İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4848 %0.01
36,6914 %0.27
3.493.600 %2.056
3.065,56 0,40
Ara
MUHALIF GAZETECILIK HABERLER Okul öncesi disleksi belirtilerine dikkat!

Okul öncesi disleksi belirtilerine dikkat!

Okul öncesi disleksi belirtilerine dikkat!

Özgül öğrenme güçlüğü olarak da anılan disleksi, çocuğun akademik başarısını etkilerken sosyal ilişkilerde zorluklar yaşamasına neden olabiliyor. Disleksinin erken dönemde anlaşılması halinde olumsuz etkilerinin azaltılabileceğini belirten İstanbul Atlas Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi Hale A. Kahyaoğlu Çakmakcı, okul öncesindeki dönemde çocuğun iyi gözlemlenmesi gerektiğini söyledi. Çakmakcı, konuşmada gecikme, konuşurken yakın hecelerle seslerin karıştırılması, yön-zaman kavramlarının karıştırılması ve baskın eli seçmede zorluk gibi sorunların mutlaka dikkate alınması gerektiğini vurguladı.

İstanbul Atlas Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi Hale A. Kahyaoğlu Çakmakcı, disleksiye ilişkin değerlendirmede bulundu.

Okuma, yazma ve dil becerilerinde zorlanma yaşanır

Disleksinin nörogelişimsel öğrenme bozukluğu olduğunu belirten Kahyaoğlu Çakmakcı, “Diğer adıyla özgül öğrenme güçlüğü, seslerle harflerin arasındaki bağlantıyı işlemedeki güçlük nedeniyle ortaya çıkan bir öğrenme bozukluğudur. Disleksili bireylerde görme ve işitme ile ilgili organik patolojiler olmaksızın okuma, yazma ve dil becerilerinde zorlanma yaşanmaktadır” dedi.

20 kişilik sınıfta en az 1 çocukta disleksi görülüyor

Toplumda bilinenin aksine özgül öğrenme güçlüğüyle zeka (normal, üstün, sınır) arasında herhangi bir ilişki bulunamadığını vurgulayan Kahyaoğlu Çakmakcı, “Disleksi ülkemizde ortalama yüzde 5 ile yüzde 7 oranlarında görülmektedir. Yani ender olarak görülen bir bozukluk değildir. 20 kişilik bir sınıfta en az 1 kişide disleksi var demektir” diye konuştu. 

Dislekside belirtiler okula başlamayla netleşiyor

Disleksinin gelişimsel evrelere göre değişen belirtileri olduğunu ifade eden Kahyaoğlu Çakmakcı, “Ailelerin sık sık okumalar yapıp çocuklarındaki gelişimsel çizelgeleri takip etmeleri gerekmektedir. Disleksili çocuklar çok erken dönemde belirtiler göstermeye başlayabilirler ancak okula başlamalarıyla birlikte belirtiler netlik kazanır” dedi. 

Okul öncesi dönemdeki belirtilere dikkat!

Disleksinin okul öncesi dönemdeki belirtilerine dikkat çeken Kahyaoğlu Çakmakcı, “Okul öncesi dönemde konuşmada gecikme, konuşurken yakın hecelerle seslerin karıştırılması, yön-zaman kavramlarının karıştırılması ve baskın eli seçmede zorluk gibi sorunlar yaşayabilirler” uyarısında bulundu. 

Okuma ve yazmada zorluklar ortaya çıkabiliyor

Okul dönemindeki belirtilerin okuma ve yazmada ortaya çıktığını kaydeden Kahyaoğlu Çakmakcı, “Okul döneminde çocukların geç, hatalı ve yavaş okuma; harfleri karıştırma, okuduğunu anlamada zorluk; geç, yavaş, ters, hatalı, aralıklı-çok bitişik yazma ve matematiksel işlemleri öğrenmede ve yapmada zorlukları vardır. Okul döneminde yabancı dili öğrenmede, okuduğu kitabı ya da hikayeyi özetlemede ve yeni kelimeler öğrenmede zorluk yaşarlar” diye konuştu. 

