Lemi Özgen'in kaleme aldığı "Pembe menevişler silindi" başlıklı yazı...
“Bu sabah inanamayacağım bir manzara ile karşılaştım. Boğazda oturduğumuz yalının balkonuna kahve içmek için çıktığımda, bütün balkonun kocaman balıklarla dolu olduğunu gördüm. Balıklar henüz canlıydılar ve çırpınıp duruyorlardı. Hizmetkarımız Fatma, aniden soğuyan deniz suyundan kaçmak isteyen balıkların, zıplayarak sahile ve balkonlara doluştuğunu söyledi. Şaşkınlığım hala sürüyor”…
Bu sözler, 1672’de İstanbul’u ziyaret eden Lady Mary Montegue’ye ait. Zamanın İngiltere Büyükelçisi olan eşinin yanına gelen ve İstanbul’da bir süre yaşayan Montegue, daha sonra anılarını bir kitap olarak İngiltere’de bastırdı. Lady Montegue anılarında Boğaziçi ve Boğaziçi balıklarından söz ederken, her mevsimde en az yirmi çeşit balık bulunduğunu ve İstanbul halkının balık tutmak için ucuna olta bağlanmış bir ipi denize sallandırmalarının yeterli olduğunu söylüyor.
“Marsilya, Toronto ve Venedik de balık bolluğunda üstündür ama Boğaz hepsini aşar. Balık o kadar boldur ki, herhangi bir kimse hiçbir balıkçılık deneyimi olmasa bile rastgele çok sayıda balık tutabilir. Kıyıdaki evlerde oturan kadınlar ve çocuklar, pencerelerinden sarkıttıkları hasır sepetle balık tutar. Yemsiz oltayla bile tüm Yunanistan’a yetecek kadar palamut tutulabilir”…
Yorum Yazın