6 Nisan: CHP yönetiminin meşruiyet ve yeniden tescil günü

CHP 21. Olağanüstü Kurultayı'na iki gün var. Bu kurultay, 4-5 Kasım 2023'teki 38. Olağan Kurultay'daki değişimin çok daha güçlü şekilde onaylanacağı; İmamoğlu-Özel ittifakının güçlenerek yoluna devam edeceği ve iktidarın salvolarına, bir takım temelsiz iddialara karşı meşruiyetin ve yeniden tescilin cereyan edeceği bir kurultay olacaktır. Kurultay delegelerinin 31 Mart 2024'te ortaya çıkan tabloyu göz önünde bulundurarak tercihlerini yapacağına inanıyorum. Zaten tersi akıl tutulması demektir.
SEN MİSİN "PARTİDE VE ÜLKEDE DEĞİŞİM" DİYEN!
CHP'nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 38. Olağan Kurultay'da ortaya çıkan sonucu bir türlü hazmedemediği aşikar. Öte yandan 31 Mart 2024'ten itibaren partideki değişimden sonra ülkedeki değişimin de önünün açıldığını gören iktidar da hazımsızlık içinde. O yüzdendir ki "partide değişim olmadan ülkede değişim olmaz" diyerek değişimin düğmesine 29 Mayıs 2023'te Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunun hemen akabinde basan İmamoğlu'nun başına türlü çoraplar örülüyor.
KILIÇDAROĞLU'NUN ÇEVRESİ
Peki bu konjonktürde Kılıçdaroğlu'nun ve ona hissi olarak bağlı olan arkadaşların ne yapması gerekiyor? Pek tabii ki iktidara nanik yaparak partiyi ileri taşıyanlara destek olmalılar. Partinin daha da ileri gitmesine, anayasal-yasal ulusal direnişe güç vererek bu zor günlerin aşılmasına katkıda bulunmalılar.
Kılıçdaroğlu'nun çevresindeki arkadaşların da parti üyesi olarak seçilerek gelen ve yeniden seçilecek arkadaşlara destek olması bir boyun borcudur.
Kılıçdaroğlu'na gelince... Hırs, aklın önünde olmamalı... 13 yıl boyunca bu parti ona kaç kez şans verdi. Olmadı, yapamadı. Kendi belirlediği delegelerle koltuğunu kaybetti.
Kılıçdaroğlu'nun yaşı da kemale erdi. Artık yapabilen, yapabilecek olanlara şans vermesi gerekir. Yeniden adaylık için girişimler onu aşağı çeker. Çarşamba akşamı MK Haber TV'de katıldığım Yakın Plan'da bir başka konuk "Kılıçdaroğlu'nun yüzde 99,9 aday olduğunu" ileri sürmesin mi?! Pes doğrusu... Bu gibi iddialar iktidar medyasından ve trollerden de yaygın şekilde ileri sürülüyor. Hepsi palavra. Kılıçdaroğlu da herhalde etrafının da baskısıyla gündemde kalmak istiyor. Yoksa kurultayda aday olacağı yok.
7. GENEL BAŞKAN NE YAPMALI?
Yanlış anlaşılmasın; Kılıçdaroğlu artık gitsin torunlarınızı sevsin, bir kenara çekilsin de demiyorum. Öymen, Çetin, Karayalçın'a baksın; onlar parti için ne yapıyorsa nasıl yapıyorsa o da onlar gibi yapsın eski bir genel başkan olarak. Keşke o da İmamoğlu tutuklandığında o otobüsün üstünde olsaydı diğer eski genel başkanlarla birlikte. Parti tarihindeki saygın yerini almak için hala bir şansı var; Çetin, Öymen, Karayalçın ile birlikte olağanüstü kurultayda yan yana oturmak; aday veya adayları alkışlamak... Seçilecek genel başkanı da ayakta alkışlamak... Doğrusu budur.
Kılıçdaroğlu, aktif görev mi almak istiyor? Arkasında güzel örnekler var. İkisini vereyim... 1) CHP'nin tek parti iktidarındaki son başbakanı Prof. Dr. Şemsettin Günaltay, CHP'nin 1950 seçimlerinde iktidardan düşmesinin ardından genel başkan İsmet İnönü tarafından İstanbul il başkanlığına getirildi. 2)Kemal Kılıçdaroğlu da genel başkan iken önceki genel başkan- Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Murat Karayalçın'a CHP İstanbul İl Başkanlığı görevini verdi. Kılıçdaroğlu da aktif bir görev isterse eminim Özel de kendisine bir görev tevdi eder.
KILIÇDAROĞLU
Kılıçdaroğlu'nu 2009'da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olduğunda tanımıştım. Kendisine o zaman aktif destek verdim. Kampanyasına katıldım. Genel Başkan olduktan sonra da 2023 Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu dahil olmak üzere çok aktif destek verdim. Hem de daha elverişli isimler olduğu halde adaylığını dayatmasına karşın... Oysa CHP'nin halkın işaret ettiği bir adayla seçime girmesinin daha akılcı ve makul olduğunu belirttim hep zamanında. Bunu anlamak istemedi, dinlemedi, ona karşın kendisini sonuna kadar destekledik. Ancak orası artık son duraktı kendisi için. Bırakması, istifa etmesi ve olağanüstü kurultaya götürmesi partiyi, kendisinin de milyonunun bittiğini kabul ederek aday olmaması gerekirdi. Güvenli liman jargonuyla partiyi yerel seçimlere götürmek istedi. Büyük tepki aldı. Abesle iştigal etti. 38. Olağan Kurultay'da da aday olarak yanlış yaptı. 13 yıllık tablo ortada iken ısrarla aday olmaması gerekirdi.
İMAMOĞLU
Ekrem İmamoğlu'nu 2013'te henüz CHP Beylikdüzü ilçe başkanı iken tanıdım. Geniş bir yelpazeye hitap ettiğini gördüm. Çok dikkatimi çekti. CHP'de eksik olan da buydu. Ondan sonra radarıma aldım. Erdoğan'ı Beylikdüzü ve İstanbul Büyükşehir'de dört kez tuşa getirdi. 29 Mayıs 2023 sabahı da değişim videosunu yayınlayarak 4-5 Kasım 2023 CHP 38. Olağan Kurultayı'ndaki değişimin ve 31 Mart 2024 yerel seçim zaferinin önünü açtı. Artık doğal cumhurbaşkanı adayı olarak toplumun önündeydi. Bu yüzden karşısında tir tir titreyen iktidar onu türlü dolaplarla itibarsızlaştırma yoluna gitti ve hızını alamayarak içeri attı! İmamoğlu, yıllardır CHP'ye önerdiğim yelpazeyi genişletme, kanatları geniş açma misyonunu yerine getirecek profil olduğu için, takım oyununu becerdiği için gözüme girdi. Gittikçe de gözümde büyüdü. Hepsi bu. İmamoğlu ya bizzat ya da engellense dahi kimin arkasında durursa Cumhur İttifakı adayını sandıkta devirecek. İşte bunun için "İmamoğlu" diyorum.
ÖZEL
Özgür Özel'i 2011'de yeni milletvekili olduğunda tanıdım. O zaman CHP Genel Başkan Yardımcısı, CHP Grubunun çok sevip saydığı Osman Korutürk'ün danışmanıydım. Samimi, sıcak, olduğu gibi, çalışkan bir milletvekiliydi. Bir süre sonra Grup Başkan Vekili oldu. 2018'den sonra parti grubu içinde Kılıçdaroğlu'nun veliahtı olarak görülmeye başlandı. Ekipler oluşmaya başlamıştı Kılıçdaroğlu sonrasına dönük. Oğuz Kaan Salıcı ve Özgür Özel iki ayrı odak oluşturuyordu. Veli Ağbaba ve Aykut Erdoğdu bu yarışta Özel'in en yakınındaki iki isimdi. Özel'in müstakbel genel başkan olarak ismi artık tabanda, ilçe örgütlerinde bile duyulmaya başlanmıştı. Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Adayı olmasıyla Özel, CHP Grup Başkanı oldu ve İmamoğlu ile de ittifak içinde CHP 38. Olağan Kurultay'ında genel başkan adayı oldu. Delegenin Kılıçdaroğlu'nun ekibince belirlendiği bir atmosferde aday olması kolay bir karar değildi ancak delegenin ülkenin içinde bulunduğu durumu okuyacağına, kapı kulu gibi davranmayacağına güvendi. Öyle de oldu, - (Altan Öymen-Deniz Baykal değişimi sayılmazsa) ilk defa ikili bir yarışa sahne olan kurultayda ilk turda önde çıkan Özel, ikinci turda daha büyük farkla genel başkan seçildi. Özel, son haftalardaki performansıyla tartışılır olmaktan çıkmıştır ki, öncesinde de normalleşme politikası dahil doğru ilerlediğini düşünüyorum.
GÖRECE REVİZYON, HEMEN ARDINDAN YENİ PROGRAM
6 Nisan 2025 Olağanüstü Kurultayı, İmamoğlu-Özel ittifakının güçlenerek devamını sağlar. Biliyorum, bu ittifakın içinde olmasına karşın gönlünde genel başkanlık yatan başka isimler de var. Üstelik onlar d layık genel başkanlığa. Ancak pişmiş aşa su katılmaz. Hele Özel, Manisa'da, hatta bütün Ege'de adeta destan yazmışken. CHP'nin bütün aktörlerinin sakin, akılcı hareket etmesi şart bu süreçte. Bu arada Özel'in geçmiş 17 aylık performanslara bakarak MYK'da ve Gölge Bakanlıklarda görece bir revizyona gitmesi sürpriz olmayacak olası bir erken seçim öncesindeki kurultaydan sonra. CHP'nin güçlü, güvenilir kadrolarla tahkim edilmesi "yönetebilir bir CHP" görüntüsü için de şart. İmamoğlu-Özel bu açıdan da yaklaşmalı olağanüstü kurultaya. Bu bir fırsattır. Meşruiyet, yeniden tescil ve aynı zamanda 17 aya bakarak rektifiye... Ardından da hiç beklemeden program kurultayı. Malum gelişmeler programı geciktirdi ama daha fazla gecikmeden artık 2008'den bu yana değişmeyen parti programının bir an önce yenilenmesi gerekiyor ki, program aynı zamanda seçim programına ve hükümet programına da zemin-altlık ve çerçeve oluşturacaktır. Konumuz program değil ama şu notları da düşeyim; CHP’nin son dönem meydanlarına bakıp geçmişinden utanmak bir yana, geçmişinden gurur duyan; kamucu; karma ekonomiyi savunan; yenilikleri de kavrayan ve yeni gelişmelere açık bir program oluşturması gerekiyor. Atatürk ve getirdikleri programın temeli olmalıdır.