Özel Haber- Gülsüm Acıyan
Hayatın her halini yansıtan en önemli türlerin başında drama gelmektedir. Drama sanatının birçok farklı özelliği vardır. Bu sanat dalı ilgi çekici özellikleri sayesinde oldukça önemlidir.
Drama eğitmeni Burçin Tarhan, kişisel gelişimde dramanın önemi ve dramanın geliştirdiği becerileri Muhalif'e anlattı.
Burçin Tarhan, "Dramanın asıl hedefi; bireyin kişisel gelişimine katkı sağlamak" diyerek sözlerine şöyle başlıyor:
"Öncelikle Drama alanına erken girmek çok önemli çünkü birey kendi yeteneklerini keşfeder ve aileler de bu yeteneklerin farkına vardığı anda drama burada devreye giriyor. Çünkü biz şu durumla çok karşılaşıyoruz "benim çocuğumun tiyatroya oyunculuğa yeteneği mi varmış" gibi şeyler duyuyoruz."
"Drama derslerinin asıl amacı bireyin kişisel gelişimine katkı sağlamak. Amacımız bir gösteri sunmak, izleyiciye bir sunum hazırlamak değil tamamen o bireyin o çocuğun hayal gücünün gelişmesi, yaratıcılığının gelişmesi, kendini ifade etme becerisinin gelişmesi, iletişim becerisinin, empati becerisinin gelişmesi gibi hedeflerimiz var. Bu hedefler doğrultusunda da drama derslerinde ona göre atölyeler düzenliyoruz. Her derste farklı bir atölye düzenliyoruz."
"Atölyelerin içeriğinde mutlaka oyunlar oluyor. Oyunlar işin temelinde var örneğin biz oynadığımız oyunda çocukları tanıma fırsatı buluyoruz yani nasıl bir çocuğu tanırsınız en basiti herkesin bildiği bir oyun olan tilki tilki saat kaç? bu bir tiyatro oyunu değil çocuk oyunu. Tilki Tilki saat kaç? oyunda bir ebe vardır ebe arkasını döner ve diğerleri arka arkaya daha geride dizilirler ebeye sorarlar Tilki tilki saat kaç? diye mesela burda birisi ebe 1 der birisine 3 kimisine 2 der ama kimisi büyük adım atar kimisi küçük adım atar ama sonra farkeder ki ya der ben küçük adım atıyorum ama büyük adım atıyor birşey yapalım der mesela burda çocukta şu bilinç uyanmaya başlar yani burda bir adaletsizlik var ve benim buna karşı durmam gerekiyor dolayısıyla biz de deriz ki ben bir gruba sorarım mesela ne yapmamız gerekiyor diye neden gruba soruyorum çünkü orada önemli olan grubun ne söyleyeceği konuyla alakalı olarak tepkisi ne onu görebilmek örneğin grup diyor ki şunu da söyleyebilir örneğin 12 yaşında bir grup düşünün herkes istediği gibi adım atsın serbest ama ozaman ne olacaktır işte ufak boylu adımını küçük atan birisiyle daha uzun boylu ve çevik birisinin arasında ciddi bir fark olacaktır. O zaman tekrar gruba danışırsınız böyle bir durum var ne yapalım? diye ve grup kendileri karar verirler ama genelde mesela çocukları o zaman tanırsınız kim dersiniz mesela bu bireyin adalet duygusunu daha geliştirmek gerekiyor dersiniz grubun adalet duygusunu geliştirmek için başka çalışmalar yaparsınız yani tamamen burda oyun yöneticisi aslında burda önemli olan lider yerine oyun yöneticisi demek aslında biz rehberiz de, gözlemliyoruz ona göre oyunu yönetiyoruz. Elimizde bir hamur var orda ne eksikse ona göre çalışmaları düzenliyoruz."
Bireyin karakteri oyundan nasıl etkileniyor?