Çevresel faktörler de etkili oluyor

Dislekside genetik faktörlerin yanı sıra çevresel faktörlerin de etkili olduğunu belirten Kahyaoğlu Çakmakcı, “Yapılan son çalışmalar, disleksinin genetik bir altyapısının olduğunu belirtse de çevresel faktörlerin de önemi yadsınamaz. Gebelikte sigara, alkol veya maddeye maruziyet, erken doğum, doğum sırasında oksijensiz kalma gibi faktörlerin yanı sıra malnütrisyon (yetersiz beslenme), ebeveynlerin olumsuz iletişim yöntemleri ve bilişsel becerileri olumsuz etkileyecek yaşam olayları risk faktörleri olarak sayılabilir” diye konuştu. 

Okula devamda ve sosyal alanda güçlük yaşayabilirler

Disleksinin erken dönemde anlaşılması halinde olumsuz etkilerinin azaltılabileceğini belirten Kahyaoğlu Çakmakcı, “Disleksi çocuklarda uzun süre fark edilmezse, derslerinin açık ara gerisinde kalarak okula devam etmede güçlük yaşarlar. Bunların yanı sıra geride kaldığı için sosyal alanda da arkadaşları tarafından kabul görmede sorunlar başlar. 

Çocuğa ve aileye multidisipliner yaklaşım önemli

Özgül öğrenme güçlüğünün özel bir çalışma ve özel bir uzmanlık gerektirdiğini vurgulayan Kahyaoğlu Çakmakcı, şunları söyledi: “Özgül öğrenme güçlüğünü anlamaya yönelik gerekli psikolojik testler ve ölçümler yapılıp değerlendirildikten sonra aileye psikoeğitim verilirken çocuğa da özel eğitim yöntemleriyle programlar başlanılır. Yaşıtlarıyla aynı hızda okuyamadıkları ve öğrenemedikleri için ve yine daha fazla çaba sarf etmek durumunda oldukları için özgüven kaybı yaşamaya başlayabilirler. Dolayısıyla özgül öğrenme güçlüğü olan çocuklara hem psikolojik hem eğitsel hem de aileye yönelik multidisipliner bir yaklaşımla çalışılması önemlidir. Özgül öğrenme güçlüğüne eşlik eden sorunların olup olmadığının da belirlenmesi kritik önem taşır.”

Disleksiye başka sorunlar da eşlik edebilir

Disleksisi olan çocuk ya da yetişkin bireylerde depresyon, anksiyete bozuklukları, DEHB ve zeka sorunlarının eşlik edebileceği uyarısında bulunan Kahyaoğlu Çakmakcı, eşlik eden soruna göre uzmanların uygulayacakları müdahalelerin değişiklik gösterdiğini söyledi. 

Aileler bu önerilere kulak vermeli

Disleksili çocuğa ailenin yaklaşımının önemli olduğunu vurgulayan Dr. Öğretim Üyesi Hale A. Kahyaoğlu Çakmakcı, ebeveynlere şu tavsiyelerde bulundu:

  • Aileler çocuklarına güvende, huzurlu ve her koşulda kabul göreceklerini hissettirmeli.
  • Aileler bu süreçte çok sabırlı olmalı ve çocuktan kendi gidiş hızından fazlasını beklememelidir. Disleksili bireylerin normal bireylere göre en ufak bir öğrenme deneyimi bile çok zorlayıcı ve zaman alıcı olabilir. ‘Nasıl bu kadar basit bir şey için bile bu kadar çok düşünürsün’ gibi cümleler çocuğun özgüvenini ve durumun üstesinden gelme gücünü olumsuz etkileyecektir.
  • Aileler çocuğu başkasıyla kıyaslamamalı ve baskı altında hissettirmemelidir. ‘Hala ödevlerini bitiremedin mi? Bak arkadaşların çoktan hepsini bitirdi, yine yapamadın, beceremedin’ şeklindeki ifadelerden kaçınılmalıdır.
  • Aileler öğretmenlerle iş birliği yaparak çocuğun gösterdiği olumlu gelişmeleri bolca dillendirmeli ve takdir etmelidir.
  • Aileler olumlu örneklerle modellemeler yapabilir. Yani daha önce benzer sorunları yaşayıp üstesinden gelen kişilerin biyografilerini okuyup çocuklarıyla bu örnekler üzerinden konuşabilir.
  • Bunların yanı sıra çok çaba gösterip çok çabalayan ailelere ‘yetersizlik’ duyguları, hayal kırıklıkları, korku ve endişeleri ile başa çıkmayı öğrenmek için bir uzmana danışmalarını öneririm. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *