Sıcaktı. Güneş çoktan devrilmiş ve akşamın eli kulağındaydı ama ortalık hala cayır cayır yanmaya devam ediyordu. Kasketini çıkarıp, gözlerinin içine kadar dolan, boynunu, ensesini yakıcı bir tuz tabakasıyla kaplayan ağdalı teri silmeye uğraştı. Önünde uzanıp giden ovaya baktı. Bereketli günlerde yeşilin her türünü barındıran koca ovada şimdi yeşillik olarak sadece birkaç parça bağ ile bağların yakınlarına serpiştirilmiş üç beş badem, ceviz ağacı vardı. Gerisi bozdu, yanıktı, çırılçıplaktı...
Okunma Süresi: 1 dk
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *