Türkiye’nin Şiddet Haritası’na göre aile içi şiddet, akran cinayetleri, çocuklar arasında silah ve bıçak kullanımı arttı. Cezaların caydırıcı olmaması, kurumların sorunu çözememesi nedeniyle yurttaşlar artık sokağa çıkmaya dahi korkar oldu.
Anadolu Üniversitesi Öğretim Üyesi, Sosyolog, Prof. Dr. Yaprak Civelek şiddetin tek boyuttan beslenen bir sorun olmadığına dikkat çekti. Civelek, son yıllarda toplumsal kurumların işleyiş biçimlerindeki aksaklıklar ile yurttaşların bireysel ve toplumsal refahına ilişkin ciddi bir sarsıntı yaşandığını belirtti.
Cumhuriyet'ten Çağdaş Bayraktar'a konuşan Prof. Civelek sözlerine şöyle devam etti: “Yürürken bile kimse kendini güvende hissetmiyor. Bireylerin sosyal devlete dair beklentileri azalıyor. Aile, din, eğitim, hukuk, siyaset, sağlık bunlar birer kurumdur ve birbirlerini etkiler. Örneğin ekonomik krizin getirileri aile yapılarını değiştirdi. Hepimiz o kadar sert ve eril taraflarda gezinen birer yaşam sürüyoruz ki, sorunların tetikledikleri şartlarda, şefkatin, vicdanın sorgulandığı türlü türlü kötülükte olaylara tanıklık ediyoruz. Toplumsal kurumların sağlıklı biçimde analiz edilmelerine, bu doğrultuda yeniden düzenlenmelerine ihtiyacımız var.”
Şiddet öğrenilen bir davranış biçimidir
Şiddet çocuklar arasında da arttı. Önceki gün Bağcılar’da 8. sınıf öğrencisi H.Ç.Ç. (13), okulda tartıştığı sınıf arkadaşı R.U.Y’yi evinin önünde bıçakladı. Dizinden iki darbe alan çocuk hastanede tedavi altına alındı.
Olay sonrası, bıçaklanan R.U.Y.'nin annesi N.S. Cumhuriyet'e konuştu. Anne S., “Oğlumun başına bunun gelmesinden dolayı çok üzgünüm. Bunu 13 yaşındaki birisi yaptığı için daha çok üzgünüm. Bu yaşananı herkes duysun ki aileler toplumun nereye gittiğini görsün, çocuklarına daha özenli olsun” ifadelerini kullandı.
"Bir kişinin ileride nasıl bir yetişkin olacağının kimlik ve karakter oluşumunu ergenlik döneminde aradığını, bulduğunu ve yerleştirdiğini" söyleyen klinik psikolog Dr. Bora Küçükyazıcı, “İşte bu nedenle şu söz unutulmamalıdır: Çocuklar görür, çocuklar uygular. Ergen, kendi duygu ve düşüncelerini yansıtma yöntemi olarak, çevresinde gördüklerini, izlediklerini öğrenir ve uygular. Şiddet, öğrenilen bir davranış biçimidir. Ergen, duygu ve dürtüleri nasıl yönlendireceğini çevresinden aldıkları geribildirimlere göre kodlama eğiliminde olur” dedi.
Yaşamında kültür, sanat ve spor etkinliği olan ergen bireyin, duygu ve düşüncelerini bu iletişim yöntemleri ile dünyaya yansıtacaklarına dikkat çeken Dr. Küçükyazıcı, “Yaşamında ne kadar kültür, sanat ve spor olursa, duygu ve düşüncelerini beyindeki ön prefrontal korteks yönetir. Yaşamında bunlar olmayan ergenin davranışlarını orta beyin bölgesindeki ilkel amigdala bölgesi yönetir. Amigdala, savaş, kaç, ye, iç, hayatta kal, duygularını yöneten bölgedir.” ifadelerini kullandı.
Yorum Yazın