Özgür Özel: Öcalan, Meclis'e gelmek zorunda değil, imkan verilir yapar çağrısını

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Özgür Özel: Öcalan, Meclis'e gelmek zorunda değil, imkan verilir yapar çağrısını
Abone ol
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii Anonim Şirketi (TUSAŞ) tesislerinin önünde açıklama yaptı. TUSAŞ'a yapılan terör saldırısı hakkında "Bu hedef boşuna seçilmedi, bizi yıldıramazlar" diyen Özel, basın mensuplarının "yeni çözüm süreci" tartışmalarına ilişkin sorusu üzerine "Öcalan’a bulunduğu yerde imkan verilir oradan çağrısını yapar, illa Meclis’e gelmek zorunda değil" ifadesini kullandı.

CHP lideri kendisinin kullandığı iddia edilen “Şu an iktidarın karşısında olmak bize belki oy kazandırmaz" sözlerinin gerçeği yansıtmadığını belirterek "Ben Ana Muhalefet Partisi lideriyim ve iktidarın karşısındayım. Onları yenmek, iktidardan indirmek için gün sayıyorum, dakikalar sayıyorum" diye konuştu.

Özgür Özel, TUSAŞ'ı ziyaret etti. Özel burada yaptığı açıklamada gerçekleşen terör saldırısına ilişkin "Bu hedef boşuna seçilmedi, bizi yıldıramazlar" dedi.

Özgür Özel, basın mensuplarının yeni çözüm süreci tartışmaları hakkındaki sorusuna verdiği yanıtta, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin  PKK lideri Abdullah Öcalan için "TBMM'de konuşsun, terörün bittiğini, örgütün lağvedildiğini haykırsın!" sözlerine ilişkin olarak "Öcalan’a bulunduğu yerde imkan verilir oradan çağrısını yapar, illa Meclis’e gelmek zorunda değil" ifadesini kullandı.

"Yaşam Hakkı Mitingi" için çağrı

Özel, İstanbul'un Beşiktaş ilçesindeki "Yaşam Hakkı Mitingi" için çağrısını yineleyen Özel, "Tüm İstanbulluları bekliyoruz" dedi.

"Yaşam mitingini iptal etmeyeceğiz. Zaten biz bunları yapmayalım, cesaretimizi kaybedelim istiyorlar. Teröre ve her türlü şiddete karşı yaşamı savunmaya devam edeceğiz. Biz korkmayacağız, sinmeyeceğiz" diyen Özel şunları söyledi:

"Elbette kişisel endişeler, yakınlarımızın güvenlik endişeleri son derece haklı ve insani endişeler. Ama terör bu endişeleri, bu korkuyu yönetmek istiyor. Terörden medet umanlar bunu yapmak istiyorlar. O yüzden çok açık bir şekilde biz korkmuyoruz, biz sinmeyeceğiz. Biz pazar günü saat 14.30’da Beşiktaş Meydan’da olacağız ve hem teröre hem her türlü şiddete meydan okumak için oradayız. Tüm İstanbulluları, İstanbul’a erişim mesafesinde olan herkesi de bu kararlılıkla mitinge bekliyoruz. O mitingi siyasi bir miting olmaktan çok korkuya karşı meydan okuma mitingi olarak görüyoruz”

29 Ekim açıklaması

CHP lideri 29 Ekim kutlamalarına ilişkin ise "Etkinliklerin iptal edilmemesi ve 29 Ekim'e sahip çıkmak da CHP'nin ruhuna uygundur. 86 milyonu, 29 Ekim günü sokaklarda, meydanlarda olmaya çağırıyorum" diye konuştu.

"Uçakta gazeteci yokmuş"

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a Rusya'dan dönüşü uçakta "Bahçeli'nin Öcalan çıkışının" sorulmaması da hatırlatılan Özel, "Uçakta gazeteci yokmuş, o soruyu sormamışlar. O gazetecilerin çocukları 'Benim babam/annem gazeteciydi' diyecekler. 'İsmi neydi?' denildiğinde 'Aa o gazeteci değildi' diyecekler. O yüzden gazeteci işini yapsın, siyasetçi işini yapsın." dedi.

"Özeleştiri yapmak gerek"

TUSAŞ şehitlerine başsağlığı dileyen Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Öncelikle dün cenazelerine katıldığımız beş şehidimize Allah’tan bir kez daha rahmet, acılı ailelerine bir kez daha sabır diliyorum. 22 yaralımızdan 14’ü taburcu oldu, 8’inin sağlık durumlarını tedavi gördükleri hastanelerde yakından takip ediyoruz. Onların da şifa ile taburcu olmaları için hem elden gelenin yapıldığına şahitlik ediyoruz hem de dua ediyoruz. Bugün ziyaret ettiğimiz kurum, Türkiye’nin gözbebeği bir kurum.

