Göğsü iyice sıkışınca durdu. Biraz soluklandı. Ne kadar zamandır yürümekte olduğunu bilmiyordu. Nerelerden geçtiğini de bilmiyordu, tıpkı nereye gittiğini bilmediği gibi. Hatırladığı kadarıyla son olarak Campo Marzio’dan geçmiş ve köşedeki tütüncüden biraz Cagliari tütünü almak için durmuştu. Sonra yeniden yürümeye başlamış ve adımları nereye götürürse o da kendini sokaktan sokağa sürükleyip durmuştu.
Şakaklarındaki amansız zonklama biraz azalınca güçlükle başını kaldırıp, nerede olduğunu anlamak için etrafına baktı ve hayretle yine o binanın tam önüne gelmiş olduğunu gördü. Son zamanlarda sabahın ilk ışıklarıyla birlikte kendini dışarıya atıyor, uykudaymış gibi yürüyor ve sonunda kendini hep bu binanın önünde buluyordu.