Özgür Özel, Selahattin Demirtaş'ı ziyaret etti

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Özgür Özel, Selahattin Demirtaş'ı ziyaret etti
Abone ol
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, eski HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'ı Edirne cezaevinde ziyaret etti.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Edirne Cezaevi'nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı ve eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı’yı ziyaret etmek için Adalet Bakanlığı'na başvuruda bulunmuştu.

Özel, Edirne cezaevinde tutuklu bulunan Demirtaş ve Mızraklı'yı ziyaret etti. 

"Kadınların Çığlığını Duyuyoruz

Görüşmeye ilişkin olarak sosyal medya hesabından bir çağrı metni yayınlayan Demirtaş, kadına şiddete yönelik çözüm önerilerini sıralayarak şunları ifade etti: 

Bu çağrı ben dahil tüm erkeklere, zihniyetimizle yüzleşme çağrısıdır. Kadınlara yönelik cinayet, şiddet, tecavüz, taciz, tehdit vakaları kan donduran vahşet boyutlarına ulaştı. Kadınlar için sokaklar, iş yerleri, okullar, hastaneler hatta yaşadıkları ev bile cehennem azabına dönüştü, toplumsal kaygı içindeyiz.
Bir erkek olarak bu konuda çağrı yapmak bile zor çünkü cinsiyet olarak fail olan tarafta yer aldığımı biliyorum. Kadınların maruz kaldığı şiddet, bireysel değil toplumsal bir sorunun yansımasıdır ve bu soruna karşı mücadeleyi salt kadınların omzuna yüklemek yerine biz erkeklerin de elimizi taşın altına koymamız gerektiği açıktır. Buradan tüm erkeklere sesleniyorum, sadece bir dakika duralım ve düşünelim; suçu, suçluyu başka yerde aramayalım. Bu düzenin yaratılmasından, şiddeti besleyen zihniyetin oluşmasından söylemlerimizle, eylemlerimizle hepimiz sorumluyuz. Sorgulamaya, değişime kendimizden başlayalım. Biz erkekler doğuştan bu kadar vahşi, barbar, acımasız değiliz. Erkek egemen zihniyeti adım adım biz yarattık ve bu şiddet döngüsünün kurulmasına biz sebep olduk. O halde eşit, adil, güvenli bir yaşam inşa edilmesine fırsat sunma sorumluluğu da bizdedir.

"Kendimizle yüzleşerek kadınların mücadelesine omuz verelim" 

Kalıcı bir çözüm bulmak için, erkeklerin bu konudaki sorumluluğu sessiz kalmaktan öte hem özeleştiri yapmak hem de sistemi dönüştürmeye yönelik taleplere destek olmaktır. Ancak bu destek, kadınlara ne yapmaları gerektiğini söyleyen bir dil yerine, onların yanında yer alarak ve dinleyerek verilmelidir. Bu yazı da toplum olarak sorumluluklarımızı yeniden hatırlamak için kaleme alındı. Unutmayın; kadınlar biz erkeklere sesleniyor, isyan ediyor, feryat ediyor, mücadele ediyorlar. Biz de kendimizle samimiyetle yüzleşerek kadınların mücadelesine omuz verelim. Bu utanca, bu vahşete ve barbarlığa ortak olmak istemeyen tüm erkeklere çağrımdır, gelin her yerde yüksek sesle biz de haykıralım ve 'Kadınların çığlığını duyuyoruz' diyelim.

"Toplumsal barışı inşa etmek istiyorsak..."

Ayrıca Sayın Cumhurbaşkanı başta olmak üzere, bugün ziyaretimize gelen Sayın Özgür Özel'e, tüm siyasi parti liderlerine, milletvekillerine, yargı mensuplarına, barolara, belediyelere, sivil toplum örgütlerine, güvenlik bürokrasisine çağrı yapıyorum; acil ve etkili tedbirler için lütfen iş birliği yapın, kadınların isyanını ve haklı taleplerini duyun. Siyasetteki erkek egemen dili, modeli, politikaları ve uygulamaları değiştirerek işe başlayalım. Toplumsal barışı inşa etmek istiyorsak gelin önce buradan başlayalım. Çünkü özgürlük ve demokrasi herkes için hayata geçmeden barış da sağlanamaz.
Bu çerçevede kadınların talep ve beklentilerini, sadece aracılık ederek bir kez daha duyurmak istiyorum."

"Her dilde hizmet veren Alo Şiddet hattı kurulmalı"

Erkek şiddetine yönelik orta vadeli alınabilecek önlemeri sıralayan Demirtaş, şunları ifade etti: 

1. Kadın hakları ve toplumsal cinsiyet konuları ilkokuldan itibaren zorunlu ders olarak müfredata dahil edilmeli.

2. Kadınlara yönelik istihdam olanakları arttırılmalı,
tüm iş yaşamında kadınlara iş güvencesi ile eşit işe eşit ücret politikası uygulanmalı.

3. Sığınak sayıları arttırılmalı, sığınaklardaki kadınları güçlendirme politikalarına önem ve öncelik verilmeli.

4. Ücretsiz olarak 7/24 herkesin ulaşabileceği, her dilde hizmet veren Alo Şiddet hattı kurulmalı

5. Tüm il ve ilçelerde yaygın halk eğitimleri, paneller, açık oturumlar, konferanslar düzenlenerek erkelerin bilinci arttırılmalı. Tüm
billboardlarda her ay, bir hafta boyunca sadece bu konuda duyarlılık çağrısı yapan afişlere ücretsiz yer ayrılmalı.