Yaşanan süreçten dolayı hem sosyal medya üzerinden, hem televizyonlarda çeşitli eleştiriler alınıyor. Bu konu önümüzdeki günlerde tabii enine boyuna tartışılacak, güvenlik zafiyeti ile ilgili bir takım konular. Ama burada 17 bin kişinin çalıştığı bu kurumla ilgili şunu söylememiz lazım. Bir kusur varsa şunu ifade etmek gerekiyor ki hepimizi koruyan, sınırımızı koruyan, askerimizi koruyan, ordumuzu koruyan, hepimizin can güvenliğini sağlamak için gece gündüz çalışan bu insanları koruyamadıysak, hepimizin oturup bir düşünmesi, bir özeleştiri yapması lazım.

"Burası Türkiye’nin gözbebeği bir kurum"

Elbette ki olayın sıcaklığı ortadan kalktıktan sonra hem Meclis eliyle hem de tüm yönleriyle araştırılacak ve üzerinde çok konuşulacak hususlar var. Tabii burada aldığımız sunum sırasında da bir takım konularla ilgili, bir takım yanlış değerlendirmeler konusunda bilgi sahibi olduk. Bazı görüntülerin, bazı fotoğrafların bizimle paylaşılmış olmasını da son derece kıymetli buluyoruz.

Burası Türkiye’nin gözbebeği bir kurum. Ben Kaan uçtuğunda ilk paylaşımları yapan ve burası ile nasıl gurur duyduğumuzu ifade eden siyasetçilerden bir tanesiydim. Tüm Cumhuriyet Halk Partililer, TUSAŞ’ın ve iştiraklerinin, TAİ’nin ve yapılan tüm projelerin arkasında. Büyük bir dikkatle takip ediyoruz. En çok destek olunması gereken kurumlardan bir tanesi. Hem savunma sanayiinin stratejik öneminden, hem de ihracat yapıyor burası. Neredeyse 1 milyar dolar geçen sene Türkiye’ye yüksek teknoloji ihracatıyla gelir kazandırdılar. Türkiye’de cari açığa değil, kapatılmasına katkı sağlayan bir kurumla karşı karşıyayız.

Türkiye’nin ihracatının yüzde 4’ü yüksek teknolojiye, katma değere dayanıyor. Onu yapan kurumlardan bir tanesi burası. O açıdan yıpratmak yerine varsa eksiklikler, o eksiklikleri derhal ve hızlı şekilde ortadan kaldırmak, bu tip kurumları korumayı kendine bırakmak yerine bu tip kurumların en ciddi şekilde silahlı kuvvetler ve emniyet tarafından korunmasına dikkat etmek, belki bu kurumların içinde özel timler bulundurmak. En küçük askeri birliğin içinde 24 saat hazır bekleyen, kıyafetiyle yatan, silahı elinde uyuyan ani müdahale mangaları var. Bunları mutlaka bu tip kurumlarda ki bu kurum dünyada aynı kampüsteki, tek bir kampüs içindeki en büyük savunma sanayi kuruluşu. Ondan durumun ciddiyetini kavramak gerekiyor. TUSAŞ için mukabele etmekte bir eksiklik olduğu açık. Bu konuda İçişleri Bakanlığı’nın ve Milli Savunma Bakanlığı’nın kendi değerlendirmelerini de hızlı bir şekilde yapmaları gerektiğini ifade etmek isterim.

"Bizi yıldıramazsınız"

Özgür Özel, basın mensuplarının yönelttiği “Normalleşme adımlarının atıldığı bir dönemde böylesine kritik kurumun hedef alınmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna verdiği yanıtta ise şunları ifade etti:

“İçeriden ya da dışarıdan, bu belki yakın zamanda öğrenilemeyecek ama orta vadede ve uzun vadede birlikte öğreneceğiz, bu hedef boşuna seçilmedi. Bu hedef Türkiye’ye kendi uçağınızı yapıyorsanız, kendi uçak motorunuzu yapmak için bir azminiz varsa ve ülke olarak bunun arkasında duruyorsanız, ‘Ayağınızı denk alın’ diyen bir dış kuvvet söylüyorsa, biz o dış kuvvete diyoruz ki; ‘Bizi yıldıramazsınız. Bu hedeflerden Türkiye’yi geriye bırakamazsınız.’ Yok içeride birileri burayı, bu stratejik hedefi seçerek ülkeye istikamet vermek veya bir takım olayların gelişimine engel olmak ya da yön çizmek istiyorsa buna teslim olmamak, bunlara verilecek en iyi cevaptır. Terörü kim, ne amaçla kullanıyorsa, ne amaçla yapıyorsa, kimden ve nereden geliyorsa lanetliyoruz. Bunu çok açık ve net şekilde ifade etmek gerekir."

