Suriye’de Beşar Esad rejimi resmen sona erdi. Şüphesiz ülkemizi ilgilendiren en önemli konu ise Türkiye’ye gelen milyonlarca Suriyeli mültecinin geri dönüp dönmeyeceği. “Suriyelilerin ülkelerine geri dönmelerinin önünde bir engel var mı?” sorusunu Muhalif’in değerli yazarlarına yönelttik…
Muhalif Özel
Derleme: Oğuz Büber
Suriye’de 13 yılı aşkın süredir devam eden iç savaş Esad rejiminin devrilmesiyle sona erdi.
Radikal İslamcı Heyet Tahrir Şam’ın (HTŞ) önderliğindeki silahlı gruplar, Halep ile başlattıkları saldırılarının 10’uncu gününde Şam’a da girmeyi başardı.
Beşar Esad’ın ülkesinden firar ettiği söylentilerinin de artmasıyla ülkemizde “Suriyeliler artık ülkelerine geri dönebilecek mi?” sorusu merak edilmeye başlandı.
Biz de yazarlarımıza Türk halkının çok merak ettiği o soruyu yönelttik:
“Beşar Esad resmen düştü. Suriyelilerin geri dönmelerinin önünde artık bir engel var mı?”
Leyla Emeç Tavşanoğlu
“Geri dönmelerinin önünde hiçbir engel yok. Suriyeliler neden geldi? Suriye’de savaş vardı; Esad rejimine muhalefet ediyorlardı, Esad diktatör diyorlardı bu yüzden geldiler. Sığınmacı statüsünde resmi olarak gelenlerden bahsediyorum, Birleşmiş Milletlere uygun olarak gelenlerden. (Bunun yanı sıra bir de kaçaklar var.) Bunlar sığınmacı statüsüyle geldiler. Şimdi savaş bitti. Esad rejimi devrildi. Şu anda uluslararası hukuka göre geri dönmelerine bir engel yok.
Fakat bir de işin gerçeği, fiiliyatı var. Suriyeliler aşağı yukarı 2011’den beri, 12-13 yıldır Türkiye’de yaşıyorlar. Bu arada çocukları oldu, kendilerine iş kurdular, çeteleştiler vs. Bunların ne kadarı gitmek ister? Gitseler de evlerini bulabilecekler mi? Birçok soru işareti var…”
Ayla Ganioğlu
“Bakanlar Kurulu tarafından alınmış olan geçici koruma statüsünün kaldırılması gerekiyor. Resmi olarak gitmek isterlerse giderler. Buna herhangi bir engel yok. Burada kalmalarını engellemek amacıyla hükümet koruma statüsünü artık şartlar değişti diye resmi olarak kaldırsa Türkiye’de hiçbir şekilde kalamazlar ama onu yapacaklarını zannetmiyorum. Oradaki rejimin devrilmesinin en önemli nedeni olarak ekonomik çöküntü gösteriliyor. Söylenenlere göre; elektrik yok, su yok, mafyalaşma var, fakirlik var. Bu korkunç şartlara bir de savaş ortamı ve yıkıntıya kimse gitmez. Gidiyor dediklerinin gerçek olduğunu düşünmüyorum.
Bir de o kargaşa ortamında hesaplaşma olacak tabii. Normal bir düzen göremeyeceğiz. HTŞ ele geçirdi gözüküyor da; hesabını görmek isteyen, hınç almak isteyenlerin oluşturduğu iç savaş ortamı da yaşanacak. Dolayısıyla doğru dürüst yaşanabilecek ekonomik şartlar da olmayacak.
Bölgede tam sükunet sağlandıktan sonra Türkiye’nin de içinde olacağı uluslarası çapta bir görüşme süreci başlayacaktır.
Şu an için ancak binler gidebilir Türkiye’den. Bakanlar Kurulu’ndan statüyü kaldırma kararı geleceğini hiç zannetmiyorum. ‘Buradaki insanları olduğu gibi gönderecek şartlar var mı, yok mu? Yıkılmadık yerler, savaş görmemiş yer var mı?’ bunların cevabını bilmiyoruz. Ekonomik olarak çökmüş bir yapıya burada rahat, huzur içinde yaşayan insanları sadece yeni yönetim oluştuktan ve inşa süreci başladıktan sonra gönderebilirsiniz. Umarım o zaman da Türkiye’deki Suriyelilerin en az yarısından fazlası gider.”
Can Baydarol
“Gayet tabii var. Evleri yıkıldı nereye gidecekler? Önce oranın imar edilmesi lazım ki gidebilsinler.
