İsveçli yönetmen, Claes Olle Ruben Östlund’un, kara mizah ile dansından doğan bu arşivlik film, Hüzün Üçgeni(Triangle of Sadness), insanlığın, ateşi bulduğundan itibaren sözde, “ gelişme ve medenileşme” adı altında, aslında kendinden yani kendi özünden, ne derece saptığını ve bütün insanlık adına, kendisine ve birbiri ile paylaştığı tek ev olan dünya üzerinde ne de güzel ihanet ve kötülük batağına çakıldığının belki de en iyi versiyonu.
KüçükÇiftlik Film Kulübü katkılarıyla, Bahçe Sinemasında izleme şansını bulduğumuz;75.Cannes Film Festivalinde, En İyi Filmi olarak; Altın Palmiye’den daha da fazlalarını hak eden bu dahiyane film; izleyiciyi; yükselme ve tek derdi para kazanmak olan insanlığın, kendi yarattığı girdapların içinde şekilden şekle savruluşunu; sistem diye öne sürülen insan sömürüsünün kaynaklarını, çözüm önerilerinin altında yatan ana temelleri, insanın insana sömürüsünü, en ince ayrıntısına kadar sunuyor. Bizi en gösterişli mekânlardan yani podyumlardan alıp; yüksek popülarite, beğenilme iç güdüsü, beğenilmenin dayanılmaz cazibesi altında, para gücü ile çarptırması. Sözde yüksek elit tabakaları, o tabakların diğer insanlara nasıl da böcekten daha da kötü muamele edişini ve son tahlilde oyunun piyonları değiştiğinde, en alt tabakada olanların da aslında eninde sonunda kendi özünde yatan gerçekliği nasıl da hiç çekinmeden ortaya çıkaracağını açık ve net olarak sunmakta.
Yorum Yazın