Brezilya milli takımının oynadığı ilk maç 1914 tarihindeydi. Beklenmedik rakipleri İngiltere'nin Exeter City takımıydı. Maç Brezilya'nın 2-0'lık galibiyetiyle tamamlandı. Bu maçta Brezilya’nın formasının rengi beyazdı. Ve beyaz formayı on yıl boyunca da giymeye devam ettiler.
1938'den beri ilk kez düzenlenen Dünya Kupası'na 1950 yılında Brezilya ev sahipliği yaptı.
Brezilya'nın Uruguay'a karşı oynadığı son maçta turnuvayı kazanmak için sadece beraberliğe ihtiyacı vardı.
200 bin kişi (Bugün bile bir futbol maçında yer alan en fazla seyirci sayısı) o gün Rio de Janeiro'daki Maracanã Stadı’ndaydı.
Uruguay ise Brezilya’yı 2-1’lik skorla mağlup etti. Brezilya ulusunu tamamen şok eden bu olay ‘Maracanazo’ olarak isimlendirilmiştir.
Brezilya, 1954 Dünya Kupası’nda Maracanazo olarak tanımladığı faciayı unutmak için tamamen beyaz olan formasında değişikliğe gitti.
Yeni forma tasarımında Brezilya ulusal bayrağının renklerini (sarı, yeşil, mavi ve beyaz) kullanma kararı aldı. Forma tasarımı yarışmasını 19 yaşındaki Aldyr Schlee kazandı.
Ve böylelikle ‘Camisa Canarinho’ efsanesi ortaya çıktı. Peki, Brezilya bayrağının bu renklerde olmasının nedeni ne?
1822'de Portekiz sömürgesi olmaktan kurtulan bağımsızlığını ilan eden Brezilya İmparatorluğu'nun bayrağıydı.
Bu yeni bayrak, Brezilya İmparatoru ve İmparatoriçesi'nin hanedan renklerini birleştirmek için tasarlandı.
İmparator I. Pedro, Braganza Evi'nin bir parçasıydı. Hanedan sembolleri ise Aziz George'u temsil eden yeşil bir wyvern - bir tür ejderha - idi. Yeşil renk buradan gelmektedir.
Brezilya imparatorluk bayrağındaki sarı renk, Pedro'nun eşi ve Brezilya'nın ilk İmparatoriçesi Avusturyalı Maria Leopoldina'yı temsil ediyordu. Habsburg Evi'ndendi ve son Kutsal Roma İmparatorunun kızıydı. Kız kardeşi Napolyon Bonapart'ın ikinci karısıydı.
Habsburg Evi, 10. yüzyıla kadar uzanan Avrupa'nın en eski ve en güçlülerinden biriydi. Orijinal hanedan renkleri beyaz ve kırmızıydı, ancak Habsburglar Kutsal Roma İmparatorluğu'na hakim olmaya başladıklarında renklerini benimsediler: siyah ve sarı.
Böylece imparatorluk bayrağı, Braganzas'ın yeşili ile Habsburg'ların sarısını birleştirdi. Peki ya mavi renk nereden geldi?
1889'da Brezilya’da monarşi yıkıldı ve cumhuriyet kuruldu. Bu nedenle eski bayrağın ortasındaki imparatorluk arması kaldırılmak zorunda kalındı.
Brezilya'nın cumhuriyet olduğu gün olan 15 Kasım 1889'da Rio de Janeiro üzerindeki gece gökyüzünü temsil etmesi için beyaz yıldızlarla dolu mavi bir daire ile değiştirildi.
Her yıldız, büyüklükleri bölgenin coğrafi büyüklüğüne karşılık gelen Brezilya federal birimini temsil ediyor.
Ve böylece Brezilya cumhuriyeti için eski yeşil ve sarı renkleri hafifçe değiştirilmiş yeni bir bayrak ve yeni bir slogan doğdu: Düzen ve İlerleme anlamına gelen Ordem e Progresso. Bunlar, Aldyr Schlee'nin 1954 Dünya Kupası tasarımının renkleriydi.
Brezilya formasının renklerinin hikayesi bu şekilde. Tamamen beyaz olan forma ulusal bayrağın sarı, yeşil, mavi ve beyaz renklerine büründükten yalnızca dört yıl sonra, genç bir adam o formayı en çok şampiyon yapan süreci başlatacaktı. Dünyanın en ünlü spor takımını...
O isim elbette Pele'ydi.
Ve işte burada, 1958 Dünya Kupası Finali’nden sonra henüz 17 yaşında. İsveç'e karşı 5-2'lik bir galibiyette iki gol atmış ve son düdükte bayılmıştı. Takım arkadaşları tarafından hayata döndürülen genç Pelé, gözyaşlarına boğuldu.
Brezilya forması, efsanevi statüsüne ise Dünya Kupası'nın ilk kez renkli olarak yayınlandığı 1970 Meksika Dünya Kupası'nda kavuştu. Pelé liderliğindeki Carlos Alberto, Jairzinho, Tostão, Gérson ve Rivelino'dan oluşan ekip zafere ulaştı.
Brezilya'nın 1970 takımı birçok kişi tarafından gelmiş geçmiş en büyük futbol takımı olarak görülüyor. Altı maçın hepsini kazandılar ve performanslarının güzelliği, dinamizmi, akıcılığı ve becerisiyle dünyayı hayrete düşürdüler.
Futbol tarihinde bundan daha iyi bir dönüm noktası olabilir miydi?
Böylece Pelé, futbolda mükemmelliği temsil eden bir forma ve bir oyuncu haline geldi.