Emekli Büyükelçi Tugay Uluçevik, Hamas lideri İsmail Haniye'nin ölümüne ilişkin yaptığı paylaşımda, "Bol bol, belki de çoğu timsah gözyaşı mahiyetinde, göz yaşı döküldü, ağıtlar yakıldı. Filistin Davasına uluslararası plânda destek gösterileri yapıldı. Bütün bunlar sahadaki feci durumun gerçeklerini bugüne kadar değiştiremedi." ifadelerini kullandı.
Emekli Büyükelçi Tugay Uluçevik'in o paylaşımı;
İsrail’deki Netanyahu Hükûmeti HAMAS’ın 7 Ekim 2023’deki baskın hareketine karşı orantılı mukabelede bulunmak yerine, HAMAS’ın bu hareketini kendi sakim emellerini ve hedeflerini gerçekleştirecek bir altın fırsat olarak gördü.
HAMAS’ı yok edeceğini açıklayarak, çocuk-yaşlı-hasta, kadın-erkek, sivil-asker ayırımı dahi yapmadan insan kanına susamış canavarlara yakışır şekil ve ölçülerdeki davranışlarla Filistin’de Gazze şeridinde Filistin halkına soykırım uygulamaya başladı.
Soykırım hareketi hız kesmeden 10 aydır sürmektedir.
İsrail’in onbinlerce insanı katletmesini elbette ben de kınıyorum, lânetliyorum. Gazetelerde, ekranlarda gördüğüm vahşet sahneleri gözümün önünden gitmiyor. İçim sızlıyor. Millet’imizin de içi eminim kan ağlıyor.
Bu insanlık faciası yaşanırken Filistin Devleti içinde Gazze Şeridi’ni yöneten “İslamî Direniş Hareketi’nin” (HAMAS) Lideri İsmail Haniye’nin Tahran’da bir suikast ile oldürüldü.
Bir insan olarak İsmail Haniye’ye Allah’tan rahmet diliyorum.
Bununla beraber , bu ölüm olayını, Türkiye’de “millî yas” ilânını gerektirecek mahiyette görmüyorum.
Çünkü 7 Ekim 2023’ten 8 gün sonra şu görüşümü paylaşmıştım:
“...Bu hareketiyle HAMAS, Gazze’de yaşayan Filistin halkını, İsrail’in, Filistin ve Orta Doğu sorunlularının seyri içinde korkunç örneklerini gördüğümüz, zulüm ve vahşetinin önüne atmıştır...”
Maalesef, geçen 10 ay içinde ne HAMAS’ın kendisi, ne “Müslüman Kardeşler”, ne Arap Birliği, ne İslâm İşbirliği Teşkilâtı, ne BM, ne milletlerarası camia, Gazze’de on binlerce masumun ölümünü, yüz binlercesinin fiziken, ruhen yaralanmasını önleyebilmiştir.
Son on aydır bir halk vahşet yoluyla, insanlık dışı yöntemlerle yok edilirken, yurtlarını terke mecbur bırakılırken, uluslararası camianın üyeleri - iç politika mülâhazalarıyla da - kendi kamuoylarının önünde sadece bir şeyler yapıyormuş gibi görünmelerini sağlayacak davranışlar dışında başkaca adımlar atamamışlardır.
Bugün İsmail Haniye için görkemli cenaze töreni düzenlenirken, gıyabi cenaze namazları kılınırken, Gazze’de ölen masum kadın, erkek, çocuk için geride kalabilen yakınları belki de birer mezar kazacak dahi vakit ve imkân bulamamışlardır.
Bol bol, belki de çoğu timsah gözyaşı mahiyetinde, göz yaşı döküldü, ağıtlar yakıldı. Filistin Davasına uluslararası plânda destek gösterileri yapıldı.
Bütün bunlar sahadaki feci durumun gerçeklerini bugüne kadar değiştiremedi.
ABD Başkanı Biden'ın "...Ülkemiz, herkes için daha güvenli, müreffeh ve eşitlikçi bir dünya arayarak bu vizyonu gerçeğe dönüştürme yolundaki atılımını sürdürmeye hazırdır. Küresel kurumları daha duyarlı, daha etkili ve daha kapsayıcı hale getirmek için her alanda çalışıyoruz..." şeklindeki ifadelerini de içeren BM Günü münasebetiyle kendi imzasıyla 24 Ekim 2023 yayınlanan mesaj ve benzeri belgeler birer utanç vesikası olarak tarihteki yerlerini alacaklardır.
ABD Kongresi'nin şimdiki üyelerinin büyük çoğunluğu yakın bir gelecekte "25 Temmuz 2024 Perşembe günü Netanyahu Kongre'ye hitap ederken orada ben de vardım" demeye utanacaklardır.
Yorum Yazın