Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, koronavirüste pozitiflik oranlarının artmaya başladığını söyleyerek, "Daha önce istediğimiz 100 testten 3 ila 4 pozitif çıkarken şimdi pozitiflik oranı yüzde 20 ila 30'lara ulaştı" dedi.
Prof. Dr. Ceyhan, şu anda polikliniklere ateş, boğaz ağrısı, öksürük hapşırma, genel vücut ağrısı şeklinde şikâyetlerde başvuru sayılarının arttığını söyledi. Ceyhan, "Birçok hastalık bu şekilde davranabilir; ancak baktığınız zaman henüz Türkiye'de maalesef tarama sistemi olmadığı için bu konuda biz ne kadarı bunların koronavirüsle ilgilidir, ne kadarı griptir, ne kadarı nezledir çok iyi ayırt edemiyoruz. Ancak gördüğümüz şu; hastalara test yapmak çok zorlaştı.
Çünkü Sağlık Bakanlığı, test yapma kriterlerini 2020 yılında, yani salgının başladığı dönemde belirledi. Ve o dönemde hastalık ağır seyrediyordu. Test yapabilmeniz için bir hastaya gerekli belirtiler daha kolay görülüyordu. Ancak şu an koronavirüs, sağlıklı insanlarda daha hafif seyrettiği için artık o eski tabloda gelmiyor hastalar. Geriye insanların kendi olanaklarıyla özel laboratuvarlarda para ödeyerek yaptırdığı testler kalıyor" dedi.
''Önemli bir kısmı Eris kısmı varyantı''
Buna göre de, pozitiflik oranları giderek artmaya başladığını belirten Ceyhan, "Daha önce istediğimiz 100 testten 3 ila 4 pozitif çıkarken şimdi pozitiflik oranı yüzde 20 ila 30'lara ulaştı. Ama bunların ne kadarı Eris varyantına bağlıdır öğrenmek için de varyant analizi yapmamız lazım. Ama varyant analizini yapmanız için de virüs elde etmeniz lazım. Bunun için de testler son derece azaldı. Ve dolayısıyla varyant analizi de yapmıyoruz.
Oysa Türkiye bunları yapabilecek olanağa sahip. Dışarıda görülen bir virüsün bulaşmaması şu andaki tamamen tedbirsiz dönemde mümkün değil. Yani eskiden sınırlarda bazı tedbirler alırken, insanlar testlerle ülkeye sokulurken şimdi hiçbir önlemi almıyoruz. Dolayısıyla Eris varyantı mutlaka Türkiye'de var. Ve bunların önemli bir kısmının da Eris varyantı olduğunu tahmin ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Ceyhan, mutasyonun bulaş sırasında oluştuğuna dikkat çekerek, "Dolayısıyla siz bulaşa ne kadar izin verirseniz yeni virüs varyantlarının gelişimi o kadar kolaylaşıyor. Ve nitekim zaten yüzlerce varyant gelişti salgının başından bu yana" dedi.
''Grip son derece ağır bir hastalık''
Ceyhan, gribin hafif bir hastalık olduğu algısından kurtulmak gerektiğini ifade ederek, "Gribin neden olduğu ölüm sayısının yanına ne savaşlar yaklaşabilir, ne depremler, ne de başka bir felaket. O yüzden grip son derece ağır bir hastalıktır. Normal dönemde yüzde 1 civarında, salgınlarda ise yüzde 3 civarında ölüme neden olur. Hemen hemen her zaman yatağa düşürür insanı. Nezleyle gribi karıştırıyorlar. Onun için gribi küçümsüyorlar. Grip midir yoksa koronavirüs müdür, bu ikisini ayırt etmek son derece önemli.
Henüz daha koronavirüsün etkin bir tedavisi yok. Koronavirüsü iyileştirecek böyle bir ilaç geliştirilmedi. O yüzden koronavirüs dediğiniz zaman tamamen hastanın belirtilerine yönelik ateş düşürücü, ağrı kesici gibi ilaçlar kullanabiliyoruz. Ancak gribin çok etkin tedavisi var. O yüzden grip olan hastaya o tedaviyi verebilmeniz için grip olduğunu göstermeniz lazım. Bu her iki hastanın testleri de mevcut. Türkiye'de de birçok laboratuvarda yapılabiliyor. Onun için mutlaka bu olanağın vatandaşlar için sağlanması lazım" diye konuştu.
Yorum Yazın