Cumhuriyet yazarı Orhan Bursalı bugünkü yazısında İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'yı değerlendirdi.
“Yerlikaya’nın ülkenin, büyük kentlerin dört bir köşesini hatta neredeyse mahallelerini saran her türlü gasp soygun çetelerine yönelik operasyonlarına bir sözüm yok. Yeterince alkış alıyor. Ufak tefek uyuşturucu çetelerine yönelik operasyonları da iyi güzel.” diyen Gazeteci Orhan Bursalı “Önceki içişlerinin pek çok şiddetli, kasıp kavurucu, hakkında çok sayıda iddia şaibe bulunan bakanı ile 180 derece zıt işler” yaptığını belirtiyor.
Bursalı devamını şöyle getiriyor:
"Soru şu: Eski bakanı da oraya atayan ve yıllarca görevde tutan Saray.
Yenisini de atayan Saray.
SOYLU TASFİYESİ
Saray, Yerlikaya’yı atarken elini serbest bıraktı. Yerlikaya, Saray’ın desteğini arkasına almadan bu operasyonlara kalkışabilir miydi?
“Tüm pislikleri temizle, Emniyet’teki gücünü de kır” sözünü almadan adım atmazdı. Bunları Saray’a rağmen yaptığını sanırım kimse iddia etmiyordur.
Dikkat edin önce SS’nin Emniyet içindeki temel direklerini kırmakla işe başladı. SS’yi Emniyet’in WhatsApp gruplarından çıkardı. SS’yi Emniyet’ten soyutladı. Sonra da operasyonlarına başladı. İlişkili bir tanesini havaalanında kaçarken yakalattı ve dünyanın en büyük teröristi gibi kafasına silahlar dayatarak, yerlere kapattırarak ve bu sahnelerin videolarını özellikle medyaya servis yaparak...
Bu sahneler, pek çoklarına “Eyvah sonumuz geldi” dedirtmiştir, bu tamamen siyasi bir operasyondu."
Bursalı özetlemek gerekirse ifade etmek istediği şuydu:
“Yerlikaya’nın atanması ve operasyonları Sarayca desteklenmektedir dedik. Bu Saray’ın toplumda bir imaj düzeltme çalışmasıdır aynı zamanda. Yerlikaya aslında bakan olarak yapması gerekenleri yapıyor. Ama henüz en büyük babalar çerçevesinde değil. Ve çetelerin siyasi bağlantılarının, pek çoğu açıkça ortadayken gönülleri rahat.”
Yorum Yazın