Ruhsal sorunları olan siyasiler tarihi

Liyakat ehliyet demektir, yani bir insanın eğitim ve deneyimi ve bilgili olması anlamına gelir. İslamın en önemli öğütlerinden birisi de “Emanetlerin ehline verilmesidir”. Yani gerek devlet hayatında, gerek ticari hayatta ehliyet, yetenek ve bilgi öne çıkmalı, işe almalarda ve kadro kurmalarda bilgili, deneyimli, eğitimli kişilere öncelik verilmelidir. Onların rengi, ırkı, akrabalığı veya siyasi nitelikleri değil, bilgileri ve deneyimleri tercih nedeni olmalıdır.
Sadakat ise körü körüna bağlılıktır, eğitim, akıl, beceri, kazanım hiç önem taşımaz. Kişilerin her dediklerini aynen kabul etmeleri, sorgulamayıp itaat etmeyi gerektirir. Cahil, hırsız, eğitimsiz, katil, vurguncu, rüşvetçi, ahlaksız olup olmaması önem taşımaz. Tek özellik yalakalık, adama tapınma, tapındığı kişinin insanüstü olduğuna inanma gibi beyin gerektirmeyen, zihni yormayan zombie gibi olmaktır.
Şimdi esas sorun liyakat ve ehliyet yerine sadakati tercih eden kişilerin, yöneticilerin, siyasilerin ortak bir özelliıği var mıdır?
RUHSAL SORUNLU DEPRESYONLU VEHİMLİ VE KENDİ GELECEKLERİNDEN KORKANLAR
Yapılan araştırmalarda liyakat ve ehliyet yerine sadakat ve bağlığı tercih edenlerin yani bigili, akılı, eğitimli, deneyimli kişilerin sorgulama ve yaratıcılık yeteneklerinden hoşlanmayan kendilerinden emin olmayan, korkan, vehimli ve depresyonda olan ve otoriter kafalı kişiler olduğu ortaya çıkmıştır. Genellikle aşırı sağcı kökenden gelenlerde bu tür niteliklerin çok olduğu da belirlenmştir. 18 ülkeyi kapsayan bir araştırma sonuçlarına ek olarak yeni araştırmalarda da benzer sonuçlara ulaşılmıştır.
DÜNYA DELİLER TARİHİ
Tarihsel olaylara ve liderlerin nasıl başarısız olduklarına bakılırsa ükelerini felaketlere götürenlerin çoğunlukla ruhsal sorunlu kişiler oldukları da ortaya çıkmıştır.
Örneğin Hitler ve Musolininin yarı deli oldukları, hezeyan içinde ve hayali bir alemde yaşadıkları tarihçilerce belgelenmiştir. Osmanlıdaki Deli İbrahim olayını hatırlayın. Ayrıca Romanya diktatörü Çavuşeskuyu da unutmayın, Enver Sedatı da Saddamı da.
Kendi kendinize sorun bilgili, deneyimli, üretken insanları mı tercih edersiniz, yoksa sizin her dediğinize evet diyen “Ahveçin Keçisi” gibi kafa sallayıp evet efendim diyen menfaatçi gerzekleri mi tercih edersiniz?
Halkımız bu konuda asırlardan gelen deneyimlerini “Kılavuzu karga olanın burnu boktan çıkmaz” ata sözünde özetlemiştir. Yani doğru yola dönemezler.
Ayrıca gene bir başka atasözümüz “Hainler Hayıflı olur”diyerek ülkesine kötülük yapan rüşvet yiyen yalan söyleyenlerin yani hainlerin korkak olduğunu ifade etmektedir.
Osmanlıyı çökerten nedenlerin başında bilim düşmanı şeyhülisamlar, cahil vezirler, dalkavuklar gelir.Mevki ve makam için kedini satanlar çoktur her devirde.Genç Osman olayı da acı bir örnektir.
Genç yaşta boğulma korkusunu aşamamış, kişiliği tam gelişmemiş genç osmanlı sultanların niye dalkavukları tercih ettikleri de ortadadır.
İngiliz Lord Acton’un şu sözlerini unutmayalım: “Güç insanı bozar mutlak güç mutlaka bozar”.
Şimdi ülkede mutlak gücün kimlerin elinde olduğunu hatırlayın ve müteahhit dostlarını, İslami ekonomi iddialarını, enflasyonu faiz yaratır saçmalıklarını düşünün, samanı bile dışardan alan ekonomiyi, kontrol edilemeyen enflasyonu, halen internette da dolaşan baba oğul dolar sıfırlama seslerini dinleyin.Fetöcü dostları ile ülkenin en mahrem bilgilerini düşmana açanları da.
Artık geç bile kalınmış olsa da ülkenin bu hale niye ve kimler tarafndan nasıl getirildiğini iyi düşünme zamanıdır.
Sarayın kibirli ve kendi diploması da kuşkulu olan birisi baskı ile en korktuğu rakibinin diplomasını iptal etmekle kendisinin hukuken meşkuk durumunu tekrar ortaya çıkardı. Kristal köşkte yaşayanlar başkalarına taş atmasın sözü geldi aklıma.
Bu konunun üzerinde yeni bilgiler iddialar gün yüzüne çıkacaktır. Elin oğlu uyumuyor.
Yalnız korkunun ecele faydası yok kendi kişiliklerinin hazırladığı kendi kaderlerini yaşayacaklar kaçış yolu kapalı çoğunun.
Unutmayın karakteriniz kaderinizdir. Allah size değişik hareket imkanları tanır ama karakteriniz seçimini yapar. Şikayet etmesin kimse.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar uygulamaları ile hukuku guguk yapma çabalarını da, muhalifleri hapise atma çabalarını da.Herkes ve bütün dünya görüyor. Burası Türkiyedir halkı demokrasi deneyimi yaşamıştır. Bazen bir ufak olay büyük sosyal ve siyasi çalkantılar yaratabilir.