13 yıl süren bir savaş söz konusu. 13 yıl içerisinde göç edenlerin evlerine kimler girdi, kimler çıktı. O evlerin ne kadarı ayakta kaldı? Arsalar ne oldu? Mülkiyet el değiştirdi mi, değiştirmedi mi? İlk etapta gitseler bile duruma göre geri dönebileceklerini düşünüyorum.
İkinci bir sorun. Çoğu Türkiye’ye yerleşti, yeni bir hayat düzenine geçtiler. Çocukları burada doğdu. En az bir milyona yakın Suriyeli çocuktan bahsediyoruz. Dolayısıyla çocukların okulları burada. Yerleşik düzene geçtiler burada.
Şimdi birden en iyi ihtimalle yüzde 25 civarı geri dönebilir. Ama gelen herkesin geri dönmesini çok makul görmüyorum. Tabii şu anda ne söylesek spekülatif olacak. Her şeyi sahadaki koşullar belirleyecek. Birçoğunun dönme isteğini ifade edenlerden görebiliyoruz. Ama bu bugünden yarına olabilecek bir şey değil.”
Muzaffer Ayhan Kara
“Türkiye’ye gelen Suriyelilerin yüzde 90’ı kuzey bölgesinden. Kuzey derken kastettiğim YPG-PYD bölgesinden değil Halep, İdlip ve yakın bölgelerinden. Bunlar Türkiye’ye 2011’den itibaren gelmeye başladılar. Buradaki Suriyelilerin çok büyük bir bölümü de küçük yaştaki çocuklar. Yani 4 milyon kişi varsa bunun en azından 1,5 milyonu 0-12 yaş arasındaki çocuklardan oluşuyor. Bu çocukların üçte ikisi burada okula gidiyor. Bir kısmı çalışıyor, bir kısmı esnaf, bir kısmı önemli meslek sahibi insanlar. Bu çerçevede; Suriyelilerin, nasıl olsa Esad rejimi düştü Halep, Hama muhaliflerin kontrolüne geçti diye çabucak Suriye’ye dönmeleri söz konusu olamaz. Çünkü burada bağlantıları var, burada yerleşimleri var, burada hayata tutunuşları var.
Orada da ekonomi yok, üretim yok. Şehirler birçok yönüyle harap olmuş. Altyapı yok, doğru düzgün elektrik verilemiyor. Kamu görevlileri maaş alamıyor. Böyle bir atmosfer var orada. Tüm bu şartlardan altında hızlı bir şekilde geri dönüş söz konusu olamaz. Mümkün değil. Ancak buradakilerin bir kısmı, elverişli olanlar oraya bir gidip bakarlar. Durumu görürler.
Rejimin de bir oturması gerekiyor tabii. Yeni kurulacak rejim nasıl bir rejim olacak. Geçiş hükümeti ne yapacak? Burada iyi kötü kurallar var. Orada bir kural yok. Anayasa yok, yasalar yok, kurumsal bir işleyiş yok. Bir süre oraya izleyeceklerdir.
Hızlı bir şekilde geriye dönüşün söz konusu olması beklenmemeli. Ama zaman içerisinde buraya gelenlerin oradaki gelişmelere bağlı olarak yarısının dönmesini bekliyorum. Oradaki gelişmeler derken; kentler imar olursa, ekonomik süreçler işlemeye başlarsa, eğitim hayatı başlarsa gibi şartları içerisinde sayıyorum. Ama diğer yarısının daha uzun bir süre Türkiye’de kalacağını düşünüyorum. Zaten bir kısmı da vatandaş oldu.
Sonuç olarak söylemek gerekir ise; hızlı bir dönüş mümkün değil. Oradaki gelişmelere bağlı olarak zaman içerisinde bir dönüş söz konusu olabilir. Ama tamamının dönmesi beklenmemeli.”
Mustafa Tiğrek
”Kimisi gitse orada bıraktığı evini bulamayacak. Kimisi zaten burada doğdu, büyüdü. Kimisi buraya genç geldi yetişkin oldu. Bildikleri yer burası, orayı bilmiyorlar ki. Esad gitti bunlar döner diye net bir sonuç olacağını zannetmiyorum.”
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki’nin “Sanayiyi onlar ayakta tutuyor” açıklamasının önemine vurgu yapan Tiğrek olayın birkaç boyutu olduğunu belirtti ve bir boyutuna eski bir yazısında derinlemesine şekilde yer verdiğini de ifade etti.
Yorum Yazın