İstanbul
Şiddetli yağmur
9°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,6878 %0.13
37,4911 %0.7
105.032,22 %0.209
3.178,91 0,75
Ara

Vicdan

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Vicdan

Bolu’nun ünlü Kartalkaya kayak merkezinde çıkan otel yangınında 78 kişi hayatını kaybetti. Kimisi dumandan boğuldu, kimisi yanarak can verdi.

Faciayı duyduğumda dehşetten nefesim kesildi. Düşünün, okullar sömestr tatiline girmiş; aileler çocuklarını kayak yapsınlar, temiz dağ havası alsınlar diye Kartalkaya’ya götürmüş. Otelin gecelik oda fiyatları 35-40 bin lira arasında değişiyormuş. Ne var ki, yangından sonra ortaya çıktı. Bu Grand Kartal Otel’in sahibi hazret, misafirlerinden 35-40 bin lira gecelik oda fiyatı keserken binasına yangın merdiveni yaptırmamış, yangın alarm sistemi ve yangın söndürme aletleri koydurtmamış. Çok masraf olur, diye hiç kuşkusuz. Yangına müdahale,  bir saat uzaklıktaki Bolu şehir merkezinden itfaiyenin yetişmesiyle mümkün olabilmiş. Ancak çok geç tabii. 78 ölü ve 50’nin üstünde yaralı.

Üstelik, daha sonra anlaşılıyor ki Turizm ve Kültür Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ne kadar yangından Bolu Belediyesi’ni sorumlu tutmak istese de otel belediyenin yetki ve sorumluluk alanı içinde değilmiş ve tümüyle bakanlığın denetimi altındaymış. Nasıl denetimse...Bolu’nun AKP’li eski belediye başkanı da otele yangına karşı tam teşekküllü ruhsatı vermişmiş. Yani anlayacağınız, yangının tek sorumluları Turizm ve Kültür Bakanlığı’yla otel işletmecisi. Ancak klasik bir Türkiye uygulamasıyla başta Bolu Belediye Başkan Yardımcısı ve İtfaiye Müdür Vekili, bir dönem AKP Trabzon il yönetiminde görev aldığı bilinen otel işletmecisi olmak üzere 11 kişi göz altına alınıyor; Turizm ve Kültür Bakanlığı tertemiz!

Buraya bir bilgi notu. Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un şirketi, ünlü ETS Tur aracılığıyla Grand Kartal Otel’in rezervasyonlarının yapıldığı, ETS Tur sitesinde bu otelin en iyi konaklama tesislerinden birisi olduğunun yayıldığı bilgisi var. Ersoy’un babası, İstanbul Şehir Hatları vapurlarında jilet satan rahmetli Haydar Bey’in kemikleri sızlıyordur. Başka, uygar, demokratik bir ülkede böyle bir facia olsa bakan derhal istifa eder. Ama burası Türkiye abicim. Nasılsa iki gün konuşulur, sonra unutulur.

    LALELİ’DEKİ WASHİNGTON OTELİ YANGINI

Yıl 1983. Aylardan Mayıs.  Sabahın erken saatlerinde dışardaki inanılmaz bağırışlarla sokağa fırladım. Meğer  o zaman oturduğumuz İstanbul’un Laleli semtinde, bize 200 metre kadar uzaktaki Washington Oteli’nde yangın çıkmış. Baktım ki ortalık cehennem. Koca bina cayır cayır yanıyor. Odaların pencerelerinden sarkan insanlar haykırarak yardım istiyor. Otele doğru seğirttim. Aklımda kaldığı kadarıyla yangını söndürmeye çalışan itfaiye görevlilerinden birine, “Nasıl olmuş bu?” diye sordum. Aldığım cevap: “Komilerden birisi saat 07:15 gibi mutfaktaki tüpgazın tüpünü değiştirmiş. Bunu becerdikten sonra kibriti çakıp ocağı yakmak isterken içeri sızan gaz alev alıp patlamış.” Komi Hasan Akgün tabii ki topuklayıp kaçmış. Gerisini o zamanki Hürriyet Gazetesi’nin haberinden okuyalım: “Otelin sahibi Ahmet Yusuf Şerefoğlu döviz kaçakçılığı suçundan cezaevinde olduğundan, otel yöneticiliğini yapan oğlu Necati Şerefoğlu gözaltına alındı. Sıkıyönetim Komutanı Orgeneral Haydar Saltık korkunç yangını ve alınan tedbirleri yerinde izledi. Tüpgaz patlamasında bütün katları alev alan ve yangın merdiveni bulunmayan otelde 50 Yunan, 44 Avusturyalı, 25 Alman,Kuveytli, Iraklı ve Amerikalı 131 turist kalıyordu. Faciada 38 ölü var: Ölüler arasında bir Türk’ün bulunduğu sanılıyor. Yaralı sayısı 50.”1983 Mayıs’ı daha 1980 askeri darbecilerinin iktidarda olduğu dönem. Aradan geçmiş neredeyse 42 yıl, yani yaklaşık yarım asır. Bizde zihniyet aynı zihniyet. 