Oynadığımız oyunlarda ne eksikse onu fark ediyorsunuz ona göre alıştırmalar egzersizler yaparak onları tamamlıyorsunuz mesela "Davul zurna bir iki üç" oyunu oynarsınız sonrasında katacağınız şey adalet kavramıysa adalet duygusuna yönelik bir çalışmaysa ona göre üstüne mesela bir rol oyunu yaptırırsınız orada başka şeyleri deşifre etmeye çalışırsınız. Mesela iki kişi üzerine rol oyunu bir bakkal ve müşteri, bir doktor ve hasta yani bu ilişkiler üzerinden adalet duygusunu deşifre edecek egzersiz rol oyunu yaptırırsınız sonra üstüne mesela bir grup doğaçlama çalışmasına gidersiniz ve çıkan sonuçta hepsini değerlendirirsiniz. A grubu ne yapmış ne demeye çalışıyor yani burdaki "adaletsizlik" nerdeydi nasıl düzenlediler bunları konuşursunuz ve sonrasında yani tamamen orada katılımcı birey düşünür artık neydi ne yapmıştım hikaye nereye geldi aslında birey bunu düşünür sorgular amacımız buraya getirmek işte yani bireyi sorgulayan bireye dönüştürmek. Gördüğü şeyi herhangi bir şeyi sorgulaması yani normal hayatta sorgulayan bir bireye dönüşmesi bizim için önemli bu da dramanın temel hedeflerinden biri. Dramayı herkese oynatıyoruz her yaştan grup oynuyor 50 yaşındaki birey de oynuyor 4 yaşındaki çocukta. Çünkü dramanın temelinde oyun var birey oyunla öğreniyor.
"Homo Ludens", "kitabında yer alan bir şeye değinmek istiyorum; "İnsanlar hayatı oyunla öğrenirler" Burçin Tarhan:
"Aslında temel olan şey hepimizin içinde var olan bir duygudur bunu kullanabilmek esastır yetişkin insanlarla oyun oynarken bile nasıl değiştiklerini fark edersiniz.
Ders aldığım bir hocam şöyle bir örnek verir; "Mendil kapmaca oyununda önce insanlar başında bekler siz mendili tutarsınız her yaş grubundan herkes birden mendili kapmaya çalışır ilk oyunda sonra ikinci oyunda yani kapıp götürürken yakalanırlar her seferinde yakalandıklarını öğrenirler. Üçüncü oyunda da artık başında bekler kendileri hemen kapmazlar yani kapanı yakalamak için başında beklerler ve uzun sürede beklenir."
Yani bu şunu öğretir; grup artık hızlı davranmanın aslında yanlış bir şey olduğunu öğrenir mesela bunu hayata da adapte edebilir. Hayatta birçok yerde hızlı davranmak aslında yakalanmamıza(ebelenmemize) sebep olabilir."
"Gerçek hayatla oyunların bağlantısı olduğu için bizim normal hayatta da birçok şeyi rahat karşılamamızı da sağlar. En basiti oyunda yenilirsiniz ve hayatta da çok fazla yenilirsiniz ama siz yenilmeyi kabullenmeyen bir karakterseniz hayatta çok üzülürsünüz yani hep üzülür ve yıpranırsınız. Ama siz oyun içerisinde yenilmeyi ve yenilme duygusunu öğrenerek aslında hayata da hazırlıklı olursunuz."
"Ya da başarısız olduğunuzu düşünürsünüz birçok konuda ama drama içerisinde biz şunu çok önemseriz herkesin sahnesel yeteneği olmak zorunda değildir bu mantıkla başlarız. Herkesin başka yetenekleri vardır mesela grup çalışmalarında aktif rol alırlar baskın değildir ama kendi yapabildikleriyle grubun toparlayıcısıdır. Bazıları baskındır yani bu baskınlık grubu domine eder bu davranış istenmeyen birşeydir. Biz bunu gözlemleriz bir sonraki çalışmayı mesela o gruptaki o arkadaşı düşünerekte başka bir çalışma, oyun oynarız. Yani yerini değiştiririz ya da grubu değiştiririz mesela hep dominant olan başka arkadaşlarla bir araya getirir empati duygusunu geliştirmeyi planlarız. Grupta bu davranışı uygulamanın ne demek olduğunu öğretiriz. Ama bu davranışı asla söyleyerek değil söylemeden oyun içerisinde öğrenmesini sağlamaya çalışırız. Tamamen didaktik duruştan uzak süreçle de oynayarak öğrenme esastır. Netleştirmek gerekirse biz gözleme dayalı olarak çalıştığımız için çocuklardaki gözlemlediğimiz ve değiştirmeye çalıştığımız şeyle yetişkinlerdeki gözlemlediğimiz ve değiştirmeye çalıştığımız şey tabi ki farklı olur. Mesela çocuklardaki paylaşma duygusu azdır bunun üzerine çalışırız yetişkinlerde mesela birinci olma arzusu vardır bunun üzerine bir çalışma (oyun) yapmaya çalışırız. Ya da iletişim problemi vardır aslında hepimizde var bunlar üzerine çalışmalar yaparız. Aslında temel anlamda dramanın bize kattığı şey çok fazladır ve süreç içerisinde yaptığımız şeyin çıktısını gözlemleyerek diğer oyunlarla destekleyerek ölçüyoruz aynı zamanda."
