İmamoğlu İzmir’de daha başlangıçta kararlılığını ortaya koydu

İstanbul Büyükşehir ve Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Ekrem İmamoğlu dün (cumartesi) İzmir’den çıktı yola… CHP’nin cumhurbaşkanlığı için 23 Mart’ta örgüt denetiminde yapacağı önseçime 118 milletvekilinin imzasıyla başvurdu ve aday adayı oldu. Başka aday adayı olmadığı için ön seçime tek aday olarak girecek. İmamoğlu, ön seçime tek aday olarak girse bile 23 Mart’a kadar her gün iki ile giderek CHP örgütünü hareketlendirmek, bir yerde cumhurbaşkanlığı ve genel milletvekili seçimine hazırlamak, ısındırmak istiyor. CHP örgütüyle hemhal olmak istiyor. Bana göre, İmamoğlu doğrusunu yapıyor. Ön seçimden çıkarak parti grubunun, yani milletvekillerinin onayıyla cumhurbaşkanı adayı olacak. Şimdiden örgütle buluşması, örgütü hareketlendirmesi, halkın desteğiyle örgütün desteğinin bütünleşmesi açısından da çok değerli. Bu yazıyı kaleme aldığım sırada İmamoğlu, dünkü ikinci durağı olan Kayseri’deki konuşmasına başlamak üzereydi.
Dün İmamoğlu’nun İzmir programını baştan sona izledim. Basında yer almayan izlenimlerimi de aktararak devam edeceğim satırlarıma…
ANLAMLI BİR FERİBOTLA, HASAN TAHSİN İLE BİR YAKADAN ÖTEKİ YAKAYA…
İmamoğlu’nu havalimanında bazı CHP PM ve YDK üyeleri, partili milletvekilleri, Ege’deki büyükşehir ve il belediye başkanları, il başkanları ile İzmir’deki ilçe başkanları karşıladı. VİP çıkışında İmamoğlu, zeybek gösterisi ile karşılandı, ardından hatıra fotoğrafı çekildi kendisini karşılayanlarla… havalimanından beraberindeki CHP İzmir İl Başkanı ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay ile birlikte doğrudan Üçkuyular İskelesi’ne geçti İmamoğlu. Çünkü buradan Hasan Tahsin Feribotu ile Karşıyaka-Bostanlı’ya, oradan da kampanyasını başlatacağı Mustafa Kemal Spor Salonu’na geçecekti.
Üçkuyular İskelesi’nde İmamoğlu coşkuyla karşılandı. Özellikle CHP Konak ilçe örgütü ve diğer partililerle birlikte Göztepe taraftarları İmamoğlu’nu coşkulu tezahüratlarla, pankartlarla karşıladılar. İmamoğlu taraftarların verdiği Göztepe atkısını boynuna taktı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraki İZDENİZ’in işlettiği, adını İzmir’de işgal kuvvetlerine ilk kurşunu sıkan Hasan Tahsin’den alan Hasan Tahsin Feribotu’na geçen İmamoğlu, CHP İzmir İl Başkanı Aslanoğlu ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ile oturdu ve Aslanoğlu, kendisine çerçeve içinde Hasan Tahsin’in işgalcilere karşı kaleme aldığı bildiriyi armağan etti. İmamoğlu, gemide gazetecilerin sorularını yanıtlarken uçağının sisten dolayı zorlukla inebildiğini ancak bu zorluğun da yürüdüğü zorlu yolun bir parçası olduğunu, ancak zorlukları aşarak mutlaka hedefe ulaşacağını ifade etti. Hakikaten de dün Adnan Menderes’e inecek uçaklar uzun süre sıkıntı yaşadı ve uzun süre havada tur attılar.
ZÜBEYDE HANIM’A ZİYARET
İmamoğlu’nun önseçim kampanyasına İzmir’den başlayacağını oldukça önceden duymuştum. Peki ilk durak, başlangıç için neden İzmir seçilmişti? Bunu şöyle açıkladı Mustafa Kemal Atatürk Spor Salonu’ndaki konuşmasının başlangıcında:
“İzmir özel bir şehirdir. Cesur başlangıçların, güzel finallerin şehridir. İlk kurşunun, son zaferin şehridir. İzmir’de olmanın heyecanı, mutluluğu içindeyim.”
Konuşmaya döneceğim… Hasan Tahsin Feribotu’nda temasımız oldu İmamoğlu ile… Gemideki gruplarla da hatıra fotoğrafları çekildi. Gemiden sonraki durak, Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın anıtıydı. İmamoğlu, oraya geçerek dua etti ve karanfil bıraktıktan sonra konuşmasını yapacağı Mustafa Kemal Atatürk Spor Salonu’na geçti.