Haber böyle. Sonra hatırladığım kadarıyla, bir kaç yıl hapis yatan  işletmeciye meslekten el çektirildi. Washington Otel’in yerine başka, daha yüksek bir otel binası dikildi. Neyse ki bugüne kadar oralarda bir yangın felaketi yaşanmadı. 

Dönelim Kartalkaya’daki yangına... Yangın faciasında beni üzen başka bir haber de Türkiye’nin önde gelen vergi uzmanlarından, Sözcü gazetesi yazarı Nedim Türkmen’in eşi ve iki çocuğuyla birlikte Grand Kartal Otel’de hayatlarını kaybedişleri. Canlarını kaybeden başka aileler de var. Düşünün, üç, dört, beş kişilik aileler, keyifli bir tatil geçirme hayaliyle gittikleri bir otelde, yetkili merciler ve açgözlü bir işletmecinin sorumsuzluğu yüzünden yok oldu. Hiç mi vicdanınız sızlamadı?

Hiç kimsenin vicdanı sızlamamış olmalı ki daha otel yangınının dumanları tüter, cenazeler ortada dururken Kartalkaya’daki öbür otellerin “müşterileri” kayak yaparak tatillerinin keyiflerini çıkarmaya bakıyorlardı. Vicdan be!

İçimi çok acıtan başka bir noktayı sizlerle paylaşmak isterim. Cenazeler otelin enkazından çıkarıldıktan sonra yakınlarına teşhis için gelmeleri söyleniyor. Ve, cenazeler, teşhis edilmeleri için nereye konuluyor biliyor musunuz? Bolu’nun kızarmış piliçleriyle ünlü Beypiliç adlı şirketin frigorifik kamyonuna. Kamyonun kaportasında da boydan boya kızarmış piliç resimleri...

Tam 42 yıl önce ABD Dışişleri Bakanlığı’nın bir davetiyle “NATO ülkelerinin gelecek vaad edengenç gazetecileri” daveti kapsamında o muazzam ülkede 45 gün karış karış gezdirilmiştim. Kentucky eyaletine geldiğimizde caddelerdeki dev levhalarda  “Kentucky Fried Chicken-KFC” yani “Kentucky’nin Kızarmış Piliçleri” reklamları dikkatimi çekmişti. Yıllar sonra KFC zinciri Türkiye’ye de girdi. Bunu yazmaktaki meramım Beypiliç’in kamyonunu gördüğümde ilk defa KFC’yi öğrendiğim o günleri hatırlamam. Toplu ölümler üstünden bir şirketin reklamının yapıldığına ilk defa tanık oluyorum. Hem de cayır cayır ölen insanları kızarmış piliçlere benzetme algısını bilerek ya da bilmeyerek yaratarak...

Yahu, hiç kimsede izan kalmadı mı? Bu insanlar diri diri yandılar. Siz cenazelerinin teşhisi için bir piliç firmasının kamyonunu kiralıyorsunuz. Kamyonun üstünde kızarmış piliç resimleri var. En azından kamyonun kaportasına boya geçmeyi akıl edemediniz mi? Bu nasıl sorumsuzluktur? Morg arıyor idiyseniz Devlet Hastanesi, İzzet Baysal Üniversitesi Hastanesi başta olmak üzere Bolu’da tam 11 hastane var. 

O acılı aileleri piliç kamyonunun içine sokuyorsunuz. Sizlere söyleyecek söz bulamıyorum. Türkçemizde Vicdan sadece bir kadın adı olarak kalacak. Bugün benden bu kadar. Daha fazlasını yazmayı içim kaldırmıyor!

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *