İstanbul
Parçalı bulutlu
19°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
36,6753 %0.09
40,0531 %0.19
3.516,44 % -0,05
84.198,95 %0.947
Ara
Muhalif. HABERLER Prof. Dr. Tarhan: Ahlaki değerler dersi ilkokuldan zorunlu olmalı

Prof. Dr. Tarhan: Ahlaki değerler dersi ilkokuldan zorunlu olmalı

Prof. Dr. Tarhan: Ahlaki değerler dersi ilkokuldan zorunlu olmalı

Okunma Süresi: 2 dk

Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, toplumda dezavantajlı olma psikolojisine ilişkin yaptığı değerlendirmede ahlakın önemine vurgu yaptı. Tarhan, ilkokuldan itibaren ahlaki değerler dersi zorunlu olması gerektiğini kaydetti.

İSTANBUL (İGFA) - Sosyal projelerle daha ilkokul seviyesinde iyi insan eğitmeyi hedeflemek gerektiğini vurgulayan Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Onun için gelişmiş ülkelerde ilkokulda ilk üç sınıfta ahlaki değerler dersi veriliyor. Ahlaki değerler dersini zorunlu koyamadık hala. Ahlaki değerler dersinin konulması lazım.” uyarısında bulundu.

Prof. Dr. Tarhan, toplumda dezavantajlı bireyler denildiği zaman genelde engelliler, yoksullar, çocuklar, yaşlılar, mülteciler ve göçmenlerin akla geldiğini ifade ederek, bu bireylerin çeşitli engelleri, ekonomik nedenler, sağlık engelli, sosyal ve politik engel gibi nedenlerle ya da cinsiyetleri nedeniyle dezavantajlı olabildiğini kaydetti.

Etnik ve dinsel kökenleri, din ve politik statüleri nedeniyle dezavantajlı duruma gelindiğini de kaydeden Tarhan, “Kırılgan, incinebilir bir topluluk oluyorlar. Toplumsal eşitsizliğe maruz kalmaları engelliğin bir nevi ölçüsü gibi oldu” dedi.

Hatta toplumun bir kesimi tarafından pozitif ayrımcılık yapılmak zorunda kalınan gruplar olduğunu da hatırlatan Tarhan, “Birleşmiş Milletlerin insani gelişme raporunda devamlı takip ediliyor bunlar. Toplumun gelişmişlik ölçüsü, medeniyetleşme ölçüsü aslında dezavantajlı insanlara nasıl davrandığıyla ilgili” diye konuştu.

ADALET KAVRAMININ ÖĞRENİLMESİ GEREKİYOR

Eşitlik ve adalet konularına da işaret eden Tarhan, “Eşitlik ayrı, adalet ayrı… O nedenle adalet eşitlikten farklı olarak hak edene, hak ettiği kadar verebilmek. Bunun için o dengeyi sağlayabilmek özel bir beceridir. Öğrenilmesi gerekiyor, adalet kavramının öğrenilmesi gerekiyor. Bir kimse adil olmayı istemezse adaleti öğrenemiyor, ayrımcılık yapıyor. İşte dezavantajlı insanları dışlıyor, veyahut da çeşitli kendi çıkarını, menfaatini ön planda tutan insanlar ortaya çıkıyor.  Bunların hepsi toplumsal barışı bozan şeyler. Güven duygusu bozuluyor, güven duygusu bozuk olunca da düşük güvenlikli toplumlar o nedenle bir türlü ilerleyemiyorlar. Sosyal barış olmadığı için, insanlar hep korkuyla yaşadıkları için, girişimcilik, atılganlık, risk alma zayıflıyor. Bu nedenle bir ailede dezavantajlı birisi var diyelim, o mutsuzsa, ailenin diğer üyelerinin mutlu olması beklenebilir mi? Mümkün değil.” diye konuştu.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *