İster bir şirkette, ister bir kamuya yararlı dernekte, ister bir kamu kuruluşunda veyahut devlet yönetiminde olsun, yüksek riske açık stratejiler çok dikkatle yürütülmesi gereken stratejilerdir. Bu stratejiler aynı zamanda yüksek riskli kumar olarak da nitelendirilebilir. Yüksek riskli stratejiler, genellikle çok değişkeni ve faktörleri olan, hepsinin kontrolünü tam yapamayacağımız öğeleri kaplar. Yani bu değişkenlerden bir tanesinin beklendiğinden farklı sonuç vermesi tüm strateji sonuçlarını beklenmedik bir yöne çevirebilir, kazanmayı umut edenleri büyük kayıplar bekler. Sonuçta sadece şirketler, kamuya yararlı dernekler,kamu kuruluşları veya bu stratejiyi uygulamaya çalışan devletler, milletler zarar görür. Ayrıca bu tür yüksek risk stratejilerini başlatan ve uygulayanların da kişisel olarak gözden düşmeleri beklenebilir. AKP’nin Kürt Açılımı olarak başlattığı sonradan adı değişen açılım stratejilerinin ilkini 2009 yılında yaşadık ve ortaya büyük bir hayal kırıklığı çıktı ve ülke genelinde büyük tepkilere neden oldu. Düşüncesizce yapılan hareketler, davullu zurnalı karşılamalar hep tepki gördü. Bu belki de bir ilk deneme idi ve şurasını kabul etmek gerekir ki çok kötü planlanmış, çok kötü uygulanmış bir strateji idi. Bunun sonucunda iktidara yönelen eleştiriler ülke siyasetini yöneten kişi ve kişilere bir uyarı oldu. Ama olayın bir de “beklenmeyen sonuçlar” bölümü var.
Çok sayıda değişkenin, faktörün, aktörün, iç ve dış güçlerin bulunduğu bu stratejide her hareketin, her uygulamanın doğurabileceği sonuçlar çok iyi planlanmamış, bunların olumsuzluklarını düzeltecek alternatif planlar devreye sokulabilecek şekilde hazırlanmamış durumda idi. Yalnız bu stratejiyi bizzat yöneten siyasetçinin geçmişte yaptığı bir konuşmada “olumsuzluklar ortaya çıkarsa bunun suçlusu muhalefet”olur anlamına gelebilecek sözünden de bir tür yanlışlıkları başkalarının üzerine yıkma yoluyla yıllardır iletişimde başarı ile kullanılan “başkalarını, geçmişi, tarihi, muhalefeti” suçlama yöntemine gene başvuracağı izlenimi ortaya çıktı.
Bir anlamda olaya muhalefetin ana partisinin dahil edilmediği stratejinin başarısızlığından gene muhalefeti suçlama yönteminin bu defa aynı başarıyı sağlayıp sağlayamayacağı da akla getirilmelidir. Bazen verilen yerel muhtariyetler, yerel yönetimlere devredilen hakların ileride bağımsızlık, ayrılma, bölünme gibi istekleri daha da güçlendirebileceğini tarih göstermiştir. İnşallah oy için uçan kuşa muhtaç AKP liderinin yeni bir yaklaşım planları böyle olmaz, bu bakımdan bu yüksek risk stratejisinden herkes zarar görür. Kolayca verilen sözler sırf yeniden seçilmek bu konuda verilecek yeni tavizler kamu oyunun bir kısmında büyük bir tepki doğurabilir ve kendi seçmeni oy vermeyebilir. Sonuçta AKP liderinin seçimi kaybetmesinin yanı sıra en büyük zararı da ülkemiz görecek ve halkın yeniden bölünmesine yeni yaraların açılmasına da neden olabilecektir. AKP liderinin kapalı kapılar arkasında yapacağı girişimlerde çok dikkatli olması gerekir. Geçmişte yaptığı ve sonucunu göremediği türden girişimlerden kaçınması zorunludur.
Yorum Yazın