Özel Haber- Gülsüm Acıyan
Tiyatronun insan yaşamına etkilerini, tiyatronun önemini ve bireye kattığı becerileri hem tiyatro oyuncusu, oyuncu ve aynı zamanda tiyatro öğreticisi Barış Kıralioğlu, Muhalif'e anlattı.
"Tiyatro, bizi ruh olarak çok besleyen bir alan" diyen Barış Kıralioğlu sözlerine şöyle başlıyor:
"Tiyatro çalışmak özellikle küçük yaşlarda çok besleyici birşey. Ortaokul ve Lise seviyesinde Tiyatro çalışan ve Tiyatro ile arası iyi olan insanların hayatlarında her zaman daha renkli daha farklı daha güzel bir bakış açısına sahip olduğunu görürüz. Mesela tiyatro çalışmaya yeni başlayan birinin bile kısa zamanda iyi bir seyirciye dönüştüğünü görüyoruz. İyi bir seyirci olan kişi de hayatı boyunca sanatla iç içe oluyor ve daha farklı bir pencereden bakıyor. Çünkü biz bir okuduğumuz kitapta, izlediğimiz bir oyunda, izlediğimiz bir filmde herzaman hayalgücümüzü geliştiriyoruz ve bazende başka dünyalara gidip o iki saat içerisinde o dünyaya misafir oluyoruz ve kendimizi orada iyi hissediyoruz. Bu bizi ruh olarak çok besleyen birşey. O yüzden tiyatro eğitimi çok önemli."
"Hızlı tüketim çağında Tiyatronun öneminin daha da arttığını düşünüyorum" diyor ve ekliyor Barış Kıralioğlu:
"Hayatta mesela çok neşeli çok şakacı insanlar oluyor ama tiyatroyu meslek olarak seçmemiş oluyor ve konservatuar okumamış oluyor o insanların tiyatro eğitimi aldığını ve tiyatronun o insanlara çok fazla şey kattığını görüyoruz. Mesela lisedeyken tiyatro çalışmış bir genç sonra iş hayatında mühendislik yaparken ya da bir yerde memur olarak çalışırken her zaman diğer insanlara göre çok daha renkli ve farklı oluyor. Çünkü o dünyaya girmiş oluyor. Günümüzde kitap okuma alışkanlıkları azaldı ve daha çok ekrana bakma telefonla uğraşma, daha hızlı tüketme üzerine bir çağda yaşıyoruz. O yüzden bu hızlı tüketim çağında tiyatronun öneminin daha da arttığını düşünüyorum."
"Tiyatro, insan ilişkilerini daha da kuvvetlendiriyor" diyen Barış Kıralioğlu sözlerini şöyle tamamlıyor:
"Tiyatronun her zaman şöyle bir artısı oluyor insan ilişkilerini daha da kuvvetlendiriyor, bir bireyi anlama ve empati yapma becerisi, oynadığımız ve canlandırdığımız karakterleri anlamamızı sağlıyor."
"Mesela üç tane çocuğu olan ve haftanın her günü yaklaşık 20 saate kadar nerdeyse çalışan ve yorgun bir babayı oynacağız diyelim; bu karakteri oynarken etrafımızda hayatı böyle olan kişi varsa ya da gerçekten günde 10-15 saat çalışmıyorsa her akşam evine yorgun gelen bir tanıdığınız var bir gözlem yapıyorsunuz. O yaptığınız gözlemi coşku belleği dediğimiz ve kafamızın içine yerleştirip ve lazım olduğu zaman onu oradan çıkıyoruz ve role (karaktere) giriyoruz."
"İşte bu tiyatro eğitimleri esasında gençlere yetişkinlere hayatımızda yapmamız gereken gözlemleri, empatiyi ve bunlar sayesinde de bu karakterleri oynuyoruz. Tiyatro eğitiminde de meraklı olmamız gerektiğini herşeyi gözlemlememiz gerektiğiniz vurguluyoruz. Çünkü bu gözlem hayatımızda hep devam etmeli ve onun sayesinde empati yeteneğimiz sayesinde de o rollere yaklaşımımız daha iyi oluyor ve hayata da yaklaşımımız daha iyi oluyor. Her yaştan insan tiyatro yapabilir ve başlamak için bir yaşı yok insanın içinde böyle istek ve yetenek varsa sadece yetenek de değil aslında çalışkanlık ve çaba sarf etmek de önemli tiyatro da eğitiminde bir sınır yok." dedi.