İstanbul
Parçalı az bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,7508 %0.01
37,3191 %-0.56
103.034,54 %3.513
3.172,74 0,69
Ara
Muhalif. M. ÖZEL Erbakan’ın da hızlı zamanları vardı!

Erbakan’ın da hızlı zamanları vardı!

AKP iktidarına yönelik olarak önce “20 yıllık suça ortak olmayacağız” diyen Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan sadece dört günde fikrini değiştirip Cumhur İttifakı’na katıldı. Bu süreç Erbakan’ın Türkiye’nin gündeminde sıkça yer almasına neden olmuştu. Peki, muhafazakar duruşu ile ön plana çıkan Erbakan’ın geçmişte de bu kadar hızlı olduğunu biliyor muydunuz?

Okunma Süresi: 5 dk

Muhalif Özel

14 Mayıs seçimleri yaklaşırken ittifaklar oy yarışına girmiş durumda. Seçimi kazanmak isteyen iktidar adayları, çok düşük oya sahip partilerin istekleri karşısında bile büyük tavizler veriyorlar.

Yakın zamana kadar AKP yönetimine büyük eleştiriler getiren Yeniden Refah Partisi de ittifak görüşmelerinde iktidardan önemli tavizler istedi. En önemlilerinden birisi ise 6284 sayılı “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun” idi. AKP’nin bir bölümü bu konuda taviz verilemez derken, bir bölümü tartışmaya açıktı. Nitekim Yeniden Refah Partisi’nin istediği oldu ki ittifaka dahil oldu. 

Yeniden Refah’ın isteği “6284 sayılı yasadaki aile bütünlüğünü bozucu hükümlerinin ayıklanması”ydı:

“Aile bütünlüğünün korunması için mevcut yasalardaki aykırı hükümlerin ayıklanmasına, manevi değerlerimize aykırı fiillerin ve sapkınlıkların önlenmesine yönelik yasal düzenlemelere, süresiz nafaka konusundaki mağduriyetlerin giderilmesine ağırlık verilecektir.”

Peki, bu türden muhafazakar isteklerde bulunan, dindar bir imaj çizen Fatih Erbakan’ın duruşu hep böyle miydi?  Milli Görüş’ten farklı bir gözlüğü olmuş muydu?

Türk siyasetinin önemli figürlerinden biri olan Necmettin Erbakan’ın oğlu olması dolayısıyla Fatih Erbakan’ın da doğuştan bir medyatikliği olmuştu.

Gençlik dönemlerinde; jöleli saçları, janti kıyafetleri, son model otomobilleri ve hıza olan tutkusuyla biliniyordu.

Siyasete ısınması ise, lise çağında babasının yanında kürsüye çıkarak baş parmağını göğe kaldırmasıyla olmuştu.

Liseden arkadaşları Erbakan’ın kaotik yönüne dikkat çekerlerdi: “Kızları çeken bir tipi, politik görüşlerinde babası gibi sert dönüşleri var.” 

Bu karmaşası dinlediği müziklerde bile görülmektedir: “En sevdiği türler ilahiler, kasideler, metal ve rocktır.” Ayrıca sınıfta cuma namazına giden grubun kurucusu ve temsilcisi konumundaydı.

Çocukluğu rahatlık içinde geçen Erbakan 1996 yazında tatiliyle de çok konuşuldu. Altınoluk’taki tatilinde tesettüre uygun mayosu ve koruma polisleri eşliğinde deniz keyfi gündemdi. 

Babasının başbakan olduğu 1997 senesinde 06RP570 plakasına sahip lüks aracı ile Esat caddesi üzerinde ehliyetsiz olarak kazaya karıştığı iddia edildi. Polislerin gerçeğe aykırı bir tutanak hazırlamasıyla olayın üzerinin kapandığı öne sürülüyor.

Sonrasında bu kaza Erbakan’a ceza değil ödül getirmişti. Oğluna kıyamayan Nermin Erbakan son model bir Mercedes satın almıştı. Oğlu Fatih, cuma namazlarına giderken 320 SL model bu Mercedes’ini kullanmaktaydı. Araca dair kullandığı şu ifade ise büyük tepki görmüştü: "220 kesmiyor şehir içinde. Daha beter arabalar alacağız inşallah, daha çok çatlayacak millet"

Erbakan lüks hayatını marka takıntısı ile taçlandırıyordu. En lüks markalardan alışveriş yapmak, en lüks mekanlardan çıkmamak en sevdiği şeylerdendi. Hatta basında yankılanan bir olay yaşanmıştı. Bugünün YRP lideri, Versace marka çoraplar ile cuma namazında görüntülenmişti. 

Şimdi milenyuma doğru gelelim. Necmettin Erbakan 2002 senesinde yaptığı mal beyanında, “"3 milyar emekli maaşıyla geçiniyorum" ifadesi kullanmıştı. Kısa süre sonra oğul Erbakan’a alınan ‘270 bin Mark değerindeki CL 500 Mercedes’ ise bu söylemi boşa çıkarmıştı. Otomobilin plakasında artık, "FE 06" yazıyordu.

Erbakan’ın dünya evine girmesi, 23 Şubat 2003 tarihinde babasının siyasi yasağının kalktığı gün olmuştu. Beyza Molu – Fatih Erbakan çifti Çırağan Sarayı'nda basının davet edilmeği bir düğün organize ettiler. Balayı için ise Dubai tercih edildi.

Siyaset arenasına yavaş yavaş ısınan Fatih Erbakan, 2004 senesinde AK Parti'yi eleştirerek, "Bugünlerde 'Biz gelmezsek CHP gelir' diyorlar. CHP senden iyi. Hiç olmazsa Heybeliada Ruhban Okulu'nu açmaya niyet etmiyor" diyerek sert bir açıklamada bulunmuştu.

Askerlik konusu mevzu bahis olduğunda ise söylemlerine ters düşen ancak halk açısından garip gelmeyen bir durum yaşanmıştı. “Mehmetçik Kudüs’e gitsin diyen” Erbakan askerliğini bedelli olarak bankadan parasını yatırarak yapmıştı.

Siyasi argümanlarının önemli bir kısmı İngiliz veya ABD düşmanlığı üzerine kurulu olan Milli Görüş’ün gelecekteki liderinin eğitim için duraklarından birisi de Londra’daki Royal Holloway Koleji olmuştu. Burada doktora öğrenimi görmüştü.

Türkiye’ye döndükten sonra da, bahsettiğimiz Milli Görüş ideolojisini vurgulayarak bir açıklama yapmıştı: 

“AK Partililerin çok önemli tahribatlara da alet olduklarını gördük. Mesela geldiklerinden beri yarım trilyon dolara yakın faiz ödemişler. Bu dış güçlere adeta bir haraç gibi ödenen para. Kıbrıs’ta Annan Planı’nın desteklenmesi, Irak konusunda Amerika’ya tam destek verilmesi, Batılı ülkeleri kardeş Müslüman ülke Suriye’ye askeri müdahaleye davet etmeleri... Yanlışlardan dönmeleri lazım. Milli Görüş gömleği denilen gömlek, kelimelerle ifade edilemeyecek kadar önemli bir gömlektir. “Bu gömleği çıkardım” demek çok üzücü bir durum.”

Erbakan’ın çocukları miras kavgasına tutuştu!

Zeynep Erbakan, 2012 yılında kardeşleri Fatih Erbakan, Elif Erbakan Altınöz ve eşi Mehmet Altınöz hakkında, babasından miras kalan malları kaçırdıkları, kendisine mirastan düşen payı vermedikleri gerekçesiyle dava açtı. Taraflar, 2013 yılında aralarında yaptıkları ‘miras paylaşımı’ protokolüyle anlaşmaya varınca şikâyet geri çekildi ve dosya kapandı.

Haberin başında bahsettiğimiz, " 20 senenin günahına ortak olmayız" diyerek ittifaka hayır diyen Erbakan’ı ikna eden isim de enişte Mehmet Altınöz'dü.

Nitekim bugün de kendisini muhafazakar olarak tanımlayan ve bunu da ‘Milli Görüş’ çerçevesinde yapan Fatih Erbakan’ın her dönem zıt davranışlarda bulunduğunu söylemek mümkün.

Erbakan’ın geçmişte hızlı zamanları olduğu gibi, bugün de siyasette hızlı dönüşleri dikkat çekiyor.

Son olarak, Erbakan’ın ittifaka katılmadan önce iktidarı nasıl sert sözlerle eleştirdiğini birkaç alıntı ile hatırlatalım:

“Devletin uçan kuşa borcu var, adalet karaborsada”

“İktidarın 20 senelik uygulamaları bu saatten sonra millete bir fayda getiremeyeceğini ortaya koyuyor”

“Firavunların piramitlerine taş taşıyan kölelerden farkımız kalmadı”

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *