Muhalif. Analiz / İnanç Uysal
Aslında Erdoğan'ın siyasi geçmişine bakınca Meral Akşener'e böyle bir çağrı yapması bekleniyor bir şey değil.
Cevabını bildiğiniz bir soruyu sormak genelde avantajdır ama burada durum öyle olmadı. Olmayacağı da belliydi.
Erdoğan bu hamlesiyle Akşener'e hem "Son dakikada İYİ Parti Cumhur İttifakına katılacak" şeklindeki dedikoduları bitirme, hem de kendisini en sert şekilde reddetme imkanı verdi.
Hatta bu teklifi öyle bir zamanda yaptı ki Akşener'i buna mecbur bıraktı.
Peki Erdoğan böyle bir hamleyi hem de tam da şimdi neden yaptı.
1 buçuk aydır devam eden türban ve aile konulu anayasa değişikliği çalışmaları son noktaya gelmek üzere gibi görünüyor.
Erdoğan her ne kadar referandumun temel hak ve hürriyetler açısından doğru bir seçenek olmadığını söylese de referandum sandığının seçim sandığı ile beraber gelmesinin gerçek gündemi perdeleyebileceğini biliyor.
Referandum sayısına ulaşmak için de muhakkak 3 partiden birinin desteğine ihtiyacı var. Eğer destek veren parti CHP ve veya CHP ile birlikte İYİ Parti olursa bu durumda referanduma gerek kalmıyor ve en iyi ihtimalle Erdoğan için sönük bir zafer ortaya çıkıyor. Bu destek doğru anlatilabilirse Erdoğan için değil muhalefet için bile avantaja dönüşebilir.
Eğer HDP destek verirse AKP ve MHP, HDP karşıtı tavırla yürüttükleri ideolojik siyaset alanında önemli bir mevzi kaybetmek durumunda kalabilirler, bunu AKP-HDP ziyareti ile test ettiler.
Bu durumda AK Parti açısından en uygun seçenek İYİ Parti'nin tek başına vereceği destekle referanduma gitmek. Sanırım Erdoğan bunu da İYİ Parti seçmeninin milliyetçi, mukaddesatçı tarafına vurgu yaparak, HDP ve CHP ile aynı yere düşmek istemeyecek lerini de düşünerek yapmayı denedi.
Ancak Akşener'den gelen ilk tavır o kadar sert oldu ki, şu aşamada herhangi bir konuda 6 lı masadan bağımsız bir şekilde Cumhur ittifakına destek verme ihtimali yok gibi görünüyor.