İstanbul
Parçalı bulutlu
13°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
36,4253 %0.02
39,4515 %0.22
3.403,20 % -0,55
90.323,93 %0.122
Ara

“Çar için bir hayat”

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
“Çar için bir hayat”

Çarların dünyada sayıca bir hayli çoğaldığı günümüzde aklıma Mikhail Glinka’nın ilk defa Romanov hanedanının 300. yıl kutlamaları sırasında sahnelenen “Çar için bir Hayat” operası geldi. Eser, Sovyet döneminde dikkatin hanedandan fakir köylüye odaklanmasını sağlamak için yeniden orijinal adıyla Ivan Susanin olarak anılmaya başlansa bile emperyalist kahramanlık temasından bir şey kaybetmemiş, sadece yeni rejimin kalıbına girmişti. Ancak 17. yüzyılda, Moskova’nın Kuzey Doğusundaki kutsal şehir Kostroma’da Çarın önünde diz çöküp kendini ona kutsatan vatansever Susanin, bu defa kendisi Bolşevik rejimi kutsayan köylüye dönüşmüştü. Operanın adı yeni dönemde önce “Orak ve Çekiç” olarak değiştirilse bile tutmayınca tekrar Ivan Susanin’e geri dönülmüştü. Tabii bu Çaykovski de dâhil birçok sanatçı gibi, Glinka’nın da siyasi dip dalgadan yararlanarak düzene yaranmak için yaptığı çar yardakçılığını göstermesi bakımından ilginçtir. Ama asıl halkın eserin orijinal adına gösterdiği sevgi ve bağlılık, Rus milliyetçiliğinin, içinde barındırdığı tüm etnik ve inanç farklılıklarına rağmen bugünün Rusya’sında olduğu gibi, Sovyetler Birliğinde de hep etkili olduğunun işaretidir. Putin’in Kırım’ı 2014 yılında ilhakı, Ukrayna’ya karşı 2022 den beri başlattığı savaş, hatta Gürcistan’ın sırtından eksik etmediği tehdit, işte tarihten gelen bu güçlü damarla şimdi Rusya’nın yayılmacı siyasetini beslemeye devam etmekte. Çar artık Romanov sülalesinden Michael veya 2. Nikola değil, Putin. Ama şimdi dünyada kerameti kendinden menkul yeni Çarlar arasında, Hindu milliyetçisi Modi dikkate değer. Çin’in ömür boyu başkanı Shii Jinping de adı konmamış bir Çar. Yeni Çarların bazısı Amerikan MAGA milliyetçisi havasında Trump. Bazı ülkelerde ise dindar kisveye sığınıp milli kimliğini bile tartışmaya açabilen yeni Çarıklı Çarlar var. The Economist’in geçen haftaki kapağındaki en küçük Mafya Çar ise Netanyahu’ydu. Şimdi hayat onların. Yani astığı astık, kestiği kestik yeni Çarların.

