Gazeteci Tolga Şardan’ın tutuklanmasına tepki gösteren Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Kendi ifadesiyle Tolga Şardan gazeteci, gazetecilik yaptı, o kadar. Böylesine önemli bir konuda yer yerinden oynaması gerekirken bu konuyu farklı açılardan gündemde tutmaya personel bir gazeteciye yapılan haksızlıktır. Hükümet gündemden düşürmeye çalışsa da biz bu konuyu gündemde tutmaya devam edeceğim” dedi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, TBMM’de haftalık değerlendirme toplantısı yaptı. Babacan şunları söyledi:
”Geçen haftadan beri ülkemizde çok ciddi bir hukuk ihlali yaşanıyor. Bir gazeteci arkadaşımızın tabiriyle anayasal düzene karşı bir darbe gerçekleşmiş durumda. AYM’nin kararları bağlayıcıdır, birilerinin keyfine göre, siyasi hesaplara göre bu kararları eğip bükemezsiniz. AYM’nin verdiği karara rağmen Can Atalay hala hapiste. Bunlar hukuksuzluğu bir adet haline getirdiler, biz bu hukuksuzluğu reddediyoruz. Hiç kimse halk beni seçti kafama eseni yaparım diyemez diyoruz. Demokrasi hukukla bir anlam kazanır, hukukun olmadığı bir demokrasi seçilenlerin keyfine göre yönetmesi, adaletsizlik, yolsuzluk, dünyada itibarsızlık demektir. Cumhurbaşkanı başta olmak üzere bu süreçte dahli olan herkesi derhal hukukun gereğini yerine getirmeye davet ediyorum.”
Tolga Şardan’ın tutuklanmasına tepki
İstanbul Anadolu Adliyesi Cumhuriyet Başsavcısı’nın HSK’ye yargıdaki hukuksuzluk iddialarına dair başvurusuna değinen Babacan, ”Ciddi bir hareket yok, bu iş ciddiye alınmış değil kulaklarının üstüne yatma söz konusu. Üstelik bu konuda haber yapan gazeteci Tolga Şardan da tutuklandı. Kendi ifadesiyle Tolga Şardan gazeteci, gazetecilik yaptı, o kadar. Böylesine önemli bir konuda yer yerinden oynaması gerekirken bu konuyu farklı açılardan gündemde tutmaya personel bir gazeteciye yapılan haksızlıktır. Hükümet gündemden düşürmeye çalışsa da biz bu konuyu gündemde tutmaya devam edeceğim” dedi.
Babacan, şöyle devam etti:
”Akıl bilim dışı politikalar”
”KYK bursları ve kredileriyle ilişkin açıklanan karar gerçekten hükümetin bu ülkenin gerçeklerinden habersiz, gençlerinden bihaber olduğunu gösteriyor. Bu ülkede mutfak enflasyonunun resmi rakamlara göre dahi yüzde 85 olduğunu siz bilmiyor musunuz, öğrencilerin en önemli harcama kaleminin gıda olduğunu bilmiyor musunuz? Gıda ve barınma temel ihtiyaç. Bağımsız araştırmaların gösterdiği enflasyon da yüzde 130. Tüm bu rakamlar ortadayken gençlerin burslarına, kredilerine yapılan artış yüzde 60, o da 2 ay önce açıklanıyor, 1 Ocak’tan itibaren geçerli. Sadece dar gelirlileri sıkarak bu ekonomik sorunu çözemezsiniz. Akıl bilim dışı politikalardan dönülecek diye biz beklerken Merkez Bankası hala arka kapıdan döviz satışına devam ediyor, niçin şeffaf olmuyorsunuz, rasyonel politikalara dönüş bu mu?
”Genel Kurul’da görüşüp kabul ettiği yasalar nihayetinde uygulanmayacaksa bu Meclis niye var?”
Kısa bir süre önce görevinden ayrılan BDDK Başkanı baktık ki bir bankanın genel müdürü olmuş. Bankacılık Kanunu’nda çok açık hüküm var; BDDK Başkanı, üyeleri görevlerinden ayrıldıktan 2 yıl boyunca denetledikleri kurumlarda görev alamaz diyor. Bu hükme uymayanla ilişkin hapis cezası diye ayrıca madde var kanunda, inanılır gibi değil. 600 milletvekiline ve Meclis Başkanı’na sormak istiyorum; Meclis niye var? Bu Meclis’in gece gündüz çalışıp komisyonlarda, Genel Kurul’da görüşüp kabul ettiği yasalar nihayetinde uygulanmayacaksa bu Meclis niye var? Böyle böyle TBMM’nin altı oyuluyor.
”Zeren’ler ölmesin de tedbir almak ülkeyi yönetenlerin elinde”
Son 5 senedir barınamayan gençler sorununa değiniyorduk, şimdi barınabilen gençlerin can güvenliği sorunu ortaya çıktı. KYK yurtlarının can güvenliği, emniyet açısından derhal incelenmesi gerekir. Zeren’i kaybettik telafisi yok ama başka Zerenler ölmesin diye tedbir almak ülkeyi yönetenlerin elinde şu anda.
”Yeni bir projemiz var; ‘Yerelde Kadına Yer Var’”
Bir yandan kongre takvimimizi başlatırken başka yandan önümüzdeki yerel seçimlerle ilişkin yoğun bir hazırlık içindeyiz. 2 gün önceki Genel Merkez Yönetim Kurulu toplantımızda aday tespit sürecimizi başlatma kararı aldık, tüm ülke sathında adaylık için başvuruları almaya başlıyoruz. Yeni bir projemiz var; ‘Yerelde Kadına Yer Var’ adını verdiğimiz kampanyanın amacı yerel seçimlerde daha çok kadının aday olarak listelerde yer alması. Türkiye’de siyasette kadınların işi kolay değil, erkek egemen bir kültür söz konusu. Bu ülkenin yarınlarına katkı verebilecek bütün kadınları yerel seçimlerle ilişkin aday olmaya davet ediyorum.
Filistin - Hamas savaşı
Hükümet sorunları çözme konusunda tam bir acziyet içerisinde. Ara bulucu olacağız dediler yapmadılar, garantör olalım bari dediler kimse dinlemedi bile. Filistin davası hepimizin davası değil mi, siz niye böylesine önemli bir meseleyi Cumhur İttifakı’nın meselesi haline getirip Cumhur İttifakı mitingi diye lanse ediyorsunuz? Niye Filistinli kardeşlerimizin kanı üzerinden ayrıştırma yapıyorsunuz, tamamen istismar başka bir şey değil.”
Tolga Şardan savcılık ifadesinde, ”Sadece halkı bilgilendirmek için gazetecilik yaptım” dedi; avukatı yazının ihbar niteliğinde sayılması gerektiğini söyledi
”MİT’in Cumhurbaşkanlığı’na sunduğu ’yargı raporu’nda neler var?” başlıklı yazısı sonrası hakkında başlatılan soruşturma kapsamında 1 Kasım’da tutuklanan T24 yazarı Tolga Şardan, savcılığa verdiği ifadede, ”Sayın Uçar’ın dilekçesinin ardından HSK’ya tekrar Anadolu’nun değişik köşelerinde görev yapan yargı mensupları tarafından ihbarlar yapılmaktadır. Ve HSK tarafından görevlendirilen müfettişler söz konusu iddialar çerçevesinde aralarında üst düzey yargı mensupları da olmak üzere birçok şahsın bilgi sahibi konumunda ifadelerini almışlardır. Görüleceği üzere devletin en saygın kurumlarından olan MİT Başkanlığı da söz konusu iddialar çerçevesinde bilhassa Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan gelen talimat sonrasında, adı geçen yargı mensupları üstünde de detaylı araştırma yapmıştır. Dolayısıyla kulislerden elde ettiğim bilgileri söz konusu yazıda kaleme alırken tarafıma yönelttiğiniz TCK 217/A maddesi hükümlerine aykırı herhangi bir girişimim olmamıştır” diye belirtti.
Suçlamayı kabul etmeyen Şardan, ”Ben 35 yıldır gazetecilik yapmaktayım. 35 yıldır Türkiye Cumhuriyeti’nin yargı ve güvenlik bürokrasisini yakından takip eden bir gazeteci olarak hangi konuların suç teşkil edeceğini, hangi konuların suç teşkil etmeyeceğini bilecek tecrübeye sahibim. Bana bildirmiş olduğunuz suç iddiasıyla ilişkin olarak atılı suçlamayı kesinlikle kabul etmiyorum. Altını çizerek söylüyorum sadece halkı bilgilendirmek çerçevesinde gazetecilik yaptım” dedi. Şardan’ın avukatı ise, ”Müvekkilin yazısının ihbar niteliği sayılıp soruşturmayı açan savcılıkça araştırılması gerekirdi” dedi.
”Katalog suç” diyen mahkeme, ”kaçma şüphesi” ile ”beklenen ceza ve güvenlik önlemi” gerekçesi sundu!
Kararında TCK 217/A’nın katalog suçlardan olduğunu yazan İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği, tutuklamaya gerekçe olarak, ”işlendiği iddia edilen suçun önemli ve ciddi sayılan katalog suçlardan olması sebebiyle tutuklama nedenin ‘kanun gereğince’ var sayıldığı, kaçma şüphesi ile delilleri yok etme, gizleme, tanık ve mağdurlar üstünde baskı oluşturma şüphesinin bulunduğunu” öne sürdü. Mahkemenin tutuklamaya sunduğu gerekçelerden biri de “beklenen ceza veya güvenlik önlemi” oldu. Tutuklanan Şardan, Sincan Cezaevine gönderildi.
Mahkemenin kararında ”katalog suçlardan” diye yazdığı ve bir yıldan 3 yıla kadar hapis cezası öngören TCK 217/A suçu, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 100. maddesinde sıralanan ve yasa gereğince tutuklama kararı verilen katalog suçlar arasında yer almıyor.
Yorum Yazın