6. Özel televizyon kanalları ve TRT'nin tüm kanallarından, her gün kamu spotu niteliğinde yayınlarla bu konu işlenmeli. Hazırlanacak video hakkında kadın örgütlerinden görüş alınmalı.

7. Televizyon dizilerindeki kadına yönelik şiddet içeren sahnelere son verilmeli.

8. Kadın örgütlerinin talepleri doğrultusunda ve İstanbul Sözleşmesi'nde de yer alan Cinsel Saldırı Kriz Merkezleri kurulmalı.

9. Tüm illerde tüm kadın örgütlerinin de yer aldığı kadına dönük şiddet ve ayrımcılığa son koordinasyonları kurulmalı.

10. 6284 sayılı yasadaki koruyucu ve önleyici tedbirler kadınların talebi halinde hızlıca alınmalı, yasanın tartışılmasına son verilmeli.

11. Kadına yönelik şiddet, taciz ve tecavüz kapsamında hüküm giymiş kişilerin cezaevinde kadınlara dönük ayrımcılık ve şiddete karşı zorunlu eğitim almaları sağlanmalı.

12. Bu çalışmaların tümü, kadın örgütleri ve ilgili sivil toplum kuruluşlarıyla ortak irade ve birlikte çalışmayla hayata geçirilmeli, şiddete karşı mücadelede yan yana ve kararlı bir duruş sergilenmeli."

Görüşmenin ardından Özel'den açıklama: Siyasi anlamı olan bir ziyaret 

Görüşmenin ardından basın açıklaması yapan Özel, şunları söyledi: 

"Türkiye'nin siyasi tarihine böyle bir görüşmeyi bırakmak bizler için utanç verici ama esas sorumlunun kim olduğunu herkes biliyor. Sayın Demirtaş, bana son kitabını hediye etti ve bunun yanında bir çağrı metni ulaştırdı. Aslında bu çağrı metni çok şeyi söylüyor. Eğer topumsal barıştan bahsedeceksek diyor Selahattin Bey, bu işe öncelikle esas sorumlu erkeklerden başlayarak ilk adımı atlamıyız diyor. Kadınların, çocukların güvende olmadığı bir ülkede nasıl barış olabilir? Kendisi bu yaptığı çağrının içinde diyor ki, 'Ççimizdeki erkeğe sesleniyorum.' Çok acılar çekiyor, utanç veren ziyaretler yapmak zorunda kalıyoruz. Toplumsal barışı hep birlikte sağlayacağız."

"Siyasi anlamı olan bir ziyaret"

Bu ziyaretin siyasi bir anlamı olduğunu da vurgulayan Özel, MHP lideri Bahçeli ve DEM Partili'lerin el sıkışmasının "uzaktan uzatılmış bir el" olduğunu ve kişisel çıkarlar barındırdığını belirterek şöyle konuştu: 

"Bu ziyaret daha önce kararlaştırdığım Doğu ve Güneydoğu gezisi yapılmadan önce olmazdı. Gecikmiş bir ziyaret. Her ikisi de o illerin seçilmiş vekilleri. Bu ziyaret siyasi anlamı olan bir ziyaret. neredeyse bir haftaya veren ziyaretin ilk günü bugündür. Bugün Selahattin Demirtaş ile görüşmeden 6 ilde olmanın anlamı olmazdı. Ben kendi adıma ve partim adına gelecekte iyi şeyler olacaksa Türkiye için kimse kimseyi engellememeli, kişisel çıkarlar üstünden hesap yapılmamalı, 86 milyonun çıkarı birlikte gözetilmeli diyorum. Bunları yapmak yerine uzaktan el doğrudur demeye devam ediyorlar."

"TBMM'nin önemini de vurgulamaya devam edeceğiz" diyen Özgür Özel, "Toplumun çok önemli bir kesiminin yoksullaştığı süreçte esas sorunların konuşulmadığı sürece de izin vermeyeceğiz. Türkiye yeni bir şey konuşuyorsa da o konuyu dikkatle takip edeceğiz. Elbette TBMM'nin önemini de vurgulamaya devam edeceğiz" dedi.

"Gittiği yerde hesabını verir, Türkiye'de yargı önünde vermesini isterdik fakat olmadı"

Özel, gazetecilerin "FETÖ lideri Gülen'in ölümüne ilişkin olarak ne düşünüyorsunuz?" sorusunu ise şöyle yanıtladı: 

"Kişiler öldüklerinde öbür dünyaya veballe gidiyorlarsa öbür dünyaya en büyük veballe giden kişi Fetullah Gülen'den başkası değildir. Gittiği yerde hesabını verir, Türkiye'de yargı önünde vermesini isterdik fakat olmadı. Onun gibilerin elinde koca bir siyasi güç ve organizasyon bıraktı. Türkiye'de belki aktiviteleri görünür değil ama dünyanın dört bir yanındadır. Devletin silahımı kendi silahı yapmış bir terör örgütünden bahsediyoruz. 55 yıl önce Sızıntı adlı dergiyle çıkıp devlete sızmış bir terör örgütünden bahsediyoruz. Bunlar dışında söylenecek her kelime bunlar için bir israf.


Yorum Yazın