Muhalif Analiz
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu'na "sahte diploma" soruşturması açılmasıyla diploma konusu gündeme geldi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan yapılan açıklamada 2024 Aralık ayının başında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının geçerliliğinin incelenmesi için Yüksek Öğretim Kurumuna müzekkere yazıldığı belirtildi.
İmamoğlu’nun, Türk Ceza Kanunu’nun 204 (resmi belgede sahtecilik) ve diğer maddelerinde belirtilen suçlama kapsamında, 26 Şubat’ta ifade vermesi için davet edildiği belirtildi.
İmamoğlu'nun Üniversite Hayatı
Ekrem İmamoğlu, 1990 yılında Girne ABD Üniversitesi’nin İşletme Fakültesi’ne kayıt yaptırıyor. Bir yıl sonrasında ise İstanbul Üniversitesi’ne yatay geçiş yapıyor. Öne sürülen ise; yatay geçiş yasal değil o yüzden de diplomasının da geçerli olmayacağı vurgulanıyor. Baba Hasan İmamoğlu’nun ANAP Trabzon İl Başkanlığı döneminden beri Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu ile tanıştığı ve yatay geçişe Alemdaroğlu’nun destek olduğu iddia ediliyor.
İddiayı Sözcü Yazarı Saygı Öztürk, Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu’nun kendisine soruyor ve şu yanıtı alıyor:
“Sayın Ekrem İmamoğlu’nun babasını hayatımın hiçbir döneminde tanımadım. İmamoğlu’nun 1990’da yatay geçiş yaptığını ve benim etkili olduğum öne sürülüyor. Benim o tarihte hiçbir idari görevim olmadığı gibi, Anabilim Dalı Başkanı da değilim. Ayrıca o günün Rektörü Prof. Dr. Cem’i Demiroğlu’na muhalifim. Bu nedenle de üniversitede yatay geçişte kesinlikle etkili olmam söz konusu olamaz. Ben nakilden yıllar sonra yani 31 Aralık 1997’de İstanbul Üniversitesi Rektörü oldum. Dış ülkelerdeki üniversitelerin denklik konuları tamamen YÖK’e ait olup üniversitelerin bu konuda hiçbir yetkisi yoktur. Bana göre Ekrem İmamoğlu’na her yönüyle tezgah hazırlanıyor. Yani İmamoğlu’nu devre dışı bırakmaya çalışıyorlar. İmamoğlu yıpratılmak isteniyor.”
Baba İmamoğlu da Alemdaroğlu ile herhangi bir tanışıklıkları olmadıklarını belirtirken sadece oğlunun değil onlarca kişinin aynı dönemde geçiş yaptığını ve kendilerine özel bir durum olmadığını vurguluyordu.
Ekrem İmamoğlu Kıbrıs’ta üniversiteye başlayacakken (Girne Amerikan Üniversitesi) ailesinin inşaat bölümünü istemesine karşın İşletme okumak için aileyi ikna etmeyi başarmıştı. İstanbul Üniversitesi’ne geçiş sürecinde ise yalnızca iki dersi kabul edilen İmamoğlu, iki dersin dışındaki bütün dersleri sıfırdan almak durumunda kalmış yani 2. sınıftan, 20 ders alarak başlamıştı. Üniversite sürecinde ise hem okumuş, hem çalışmıştı.

