
NATO’nun son dansı

Trump, Ukrayna ve Putin’in büyük oyunu: Savaşın anası kapıda mı? ABD gittiğinde Avrupa ne yapacak? Avrupa kendi göbeğini kesmeyi öğrenebilecek mi?
Yusuf Kanlı
Yetmiş yılı aşkın süredir Batı’nın güvenlik şemsiyesi olan NATO, şimdi tarihsel bir dönüm noktasında: ABD giderse NATO ne olur? Avrupa kendi savunmasını kurabilir mi? Türkiye’nin rolü ne olacak? Ve en önemlisi, Putin bu boşluğu nasıl değerlendirecek?
Donald Trump’ın ikinci kez ABD başkanı olmasıyla birlikte, NATO’nun temeli olan Amerikan desteği pamuk ipliğine bağlı hale geldi. Trump, “Amerika kimsenin beleş güvenlik çadırı değil” diyerek ittifakı sorgularken, Avrupa’nın yüzündeki panik ifadesi unutulacak gibi değil. Ama işin ilginç yanı şu: Trump, kendisini üçüncü dünya savaşını engelleyen dahi bir stratejist olarak görüyorsa da, Avrupa tarih boyunca saldırganlara taviz verildiğinde neler yaşandığını çok iyi biliyor.
Birinci Dünya Savaşı öncesinde Almanya’nın yayılmacılığına göz yumuldu, sonuç? Büyük bir yıkım!
İkinci Dünya Savaşı’nda Hitler’in iştahı tatmin olur sanıldı, sonuç? Daha büyük bir yıkım!
Şimdi aynı hata Putin’e karşı mı yapılacak?
Avrupa liderleri, Ukrayna’yı gözden çıkarırsa, Putin’in orada duracağını düşünenlerin tarihten pek ders almadığını biliyor. Tam tersine, Ukrayna kurban edilirse Rusya’nın iştahı açılacak, belki Baltık ülkeleri, belki Polonya ya da Moldova… Ama her halükârda “savaşların anası” kaçınılmaz hale gelecek.
Avrupa, Trump’ın “Ukrayna’yı Putin’e bırakın, savaş çıkmaz” tezine değil, kendi tarihine bakarak hareket ediyor.
Trump’ın NATO’ya “ölü taklidi” yaptırma sanatı
ABD Başkanı Trump, NATO’dan resmen çıkamasa da, fiilen ölü taklidi yaparak ittifakı içten çökertmenin yollarını arıyor. Bunun için de birkaç sihirli hamlesi var:
* Savunma Bütçesini Kesmek: NATO’nun finansal yükünü çeken ABD, bir sabah uyanıp “Ben artık ödemiyorum” derse, Avrupa liderleri birbirlerinden borç istemek için sıraya girer.
* Askeri Varlığını Azaltmak: ABD askerleri Almanya, Polonya ve Baltıklar’dan çekilirse, NATO’nun caydırıcılığı düşer, Putin’in önündeki engeller de…
* NATO’yu Siyasallaştırmak: Trump, NATO’yu “gereksiz bir harcama” olarak gördüğünü her fırsatta dile getirerek Avrupa’nın elini kolunu bağlar.
Bütün bu hamlelerin sonucu? Avrupa ya kendi göbeğini kesmeyi öğrenecek ya da tarihin dersini unutup yeni bir felakete sürüklenecek.
Avrupa’nın Stratejik özerklik rüyası: Uyandığında kabus başlayacak mı?
Avrupa’nın savunma konusunda bağımsız hareket edebilmesi için yıllardır konuşulan “stratejik özerklik” fikri, Trump sonrası adeta zorunlu hale geldi. Ancak kâğıt üstünde güzel duran bu fikir, pratikte birçok sorunla karşı karşıya:
* Nükleer Caydırıcılık: ABD çekildiğinde, Avrupa’nın elinde yalnızca Fransa ve İngiltere’nin nükleer silahları kalıyor. Ama burada kritik bir nokta var: İngiltere’nin nükleer kapasiteleri ABD ile entegre. Yani gerçekten bağımsız bir caydırıcılık değil. Geriye özerk kullanılabilecek sadece Fransız nükleer kapasitesi kalıyor.
Peki, Fransa’nın nükleer cephaneliği, Rusya’ya karşı yeterince caydırıcı olabilir mi?