"Dramayı farklı bir yönden de anlatmak isterim" diyen Burçin Tarhan şöyle devam ediyor:
"Dramayı bir araç haline de dönüştürebiliriz yani ne aracı birşey öğretmek için. Mesela okullarda özellikle sınıf öğretmenlerinin ya da kreş, anasınıfı öğretmenleri drama öğrenerek kendi öğrencilerine de oyunla birşeyler öğretmeyi de deneyebilirler. Örneğin bir sınıf öğretmeni matematikteki sayıları öğretecekse bunun üzerine bir oyun kurgulayıp matematiği ve sayıları oyunla öğretebilir. Örneğin çok basit bir oyun olan "Zar" oyununda oyun yönetici gruba der ki; iki der mesela iki kişi bir araya gelinir, grup on iki kişidir herkes ikişer bir araya gelir ama bir kişi dışarda kalır ve o bir kişi elenir oyundan.
"Mesela matematikte sayıları öğretiyorsak İlkokul birinci sınıflara böyle bir oyunla üçer bir araya geldik ne oldu biz on üç kişiydik ve herkesi toparladık bir kişi dışarda kaldı burada dramayı öğretici tarafıyla kullanırız. "
Drama daha çok kişisel gelişime ve aynı zamanda da bir şeyleri öğretirken oynayarak öğretmeyi kapsıyor. Drama aynı zamanda rol becerisini, tiyatral becerisini, yazma becerisini de geliştirir."
"Dramanın geliştirdiği becerilerden 1 numarada "yaratıcılık" var" diyor ve ekliyor Burçin Tarhan:
"Mesela yine bir oyun üzerinden anlatırsak; bir nesneyi veriririz ve bu nesneyi farklı şekillerde kullanılmasını isteriz mesela telefon hariç, saç tarak olarak kullanır aynı formu bozmadan kimisi kumanda olarak kullanır kimisi tıraş makinesi olarak kullanır hep böyle tıkanmaya başladıklarında artık o zorlama noktasında daha yaratıcı fikirler ortaya çıkar ve kimisi bir anda onu kaykay gibi hayal eder kaykay gibi kullanmaya başlar kocaman bir pencereymiş gibi hayal eder pencere gibi kullandığını gösterir. Bütün bunlar aslında zihinsel egzersizler ve üstüne yapılan çalışmalarla bu davranış ve hareketleri beslersiniz. Yaratıcılık anlamında çok ciddi yol katledilebilir."
"Bir diğer beslenilen becerileri saymak gerekirse; hayalgücü, göz teması, beden dili, empati ve en önemlisi ise; iletişim becerisi gelişir oyunda bir grupla çalışıyorsunuz ve yanınızdaki arkadaşlarınızla herkesle iletişim kurmanız gerekir ve oyunlar da iletişim becerisinin gelişmesini sağlar."
Son olarak sözlerini şöyle tamamlıyor: "Drama, her yaştan insanın yapması gereken bir alan ve bütün bu öğrenme gelişim vb. boyutlarından hariç işin eğlendirici boyutu çok fazla. Kendinizi keşfetmek ve kendiniz için birşey yapmak istiyorsanız da Drama eğitimi alınması gerekir."