İmamoğlu sonraki süreçte yüksek lisansa da İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi İnsan Kaynakları bölümünde başlamış ancak yıllar sonra Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde gelen af ile yüksek lisansı tamamlamıştı.
Tabii diploma tartışmasında iktidar kanadının odaklandığı kısım lisans dönemindeki yatay geçiş kısmı.
İktidara sıkı destek veren yayın organlarından Sabah Gazetesi’nin iddiasına göre İmamoğlu'nun diploma notu yatay geçiş şartlarını sağlamıyor:
“İmamoğlu'nun 59 olan diploma notu yatay geçiş şartlarını sağlamadığı halde İÜ'ye geçtiğinin bir kanıtı olarak görülüyor. Eğer İmamoğlu, yatay geçişte istenen yüksek puanı sağlayabilmiş olsaydı, kalan yıllarda sınıfı geçecek kadar puan bile alsaydı, diploma notunun 70'ten aşağı olmaması gerekirdi.”
Gazetenin iddiaların şu şekilde açıkta kalan kısımları var: İmamoğlu’nun diploma notuna dair bir bilgi herhangi bir yerde paylaşılmıyor. Aynı şekilde geçme notunun 70 olduğu bilgisi de. Yani herhangi bir resmi belgeye dayanmadan bu şekilde bir paylaşım yapılıyor.
Diploma görseli de şu şekilde:
Yine iktidara yakın gazetecilerinden Nedim Şener ilgili bölümün yatay geçiş kontenjanı artırılarak bir usulsüzlük yapıldığını iddia ediyor:
“İşletme Fakültesi yönetim kurulu, 12 Eylül 1990 günü yaptığı toplantıda, İşletme Türkçe ve İngilizce programları için ayrı ayrı ilan edilen toplam 60 kişilik kontenjanı yabancı ülkelerdeki üniversitelerden gerçekleştirilecek yatay geçişler için 1/3 oranında artırdı ve rakamı 80 kişiye çıkardı. Ayrıca İşletme Türkçe ve İngilizce kontenjanlarının İşletme İngilizce programında birleştirdi. Aynı gün, yani 12 Eylül 1990 günü aldığı 3 numaralı kararla yabancı ülkelerdeki üniversitelerden yatay geçiş müracaatı yapan 51 kişinin başvurularını kabul etti.”
Her aşamasında şaibeli bir işlem yapıldığını öne süren Nedim Şener, “Ekrem İmamoğlu’nun usulsüz elde ettiği diploması konusunda son sözü başından beri sessizliğe bürünen İstanbul Üniversitesi söyleyecek” diyor.
Kısa süre önce yayınlanan bir habere göre ise İstanbul Üniversitesi iddiaya ilişkin cevabı daha önce zaten vermiş:
Oda TV’nin aktardığına göre, 15 Şubat 2020 tarihinde Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne (CİMER) yapılan şikayette Ekrem İmamoğlu’nun 1990 yılında Girne Amerikan Üniversitesi’nden İstanbul Üniversitesi’ne yatay geçiş yaptığı ve haksız geçiş yaptıysa "kamu vicdanı açısından menfaatin" geri alınması istendiği belirtiliyor.
CİMER’e yapılan şikayetin ardından İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü Kurumsal İletişim Koordinatörlüğü, İşletme Fakültesi Dekanlığı’na bir yazı göndererek konuyla ilgili yanıt istedi.
Yanıt ise İstanbul üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanlığından 24 Mart 2020 tarihinde geliyor.

CİMER’e yapılan başvurunun incelendiği belirtiliyor ve İngilizce İşletme programı mezunlarından Ekrem İmamoğlu’nun 1990 yılında ilan edilmiş olan yurt dışı (2.sınıf) yatay geçiş kontenjanına başvurduğu ve başvurusunun ilgili maddelerce değerlendirilerek kabul koşullarını yerine getirdiği ve bu nedenle kayıt olduğu ifade ediliyor.
Ayrıca ilgili yönetmeliğe de belgede yer veriliyor.
Yatay geçiş işleminin geçerli olduğuna ya da Kıbrıs’taki üniversitelerin YÖK tarafından tanındığına dair çeşitli gazete kupürleri de mevcut. Fakat haberlerin tarih konusunda ilgili yatay geçiş döneminden daha sonraki yılları işaret edebileceği de söyleniyor:
Abbas Güçlü yapılan önemli bir değişikliği köşesinde, “KKTC’deki üniversitelerin tamamının YÖK tarafından kabul edilerek ÖYS kılavuzu kapsamına alınması.” Şeklinde paylaşıyordu. Böylece, ‘Doğu Akdeniz dışındaki diğer üniversitelerin KKTC’den Türkiye’ye yatay geçişleri konusundaki engel de ortadan kalkmış oluyordu.’

Milliyet'te 7 Eylül 1992 tarihli ilanlarda da o dönem yeni kurulan GAÜ, yani ABD merkezli Southeastern University Girne Kampüsü olarak öğrenci alıyor. İlanda diplomaların uluslararası geçerliliğe sahip olduğu ayrıca YÖK tarafından onaylandığı belirtiliyor.

Ekrem İmamoğlu’nun diplomasına yönelik bu tartışmalar, siyaset sahnesinin farklı kutuplarında oldukça başka şekillerde yorumlanıyor. Sadece diploma olayı değil ‘ahmak davası’ gibi hukuki süreçlerle İmamoğlu'nun önünü kesme düşüncesi olduğunu belirtenler bulunduğu gibi olayın açıklığa kavuşmasını isteyenler de mevcut. Kim ne kadar masum düşünceler içerisinde, ne yazık ki bunu bilmek pek mümkün değil…
Konuya ilişkin ne karar verileceği anlamak açısından benzer örneği paylaşmakta da yarar var.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK), daha önce benzer bir durumda, 2003 yılında ABD'de biyoloji okurken Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne yatay geçiş yapan Hulusi Akar’ın kızı Serra Akar’la ilgili başlatılan soruşturma sonucunda şu kararı almıştı:
Danıştay’ın içtihatlarına göre, 11 yıl sonra yapılan bir yatay geçiş işleminin geri alınamayacağına karar verildi. Kararda, Danıştay içtihatlarına göre ilgili lehine hak doğuran işlemin ancak 60 gün içinde geri alınabileceği, yatay geçiş işlemi üzerinde kazanılmış hak oluştuğu ve hileli bir işlem olmadığı vurgulanmıştı.