Kumarhane Patronuyla Müzakere

Belki birbirlerinden öğreniyorlar. Ama dünyayı kökünden sallama kararlılıkları ortak. Neden? Şahsi egoları, meşum itibarları, kendilerinin, ailelerinin ve yandaşlarının çıkarı için. Yeni Çar Trump, şimdi sıra dışı siyasi yaşamını, kendine benzeyen ekibiyle güçlendirirken ülkesinin anayasal sınırlarını, şimdiye dek olmadığı kadar zorluyor. Yeni bir düzen peşinde, sadece ABD nin değil dünyanın geleceği ile kumar oynuyor. Nitekim çaresiz Zelensky’i kabul sırasında ABD nin Başkanı gibi değil, adeta bir müteahhit veya kumarhane patronu gibi sürekli  “ elinde kart yok” deyip durdu. Bir ara Zelensky “ ben kart( oyunu) oynamıyorum” dese de o söylemi sürdürmedi. Zaten sonunda dünyanın gözü önünde davet ettikleri bir devlet başkanını apar topar Beyaz Saray’dan kovdular. Seyrederken içimden keşke  “ ben burası Beyaz Saray’ın Oval Ofisi diye biliyordum. Ama galiba Las Vegas’da bir kumarhaneymiş” dese diye geçti. Tabii Zelensky politikacı olarak böyle bir patavatsızlık yapmadı. Aradaki köprüleri tamamen yakmadı.  Çarnaçar Beyaz Sarayı terk etti. Birleşik Krallıkta yine tepeden bakan bir kabulle karşılansa bile sıcak bir destek mesajı aldı. Tabii Putin gelişmelerden ziyadesiyle memnun olmalı. Eskiden Türkiye için NATO’daki adamımız derken, şimdi NATO’da Macaristan’la birlikte 3 adamı oldu.  NATO Genel Sekreteri, kıvırttı,  “ABD NATO’nun yüzde 50 den fazlası” diyerek patronu işaret etti. Yeni Çarı incitmekten çekindi. Tabii Avrupa’nın kendi başına yapabileceği fazla bir şey yok. Ama şimdi Avrupa için üzerinde düşünülen ortak savunma tasarımına ek olarak bir de Nordig Savunma Birliği ortaya çıkıyor gibi. Zaten her hafta bir savaş durumunda tedarikli olmaları için halka evlerinde gıda maddesi depolamalarını telkin eden Danimarka, Kuzey Jutland’da bulunan AMA cephaneliğini yeniden açtığını ve orada 350 yıllık Norveç-Finlandiya savunma endüstrisi NAMMO ile işbirliği yapacağını açıkladı.

Güvenli Gelecekleri için

Trump ve baş yardakçısı tarafından palas pandıras Beyaz Saray’dan kovulan Zelensky’nin şimdi ABD vesayetindeki NATO’dan alacağı destek havada. Zaten bu nedenle Trump’la arasını düzeltmesi ısrarla isteniyor. Ukrayna meclisinde kabul edilen  “nadir minerallerin Amerikan şirketlerince işletilmesi” iznine rağmen Zelensky’nin Trump’dan alamadığı güvenlik garantisinin alternatifi ise AB de değil. Bu maddi ve manevi destek elbette, Putin karşısında önemli. Ancak artık 2014 ve 2016 da imzalanan Ukrayna-AB Ortaklık Anlaşması ve Derin ve Kapsamlı Serbest Ticaret Anlaşmaları da Avrupa’nın her yanında olası bir Rusya saldırısına karşı hazırlık olduğu için önemini kaybediyor. Gelişmelerin ekonomik etkileri ise kendi sinsi sıralarını bekliyor. Durgunluk, işsizlik, artan tarifeler nedeniyle de patlayacak enflasyon kapıda. Silahlanmaya ve savaş sanayine yapılacak yatırımlarla bu sorunlara çözüm girişimleri ise eski kıtadaki şoven milliyetçiliği hortlatacak.  Tabii Putin’in sözcüsü gibi davranan Trump’ın şirret diplomasisinin sonu nereye varacak bilinmez. Ülkenin her köşesinde tepkiler yükseliyor. Aynı zamanda başkanlık kararnamelerine karşı adalet düzeni içinde mücadeleye çabalıyorlar. Ama kısa zamanda bir değişiklik zor. Dedik ya! Şimdi yeni Çarlar ve onların yardakçıları başta ABD olmak üzere her yerde.

Geçtiğimiz Pazar günü Birleşik Krallık-Fransa himayesinde Londra’da toplanan “Avrupa’nın Geleceği” zirvesine Hakan Fidan’ın da davet edilmesi, Türkiye’den de beklentiler olduğunun işaretiydi. Ama bizim için bu yeni bir bilinmeyen. Oysa kamuoyu olarak hala Emeviye Camii halıları ve belirsizliğini koruyan yeni Kürt açılımıyla oyalanıyoruz.  Her yerde milliyetçilik rüzgârı eserken bizde “yeni bir milliyetçilik tanımı” arayan söylemin ardındaki anlayış ise Londra’da Türkiye hesabına Ukrayna için verilen sözler gibi bilmece. Bu destek sadece Kiev Havacılık Enstitüsünün ve Ukrayna’daki Baykar fabrikasının müstakbel çalışanlarının Türkiye’de eğitilmesinden mi ibaret? Mesela Montreux ile ilgili bir fazlası da var mı? Yoksa Trump bundan sonra ne isterse çarnaçar yapar mıyız?

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *