak amacıyla Sabırlı Deresi'nin Fırat Nehri'ne ulaştığı noktadaki menfezleri kapatma kararı aldığını duyurmuştur. Ancak, bu tedbirin felaketin çevresel etkilerini ne kadar engelleyebileceği ise belirsizdir.” dedi.

Milletvekili Rızvanoğlu, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’den şu sorulara yanıt istedi:

Bakanlık olarak, olayın çevresel etkilerini değerlendirmek üzere hangi çalışmalar yapılmaktadır? Bu tür felaketler için acil durum planlarınız bulunmakta mıdır? Eğer varsa bu olay özelinde uygulanmış mıdır?

Bakanlığınız tarafından maden sahasına yapılan denetimlerde, heyelan ve toprak kayması ihtimallerine karşı gerekli tedbirlerin alınıp alınmadığı rutin olarak kontrol edilmekte midir? Söz konusu maden sahasına en son hangi tarihte denetim yapılmış ve hangi bulgular elde edilmiştir?

Anılan madenin liç yığınına dair şev'in eğimi, yapısı, sahaya yerleşimi ve kayma riskine dair mühendisliğin gerektirdiği değerlendirmeler Bakanlık

izinlerinin dayanağı olan evrak arasında mevcut mudur? Uygulama bakanlığa sunulan projeye uygun yapılmış mıdır?

Geniş alana yayıldığı belirtilen siyanürlü liç yığınına ilişkin nasıl bir süreç yönetilmesi planlanmaktadır?

Yaşanan olay sonrası gerçekleşen yayılmalar ve sızıntılar sonucu yaşam alanlarının etkilenmemesi için hangi önlemler alınmıştır? Söz konusu tesislere en yakın yerleşim alanı ne kadar uzaklıktadır? Yaşanan bu felaketin insan ve doğa üzerine yaratacağı zararlı etkilerin, diğer illere de sirayet etmesi ihtimali değerlendirilmekte midir?

İklim değişikliği nedeniyle ani ve mevsim normallerinin üzerinde yağışların sıklıkla görüldüğü bir dönemi yaşadığımız göz önünde bulunduracak olursa, özellikle siyanürlü proses suyunun toplandığı lagün/havuzun aşırı yağış senaryosu yeniden çalışılacak mıdır? Alınması gerekecek tedbirleri ve uygulamaları kamuoyu ile paylaşmayı düşünüyor musunuz?

Söz konusu kazanın yeraltı sularına etkilerine ilişkin bir takip yapılmış mıdır? Tesise yakın köy ve mahallelerin içme ve kullanma sularında facia nedeniyle oluşma ihtimali bulunan kirliliğin tespite yönelik numuneler alınmış mıdır?

Tesisin Fırat Nehri'ne kuş uçuşu 350 metre mesafede olduğu göz önünde bulundurulduğunda ilerleyen günlerde sızıntı olmaması için ne tür önlemler almayı düşünüyorsunuz?

Siyanürün buharlaşma veya rüzgarın etkisiyle insan sağlığı üzerinde potansiyel zararları göz önüne alındığında, tesisin yakınındaki bölgelerde hava kalitesini izlemeye yönelik bir çalışma bulunmakta mıdır? Ayrıca, bölgede ikamet eden vatandaşlara yönelik gerekli uyarılar yapılmış mıdır?

Uzmanların uyarılarına rağmen madene ruhsat veren, kapasite artış izni veren ve maden tesisini kazalardan sonra geri açanlar hakkında bir soruşturma başlatılmış mıdır?

Uluslararası standartta güvenli bir işletme için gereken tedbirler alınana kadar madenin çalışma ruhsatını askıya alacak mısınız?

Kapasite artışlarına ilişkin ÇED raporunu hazırlayan firmaya yönelik bir soruşturma başlatılmış mıdır?

Bakanlığınız tarafından onaylanan 2021 tarihli ÇED raporunda, toprak kayması ihtimali bulunmadığı belirtilmiştir. Ancak, raporun tam aksine toprak kayması meydana gelmiştir. Bu elim hadise nedeniyle, Bakanlık olarak ÇED yönetmeliğini gözden geçirmeyi düşünüyor musunuz?


Yorum Yazın