Avrupa, elindeki bu üç-beş nükleer kapasitenin Rusya gibi dev bir güç karşısında yeterli olup olmadığını bilmiyor ve bilmemek, endişe yaratıyor.
* Askeri Koordinasyon: NATO’nun merkezi komuta yapısı olmadan, Avrupa ülkeleri nasıl bir askeri koordinasyon sağlayacak? Fransa ayrı bir ordu kursa, Polonya ve Baltık ülkeleri buna güvenebilir mi?
* Savunma Harcamaları: Avrupa, yıllardır ABD’nin cömertliği sayesinde askeri harcamalarını kısarak sosyal devlet projelerine yönelmişti. Şimdi kendi güvenliği için para harcamak zorunda kalacaklar. Ama halklarına bu kesintileri nasıl anlatacaklar?
Bütün bu soruların cevabı belirsiz. Ama kesin olan bir şey var: Avrupa, Amerikan şemsiyesi olmadan savunmasını kurabilecek mi, yoksa büyük bir güvenlik krizine mi sürüklenecek?
Türkiye: NATO’nun yeni omurgası mı, kendi yoluna mı bakmalı?
Bütün bu hengamede gözden kaçan en büyük faktörlerden biri Türkiye. NATO’nun ikinci en büyük ordusuna sahip olan Türkiye, ABD’siz bir NATO’nun kaderini belirleyebilecek en önemli aktörlerden biri olabilir.
Ama Avrupa’nın Türkiye’ye ihtiyacı olsa da, Türkiye’nin Avrupa’ya ihtiyacı var mı?
Türkiye’nin stratejik konumu, Avrupa’nın güvenlik denkleminde kilit bir rol oynuyor:
* NATO’nun İkinci En Büyük Ordusu: Türkiye, NATO’daki en büyük askeri güce sahip ülkelerden biri ve savaş alanlarında deneyimli bir orduya sahip.
* Boğazların Kontrolü: Türkiye, Karadeniz ile Akdeniz arasındaki geçişleri kontrol ediyor. ABD’siz bir NATO, Türkiye’nin deniz yollarındaki rolünü daha da kritik hale getiriyor.
* Rusya ile Dengeli İlişkiler: Türkiye, Rusya ile pragmatik bir ilişki yürütüyor. Avrupa’nın aksine, Moskova ile hem çatışıyor hem de anlaşıyor.
Avrupa, Türkiye’yi dışlarsa büyük bir hata yapabilir. Çünkü NATO’nun parçalanması durumunda Türkiye ya kendi yolunu çizecek ya da Avrupa güvenliğinin temel taşı olacak.
Putin: NATO’nun çöküşüne şampanya mı patlatır?
ABD’nin çekildiği, NATO’nun parçalandığı bir ortamda en büyük kazanan kim olur? Tabii ki Vladimir Putin. Rusya, Batı’nın zayıflamasını bekleyen bir avcı gibi tetikte duruyor.
Muhtemel Rus stratejileri şunlar olabilir:
* Ukrayna’da Yeni Bir İlerleyiş: Eğer ABD desteği azalırsa, Ukrayna’nın kaderi tamamen Avrupa’nın eline kalır. Ve Avrupa, Ukrayna’ya gerçekten sahip çıkmaya hazır mı?
* Baltık Ülkelerinde Hibrit Savaş: NATO’nun caydırıcılığı azalırsa, Rusya dezenformasyon, siber saldırılar ve siyasi manipülasyonlarla Baltık ülkelerini destabilize etmeye çalışabilir.
* Doğu Avrupa ve Balkanlar’da Yeni Oyunlar: Putin, Sırbistan gibi müttefiklerini kullanarak Avrupa’yı daha da bölmeye çalışabilir.
Kısacası, NATO’nun zayıflaması, Putin’in bölgedeki etkisini artırmasına olanak tanıyacak.
NATO yaşayacak mı?
Trump’ın ikinci döneminde NATO’nun geleceği tamamen belirsiz hale geldi. Avrupa, ya kendi güvenliğini inşa edecek ya da tarihi tekerrür ettirip yeni bir felakete sürüklenecek.
Putin fırsat kolluyor, Türkiye kritik bir rol oynayabilir ve Avrupa’nın elinde yeterli nükleer caydırıcılık olup olmadığı bile meçhul.
Eğer Batı doğru hamleleri yapmazsa, tarihin dersini unutmanın bedelini hep birlikte ödeyebiliriz.