Biden’ın içine Eisenhower’ın ruhu kaçmış
ABD’de görevi Donald Trump’a devretmeye hazırlanan Başkan Joe Biden veda konuşmasında çok çarpıcı noktalara değindi. Biden, konuşmasında, “Amerikan halkının haklarını ihlal eden ve ülke demokrasisine tehdit oluşturan ultra zenginler oligarşisi ve “endüstriyel teknolojik yapı” hakkında sert uyarılar yaptı.
16 Kasım Perşembe günü yaptığı konuşmada Biden, Oval Ofis’ten Amerikan halkına çağırıda bulunarak,”Bugün Amerika’da tüm demokrasimizi, temel hak ve özgürlüklerimizi ve herkesin kalkınması için adil bir şansı tam anlamıyla tehdit eden aşırı zenginlik, güç ve nüfuzdan oluşan bir oligarşi şekilleniyor,” dedi. Biden devamla şu noktalara dikkat çekti:
“Güç, birkaç ultra zenginin elinde tehlikeli biçimde yoğunlaşıyor. Bu kişilerin gücü kötüye kullanmaları denetlenemezse, tehlikeli sonuçlar doğurabilir.”
Euronews’un haberine göre Biden şöyle devam etti:
“Ülkemiz için gerçek tehlikeler oluşturabilecek bir endüstriyel teknolojik yapının potansiyel yükselişi konusunda da aynı derecede endişeliyim. “
Biden, 15 dakikalık konuşmasında barışçı bir iktidar devrinin gerekli olduğuna dikkat çekerek adını anmadan ABD’nin seçilmiş Başkanı Donald Trump’la ilgili kaygılarını dile getirdi.
Euronews’un haberi şöyle devam ediyor:
“Dünyanın en zengin insanı olan Elon Musk, Trump’ın seçilmesine yardımcı olmak için 100 milyon dolardan fazla para harcadı. Facebook ve Instagram gibi sosyal medya platformlarının sahibi Meta şirketinin Başkanı Mark Zuckerberg’le Amazon’un patronu Jeff Bezos (para babası olması sayesinde Graham ailesinden, başkent Washington DC bölgesinin en eski, geleneksel Washington Post gazetesini tek kalemde, yaklaşık 250 milyon dolara satın aldı) gibi multi milyarderler Trump’ın seçim komitesine milyonlarca dolar döktüler; Florida’daki özel kulübünün müdavimleri haline geldiler.”
EİSENHOWER NE DEMİŞTİ
Euronews’un haberi böyle. Gelelim Eisenhower’a. ABD’nin ilk ve tek asker Başkanı, Cumhuriyetçi Dwight (Ike) Eisenhower, 1960 seçimlerini Demokrat Parti adayı John F.Kennedy karşısında kaybettikten sonra 17 Ocak 1961’de tarihi bir veda konuşması yapmıştı. Eisenhower’in bu konuşması başta Amerikan halkının pek ilgisini çekmemekle birlikte yıllar içinde ne kadar önemli olduğu anlaşıldı. Konuşma sayısız siyasi ve akademik yazıya referans oluşturdu.
Eisenhower veda konuşmasında Amerikan halkını, özgürlüklerini ve demokrasilerini tehdit edebilecek bir düşmana karşı uyarıyordu. Bu potansiyel düşman ne Sovyetler Birliği ne Çin ne de başka bir güçtü. Eisenhower’in “endüstriyel askeri yapı”dan (military industrial complex) kastettiği, siyasiler, Pentagon ve onları donatan silah sanayii üçgenindeki parasal ilişki ağıydı. Bu konuşmayı askeri kökenli bir başkanın yapmış olması konuya daha da çok önem atfediyordu.
Eisenhower konuşmasının en önemli bölümünde şunları söylüyordu:
“İkinci Dünya Savaşı’nın da etkisiyle ordu ABD’nin siyasi, ekonomik ve manevi yaşamının merkezine oturmuştur. Böyle bir şeye tevessül etse de etmese de, endüstriyel askeri yapının devlette gayrimeşru etki kazanmasına karşı tetikte olmalıyız. Böylesi gereksiz bir gücün büyüme potansiyeli var. Bunda ısrarlı da olacak. Bu ittifakın demokratik gelişimimizi ve özgürlüklerimizi tehdit edecek boyuta gelmesine izin vermemeliyiz.”
Ancak Eisenhower’in bütün uyarılarına rağmen endüstriyel askeri yapı ABD’yi maceradan maceraya, savaştan savaşa sürükledi; sürüklemeye de devam ediyor.
Eisenhower’in kendi dönemi için yaptığı uyarı ne kadar doğruysa Biden’ın uyarısı da o kadar doğru da orada söyleyeceğim bir kaç söz var. Eisenhower da Biden da başkanlıkları dönemlerinde itiraz ettikleri, ülkeleri ve halkları için tehdit gördükleri gelişmeleri engellemek üzere herhangi bir önlem aldılar mı? Cevap, hayır. Demek ki iktidar elden gidince, gerçekler ve tehlikeler eski muktedirlerin kafalarına dank ediyor. Başlıyorlar muhalefet etmeye. Çok geç... Verilen zararın boyutları o kadar büyük ki ne kadar temizlenirse temizlensin bitmez.
Şimdi bakalım Trump 20 Ocak’ta Oval Ofis’teki görevine başlayınca neler olacakları tahmin etmeye... Düşünün ki aralarında Musk, Zuckerberg ve Bezos’un da bulunduğu 20 Amerikalının toplam serveti 2024 rakamlarına göre 3 trilyon doları aşıyor. Bunların hemen hepsi servetlerini endüstriyel teknolojik yapıdan (buradan özellikle yüksek teknolojide kullanılan chip’ler ve yapay zekayı, elde edilen paranın kimlerle nasıl bölüşüldüğünü anlayabilirsiniz) elde etmiş zevat. ABD’nin 2024 gayri safi milli hasılası tutarıysa 29 trilyon dolar. Kendine demokratik, hukuka saygılı diyen hangi devlet böylesine bir servet terakümüne izin verir?
Kendisi el altından iş çevirmekte, zaman zaman kanun dışı faaliyetlere bulaşmakta sakınca görmeyen Donald Trump’ın endüstiyel teknolojik yapıyla iş tutmakta da tereddüt göstermeyeceği, hatta iş tuttuğu bile biliniyor. Hele de uyuşturucu bağımlısı, alkole düşkün, dengesiz bir kişilik olarak bilinen Elon Musk’ın, kendisi gibi dengesiz bir kişilik olan Trump’ın kabinesinde yer aldıktan sonra ABD’yi burnuna zincir takılmış ayı gibi oradan oraya sürüklemesine acaba Pentagon göz yumar mı? İş para üleşmeye, hem de orta büyüklükte bir ülkenin gayri safi milli hasılasına eşit miktarda para paylaşmaya geldiğinde ne olacağını kestirmek zor. Yalnız, burjuvazi sınıfı sağlam, olabildiğince demokratik Batı ülkelerinde, geleneksel olarak eski para yeni parayı döver. Göreceğiz.