Emekli Büyükelçi Tugay Uluçevik sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda bir gazetede geçen “İsviçre zirvesinde ruhban okulu görüşmesi” başlıklı haberi ele aldı.
17 Haziran tarihli bir gazetemizde “İsviçre zirvesinde ruhban okulu görüşmesi” başlığı gözüme çarptı.
Türkiye ile Yunanistan arasında belirtilen konuda bir görüşme yapıldığını sandım.
Haberin metnini okuyunca, görüşmenin Türkiye’de bir dinî kurum olan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yasaları çerçevesinde ve Devlet'in ilgi resmî kurumlarına tâbi olarak faaliyet göstermesi gereken, yetki alanı “İstanbul başpiskoposluğu ile Bozcada ve Gökçeada bölgesindeki Rum cemaatinin dini ihtiyaçlarını karşılamakla sınırlı tutulmuş” bulunan Fener Rum Patrikhanesi’nin Patriği, Türk vatandaşı ve askerlik hizmetini Yedek Subay olarak TSK’da yapmış olan Bartholomeos ile Yunanistan Başbakanı Mitsotakis arasında her ikisinin de İsviçre’de katıldığı Ukrayna Barış Konferansı vesilesiyle yapıldığını anlamış oldum.
Haberde “Yunan hükümeti kaynakları, görüşmede hakkında ‘Heybeliada Ruhban Okulu’nun yeniden faaliyete geçmesi ile ilgili olarak, son dönemdeki olumlu hareketlilik için duyulan memnuniyetin dile getirildiğini’ aktardı” deniliyordu.
Muhtemeldir ki Bartholomeos İsviçre’deki Konferansa katılan diğer birçok Devlet, Hükûmet ve Uluslararası Kuruluşlar temsilcileriyle de görüşmüş, fotoğraf çektirmiştir.
Çünkü amacı İstanbul’daki Fener Rum Patrikhanesi’ni bütün Ortodokslar için dünyada Ortodoksluğun tek otoritesi, merkezi olarak tanıtmak ve uluslararası camiaya kabul ettirmektir. Bu amaçla lobi yapmaktır. “Megali idea” çerçevesindeki hedefler istikametinde ortaya atılan iddialar, talepler hakkında Türkiye’ye dış baskı mekanizmalarını harekete geçirmektir.
Heybeliada Ruhban Okulu’nun faaliyete geçirilmesi talebinin esas itibariyle “ekümeniklik” iddiasına somut bir dayanak sağlama amacına matuf olduğundan kuşku duymuyorum.
Türkiye’de Rum nüfusun halen 2000 civarında olduğunu internet kaynaklarında görüyorum.
Görüşüme göre, geleceğe dönük esas maksat dünyadaki bütün Ortodokslar için din eğitiminin merkezi haline gelmek, zamanla, Katolik âlem için Vatikan neyse, Ortodokslar için İstanbul’da Fener’e öyle bir statü kazandırmaktır.
Heybeliada Ruhban Okulu konusu, “okul” kavramının ilham ettiği masumiyet duygusuyla ve çağdaş değerlerle ele alınacak ve intaç edilecek bir konu değildir.
Yorum Yazın