"Ben Ana Muhalefet Partisi lideriyim ve iktidarın karşısındayım"

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Diyarbakır’da basın kapalı bir toplantıda söylediği iddia edilen, “Şu an iktidarın karşısında olmak bize belki oy kazandırmaz ancak biz tarihin doğru tarafında olmuş olacağız” sözlerine yönelik soruya verdiği yanıtta ise şunları söyledi:

“Arkadaşlar öyle bir şey yok. Öyle ‘İktidarın karşısında olmak’ der miyim arkadaşlar. Ben Ana Muhalefet Partisi lideriyim ve iktidarın karşısındayım. Onları yenmek, iktidardan indirmek için gün sayıyorum, dakikalar sayıyorum. Böyle bir şey demem. O kapalı toplantıdan kötü niyetle yazılmıştır demiyorum. Benzer bir cümle oldu. Şöyle söyleyeyim, iktidarın karşısında değil. ‘Eğer biz Türkiye’ye barış getirecek, terörü bitirecek bir sürecin karşısında kısa vadeli beklentilerle durursak tarih önünde yanlış yapmış oluruz’ dedik. Niye iktidarın karşısında olmayayım. Kaya gibi karşısındayız. Bu iktidarın karşısında durmaktan, ama onu aktaran arkadaş şu anda sırf iktidara muhalefet etmek için bu sürecin karşısında gibi aktarılırsa daha doğru olurmuş. Bizim karşısında durmadığımız şey barış umududur, karşısında durmadığımız şey net olarak terörün bitmesi, silahların bırakılması umududur. Bu başka bir şey. İktidarın karşısında durmak başka bir şey.

"Öcalan konuşacak diye illa o kürsüye gelmek zorunda değil"

Ayrıca şunu da söyleyeyim, yöntem olarak da oradan oraya bir parti siyasi yankesicilik umuduyla ‘Efendim Özgür Özel ülke vadetti’. Bir kelime sonra şunu söylüyorum. ‘Bu ülkeyi Türklerle birlikte Kürtlerin de 86 milyonun kendini ait hissettiği bir ülke yapalım. Size devleti tam olarak benim gibi sahiplenmeyi teklif ediyorum’ demek toprak teklif etmek demek midir? Teklif ettiğimiz, Türkiye Cumhuriyeti devletini 86 milyon olarak sahiplenmek. Buna kim karşı çıkabilir? ‘Yok efendim Abdullah Öcalan’ın fikri’. O fikir Sayın Bahçeli’nin fikri. Biz dedik ki ‘Meclis odaklılık ve ne yapılacaksa Meclis karar verecek’. Sayın Bahçeli kendine özgü, çok tartışmalı bir şey söyledi. Ve bizim pozisyonumuz şu, çok net. ‘Biz şehit ailelerinin ve gazilerin de yüzüne bakamayacağımız hiçbir sürecin içinde olmayız’ dedik. Bu çok net. Biz barışı destekliyoruz, silah bırakmayı destekliyoruz. Ama eğer Abdullah Öcalan‘ı buraya getirme fikrinin sahibi Sayın Bahçeli’dir. Ona sorulması lazım. Bizim öyle bir fikrimiz yok. Ama biz ‘Tüm aktörlerin sözü kıymetlidir’ diyoruz. Öcalan konuşacak diye illa -Bahçeli’nin de kullandığı, DEM’le ortak kullanıyorlar- o kürsüye gelmek zorunda değil. Öcalan bulunduğu yerden, imkân verilir, o çağrısını yapar. Bu kadar basit bir meseleyi bir parti siyasi yankesicilik yapacak, Cumhuriyet Halk Partisi’ni yıpratacak diye bu algı oyunlarına kimse alet olmasın. Bizim duruşumuz, pozisyonumuz nettir."

"Her konuda konuşan Erdoğan konuşsun"

Özel, son olarak, "Çözüm süreci olarak da değerlendirilen bir süreçten bahsediyoruz. TUSAŞ’a gerçekleştirilen bu terör saldırısı sonrası bu süreç farklı bir evreye girer mi?” sorusuna, “Yani nasıl bir süreç onu henüz bilmiyoruz. Erdoğan bir konuşsun, bir konuşsun. Her konuda konuşan Erdoğan konuşsun. Ona çok yer veren medya -sözüm meclisten dışarı- versin. Erdoğan geceleyin uykusunda konuşmaya başlasa canlı yayına geçenler bir Erdoğan’a bunu sorsunlar. Neden bahsediyoruz bir bilelim. Ondan sonra. Ama TUSAŞ‘a yapılan saldırının amacı neyse hepimizin ortak iradesiyle bu geri püskürtülmelidir onu söylemek isterim" yanıtını verdi.


Yorum Yazın