“CEKETİ ÇIKAR KOLLARI SIVA”
Programda sunucu önce Ege’deki il başkanlarını, milletvekillerini ve belediye başkanlarını sahneye çağırdı. Kürsülerdeki ilk sözler İzmir Büyükşehir Başkanı Dr. Tugay ve CHP İzmir İl Başkanı Aslanoğlu’nundu. Ardından çok büyük tezahüratlarla kürsüye İmamoğlu geldi ve konuşmasının başlarında “İktidar!... İktidar!...” sloganı yükseldi tribünlerden… Bunun üzerine “İktidara hazır mıyız?” diye soran İmamoğlu’nun aldığı karşılık sürpriz olmadı; “”Ceketi çıkar, kolları sıva!..”
İmamoğlu ceketini çıkarıp kolları sıvadı ve “Merhaba İzmir” diyerek İzmir’i selamladı. Bir süre sonra da kravatı da çıkardı ve kolları sıvalı beyaz gömleğiyle konuşmasına devam etti. Vitesi artırdıkça artırdı ve finale doğru yedinci vitese taktı! Doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef aldı. İmmaoğlu’nun konuşmasından öğrendik ki, bazı tanıdığı hatta hiç tanımadığı iş insanlarının mal varlığına, banka hesaplarına da el konmuş! İşte bu gibi adımları iktidarın, çok kızdırıyor İmamoğlu’nu. O yüzden adeta kükredi, “Mert ol,” dedi, “Arkadaşlarımla, etrafımla uğraşma, ben buradayım!”
Milletin adamı, “milleti hakkını millete vereceğiz” derken sordu kendisini coşkuyla dinleyen kitleye; “partizanlığı söküp atmaya hazır mısınız?” Salonun yanıtı; “Gün gelecek, devran dönecek AKP halka hesap verecek!” oldu. İmamoğlu, Zübeyde Hanım’dan, Atatürk’te bahsederken kitlenin yanıtı, “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” oldu.
İmamoğlu, konuşmasına “hayırlı Ramazanlar” dileyerek, Ramazan’ın erdemiyle başlamıştı, sözü 8 Mart’a, kadınlara getirdi ve sordu; “Hanımefendiler, hep beraber konuşmaya hazır mıyız?” Kadınların dönüşü inanılmazdı, coşku doruğa çıktı o anda. Kitle “Motorları maviliklere süreceğiz..” derken, İmamoğlu, kısa süre önce kaybettiğimiz ve tabutuna omuz verdiği Edip Akbayram’ı da andı.
“Hergün yeni bir saldırı uyguluyorlar” dedi İmamoğlu ama bir aslan gibi kükreyerek “Korkmadık, korkmuyoruz, korkmayacağız!” diye de haykırdı. Cumhurbaşkanına seslenerek “Elinizde ne varsa koyun ortaya,” dedi, “mert ol,” dedi, “mert…” Ve ekledi; “TRT’ye çıkalım yüreğin varsa, her şeyi konuşalım… Sana da, medyana da kimse inanmıyor.”
“KORKMAYACAĞIM, SİNMEYECEĞİM”
İktidara şöyle meydan okudu İmamoğlu: "Sanıyorlar ki biz bunlardan korkup kaçarız, milletimizi yalnız bırakırız... 10-15 kişinin malına mülküne el koyup mu beni yıldıracaksınız? O koltuk sizin mi yahu? O koltuk milletin! Kafanı kuma gömerek gerçeklerden kaçamazsın, sanmayın ki ben korkup kaçacağım. Bu mübarek Ramazan ayında söylüyorum ilgili şahıs, vallahi de billahi de rüyalarından çıkmayacağım! Korkmayacağım, sinmeyeceğim. Sakın sanma ki ben kenara çekilip susarım."
İmamoğlu, “Mertsen bu meydan okumama yanıt verirsin. Hodri meydan!” diyerek devam etti; ben buradayım, bekliyorum. Millet de burada, sandığı bekliyor…” Tribünlerin yanıtı ise “Güle güle Tayyip” ve “Erken seçim” oldu.
YÜKSEK BİR KATILIM, BÜYÜK BİR KİTLE
İzmir’deki ilk adıma CHP İzmir milletvekilleri aynı zamanda MYK üyeleri Deniz Yücel, Murat Bakan, Gökçe Gökçen, Ednan Arslan, Ümit Özlale, Salih Uzun, Yüksel Taşkın ile önceki Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu yanında çok sayıda önceki MYK ve PM üyesi, milletvekili de katılanlar arasındaydı. Gözlerim bazı İzmir milletvekilleri ile önceki İzmir Büyükşehir belediye başkanını aradı ama göremedim. Tabii CHP İl yöneticileri ve ilçe başkanları, kadın ve gençlik kolları başkanları, cari ilçe belediye başkanları, eski ilçe belediye başkanları ve ilçe başkanları da oradaydı. Ekrem Başkan’ın İstanbul’dan birçok çalışma arkadaşı da başta İPA Başkanı Dr. Buğra Gökçe olmak üzere salondaydı. Ege’nin diğer illerinden il ve ilçe başkanları ile belediye başkanları da ilk adımında İmamoğlu’nu yalnız bırakmayanlar arasındaydı. Spor salonu nefes dahi alınamayacak şekilde zemini dahil tıklım tıklım doluydu. İçeriye giremeyen kitle ise bir o kadardı en az.
