Milliyet gazetesi, bünyesinde 29 yıl boyunca bünyesinde çalışan gazeteci Tolga Şardan’ın tutuklandığına dair herhangi bir habere yer vermedi.
”MİT’in Cumhurbaşkanlığı’na sunduğu ’yargı raporu’nda neler var?” başlıklı yazısı sonrası hakkında başlatılan soruşturma kapsamında 1 Kasım’da tutuklanan T24 yazarı Tolga Şardan’ın evinin aranması ve tutuklanması Milliyet'te haberleştirilmedi.
Gazetenin manşetinde de Tolga Şardan’a yer vermediği görüldü.
Tolga Şardan kimdir?
Tolga Şardan, 1988’de yerel yayımlanan Ankara Ulus gazetesinde mesleğe başladı. 1989’dan 2018’e kadar Milliyet gazetesinde polis muhabirliği, Ankara Temsilci Yardımcılığı ve köşe yazarlığı yaptı.
Haber ve yazılarıyla, 1992’den itibaren Çetin Emeç, Muammer Yaşar Bostancı, Abdi İpekçi’nin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Yanı sıra, haberleri Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Spor Yazarları Derneği’nce ödüle layık bulundu.
Ayrıca, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nce verilen 2021 Yılı Basın Özgürlüğü Ödülü’nün sahibi oldu.
Şardan, 2019’da Doğan Kitap’tan yayımlanan ”Komonist Masası’nda Nazım Hikmet” adlı araştırma dalındaki kitabını kaleme aldı.
2019’dan beri T24’te çoğunlukla güvenlik konularını ele aldığı Büyüteç adlı köşeyi yazıyor.
Tolga Şardan savcılık ifadesinde, ”Sadece halkı bilgilendirmek için gazetecilik yaptım” dedi; avukatı yazının ihbar niteliğinde sayılması gerektiğini söyledi
”MİT’in Cumhurbaşkanlığı’na sunduğu ’yargı raporu’nda neler var?” başlıklı yazısı sonrası hakkında başlatılan soruşturma kapsamında 1 Kasım’da tutuklanan T24 yazarı Tolga Şardan, savcılığa verdiği ifadede, ”Sayın Uçar’ın dilekçesinin ardından HSK’ya tekrar Anadolu’nun değişik köşelerinde görev yapan yargı mensupları tarafından ihbarlar yapılmaktadır. Ve HSK tarafından görevlendirilen müfettişler söz konusu iddialar çerçevesinde aralarında üst düzey yargı mensupları da olmak üzere birçok şahsın bilgi sahibi konumunda ifadelerini almışlardır. Görüleceği üzere devletin en saygın kurumlarından olan MİT Başkanlığı da söz konusu iddialar çerçevesinde bilhassa Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan gelen talimat sonrasında, adı geçen yargı mensupları üstünde de detaylı araştırma yapmıştır. Dolayısıyla kulislerden elde ettiğim bilgileri söz konusu yazıda kaleme alırken tarafıma yönelttiğiniz TCK 217/A maddesi hükümlerine aykırı herhangi bir girişimim olmamıştır” diye belirtti.
Suçlamayı kabul etmeyen Şardan, ”Ben 35 yıldır gazetecilik yapmaktayım. 35 yıldır Türkiye Cumhuriyeti’nin yargı ve güvenlik bürokrasisini yakından takip eden bir gazeteci olarak hangi konuların suç teşkil edeceğini, hangi konuların suç teşkil etmeyeceğini bilecek tecrübeye sahibim. Bana bildirmiş olduğunuz suç iddiasıyla ilişkin olarak atılı suçlamayı kesinlikle kabul etmiyorum. Altını çizerek söylüyorum sadece halkı bilgilendirmek çerçevesinde gazetecilik yaptım” dedi. Şardan’ın avukatı ise, ”Müvekkilin yazısının ihbar niteliği sayılıp soruşturmayı açan savcılıkça araştırılması gerekirdi” dedi.
”Katalog suç” diyen mahkeme, ”kaçma şüphesi” ile ”beklenen ceza ve güvenlik önlemi” gerekçesi sundu!
Kararında TCK 217/A’nın katalog suçlardan olduğunu yazan İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği, tutuklamaya gerekçe olarak, ”işlendiği iddia edilen suçun önemli ve ciddi sayılan katalog suçlardan olması sebebiyle tutuklama nedenin ‘kanun gereğince’ var sayıldığı, kaçma şüphesi ile delilleri yok etme, gizleme, tanık ve mağdurlar üstünde baskı oluşturma şüphesinin bulunduğunu” öne sürdü. Mahkemenin tutuklamaya sunduğu gerekçelerden biri de “beklenen ceza veya güvenlik önlemi” oldu. Tutuklanan Şardan, Sincan Cezaevine gönderildi.
Mahkemenin kararında ”katalog suçlardan” diye yazdığı ve bir yıldan 3 yıla kadar hapis cezası öngören TCK 217/A suçu, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 100. maddesinde sıralanan ve yasa gereğince tutuklama kararı verilen katalog suçlar arasında yer almıyor.
Yorum Yazın