ÇERÇEVE YAPILIP ASILACAK SÖZLER
İmamoğlu’nun final sözlerinden önce kurduğu şu cümleler çerçeve yapılıp asılacak cinstendi:
“Hodri Meydan! Millete eziyet çektiren bir avuç insan kaybedecek, Türkiye kazanacak. Yenilecekler… Güler yüzümüze yenilecekler… Temiz kalplerimize yenilecekler… Tevazumuza, hoşgörümüze yenilecekler. Cumhuriyet Halk Partisi başaracak, Türkiye kazanacak. İzmir’den çıktık yola.”
MESELE SADECE CUMHURBAŞKANI OLMAK DEĞİL, MESELE ÜLKEYE ÇEKİ DÜZEN VERMEK
İmamoğlu’nun final sözleri ise “Haydi 23 Mart’ta sandık başına. Her şey çok güzel olacak” oldu. İmamoğlu’nu yakından tanıyorum. 2013’ün başlarından bu yana… Birçok kez de canlı olarak ya da televizyondan dinledim konuşmalarını ama İzmir’deki konuşması bambaşkaydı ve gerçekten de “yeni bir cumhurbaşkanının gelmekte olduğunu”, kararlılığını, derdinin sadece seçim kazanmak değil, rayından çıkan Türkiye’yi rayına sokmak olduğunu, demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü kurmak olduğunu, altüst olan ekonomiyi düzeltmek olduğunu ortaya koyuyordu.
Yazıya son noktayı koymadan yeniden İzmir konuşmasından birkaç önemli paragrafa döneceğim. İmamoğlu, “Bugün benim için çok özel bir gün. Ben önce aday sonra Cumhurbaşkanı olma iddiasıyla yola çıkıyorum. Elbette sayısını söylemeye utanacağımız bir sarayda oturmaya değil, milletimize hizmet etmeye talibiz. Bu nedenle partimin ve milletimin Cumhurbaşkanı adayı olmaya talibim.” dedi ama cumhurbaşkanlığının bir amaç değil, ülkeyi kötücül bir iktidarın elinden alıp düzlüğe çıkarmak için bir araç olduğunu şu sözlerle ifade etti:
“Biz bu ülkeye sosyal adalet gözeten halkçı karakterimizle çağ atlatacağız. Tek adamlığın, partizanlığın gölgesi bile düşmeyecek devlete. Yöneticiler şeffaf olacak, gerektiğinde hesap verecek. Bunların hiçbiri mesnetsiz, soyut vaatler değildir. İstanbul'da 6 yıldır gösterdiğimiz yönetim belli, yaptıklarımız ortada. Halkçılık vaad ediyorum çünkü bunu yapmayı çok iyi biliyoruz.”
Yukarıda değindiğim gibi, yedinci vitese geçen İmamoğlu “Benim meydan okumama yanıtın ne olacak? Sarayına saklanmak yok. Kusura bakma Erdoğan, atı alan Üsküdar'ı geçti. Senin dönemin bitti, öyle de bitti böyle de bitti!” derken Erdoğan’ı sandıkta devirmeye olan inancını ve kararlılığını en üst perdeden ortaya koydu.
Şunu da söyledi konuşmasında iktidarın saldırılarıyla ilgili değinmesinde “müstakbel cumhurbaşkanı”:
“Bir tek suçum var; sandıkta yenilmeyen Ekrem İmamoğlu olmak. Bize yenilgiyi öğretemeyeceksin! Dört kere yaşattığım gibi beşinci ve sonuncusunu da tadıp evine gideceksin!”
Evet… İzmir’de çok büyük bir inanç ve kararlılıkla gördüğüm Ekrem İmamoğlu artık “müstakbel cumhurbaşkanı”…
O NOTU DÜŞMEM LAZIM
Fakat İmamoğlu’na bir not düşeyim buradan: Malum, Erdoğan anayasayı değiştiremezse veya muhalefetle anlaşıp erken seçime gidemezse bir daha aday olamıyor. Bakalım o zaman İmamoğlu’nun karşısına kim çıkacak? Daha doğrusu soru şu: İmamoğlu’nun karşısına dört kere yenilse de cesaret edip Erdoğan çıkabilecek mi, yoksa başkasını mı çıkaracak? Bekleyip göreceğiz…
Bir notum da CHP örgütlerine; il ve ilçe başkanlarına; 23 Mart’taki örgüt denetimindeki önseçimde CHP üyelerinin en az yarısına mutlaka oy kullandırarak İmamoğlu’nun güçlü, kararlı, inançlı duruşuna aynı şekilde karşılık verilmesini sağlamakla karşı karşıyalar. Bu önemli bir ev ödevi.