Hülya Özmen - Özel Haber
TBMM Genel Kurulu’nun son iki gününe, DEM Parti ile AKP’yi karşı karşıya getiren Siirt Belediyesine kayyum atamasında yaşanan sert tartışmalar, İmralı ile yürütülen Öcalan açılımının akıbeti hakkında soru işaretlerine yol açtı. İstanbul'da Sabiha Gökçen Havalimanı kullanan bazı pilotların havada tanımlanamayan cisimler, Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Aşıla’nın açıklamalarıyla Meclis gündemine taşındı. Kimilerine göre göre, komplo teorisi yorumları yapılsa da Mehmet Aşıla, Genel Kurul’da, Türkiye’nin hava sahasında tanımlanamayan uçuşlar gerçekleştiğini ve "chemtrails" adı verilen kimyasal maddelerin gökyüzüne bırakıldığını söyledi.
Turhan Çömez: Michael Strnad, dünya çapında silah kaçakçısı
İYİ Parti Grup Başkanvekili, Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, bir buçuk ay önce kentte bir fabrikada yaşanan yangınla ilgili perde arkasına dikkat çektiği konuşmasında, dünya çapında bir silah kaçakçısı olduğunu söylediği Michael Strnad adını tutanaklara geçirdi.
Celal Şengör’e, Neşet Ertaş özel programı
Gazeteci Özlem Gürses ile Celal Şengör diyalogunda, bilim insanı Prof. Celal Şengör’ün, bozlak türkülerinin üstadı, Kırşehir’in paha biçilmez değeri, halk ozanı Neşet Ertaş'ı tanımadığını ve hiç duymadığına ilişkin sözleri Meclis’te yankı buldu. CHP Kırşehir Milletvekili Metin İlhan, Neşet Ertaş'ı ve abdallık kültürünü tanıtmak için Şengör’ü kente davet etti.
Kayyum, Chemtrails, Michael Strnad, Celal Şengör, Kenan Evren; Türkiye’nin köşe bucak gündeminin Meclis’teki yankısı…
Koçyiğit: Bugün AKP iktidarına karşı birleşmek, mücadele etmek dinen ibadettir, hukuken meşrudur.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Sizin "terörsüz Türkiye" dediğiniz, kayyum Türkiye'si mi? Sizin "terörsüz Türkiye" dediğiniz, tek sesli Türkiye mi? Sizin "terörsüz Türkiye" dediğiniz, bütün muhalefeti sindirmek mi, cezaevine koymak mı, yerel yönetimleri yok etmek mi, muhaliflerin elindeki belediyelere çökmek mi, yandaşlara yeni kaynaklar yaratmak mı, halkın haber alma hakkını gasbetmek mi, gazetecileri susturup cezaevine atmak mı, Rojava'da sivilleri bombalamak mı, Kürt'ün başına bomba atmak mı, Kürt'ün iradesini çalmak mı, önlem almayıp Bolu'da insanları öldürmek mi göz göre göre? Nedir sizin Türkiye hedefiniz ya?
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Bu ülkede yaşayan, bu ülkenin demokrasisi için, barışı için, geleceği için yüreğinde zerre kadar düşünce taşıyan, bu ülkeyi seven her bir yurttaşa çağrı yapıyorum: Bugün AKP iktidarına karşı birleşmek, mücadele etmek dinen ibadettir, hukuken meşrudur; çok açık ve net, başka bir yolu yok. Size karşı, bugün en büyük zulme karşı yan yana gelmek, kol kola durmak, direnmek ve bu zulüm iktidarını yıkmak bizim en temel görevimizdir. Meşru mücadeleye, meşru, demokratik, barışçıl mücadele hattına bütün Türkiye halklarını davet ediyoruz; yan yana duracağız ve sizin bu ceberut iktidarınızı yıkacağız, altında kalacaksınız, o kayyumlarınızla beraber tarihin çöp sepetine gideceksiniz.
--
Mehmet Aşıla: "chemtrails" yani stratosferik aerosol enjeksiyon uçakları, gökyüzünde kimyasal partikülleri üzerimize bırakıyor.
MEHMET AŞILA (Kocaeli) - Devletimiz, istihbarat, savcılar ve askerî kurumlarımız harekete geçsin artık. Artık hiçbir şeyi hafife almayın. Sahte gündemlerle oyalanıyoruz. Nihayet pilotlar farkına vardı. Sabiha Gökçen'den kalkan uçakların pilotları peş peşe tanımlanamayan trafik uyarısı verdi. Yabancı cisimler ve uçaklardan bahsettiler. Evet, günlerdir, aylardır, İstanbul başta, tüm ülke genelinde "chemtrails" yani stratosferik aerosol enjeksiyon uçakları, gökyüzünde kimyasal partikülleri üzerimize bırakıyor. Bu olaylar artık ifşa oldu, kimse saklayamaz. Zehirleniyoruz; tarlalarımız, bitkilerimiz, çocuklarımız ve geleceğimiz. Trump'ın yaptığını yapın, çıkın Dünya Sağlık Örgütünden, Paris İklim Anlaşması'ndan; yeter artık, çıkın Açık Semalar Anlaşması'ndan. Burası yolgeçen hanı değil, burası Anadolu, Anadolu!
NOT: Chemtrails ile uçakların arkasındaki su buharının buz kristallerine dönmesiyle oluşan beyaz izlerin aslında zehirli kimyasallar olduğu ve bu kimyasalların insanların üzerine planlı şekilde bırakıldığı öne sürülüyor.
Metin İlhan: Celal Şengör’ü Kırşehir’e davet ediyoruz
Ülkemizin yetiştirdiği önemli bilim insanlarımızdan biri olan ve ayrıca bilim tarihi konusunda da derin bilgiye sahip Profesör Doktor Celal Şengör Hocamızı hepimiz tanıyoruz. Ancak geçenlerde Kırşehirli hemşehrimiz olan Gazeteci Özlem Gürses ile Celal Şengör arasında yaşanan bir diyalogda, Kırşehir'imizin gurur kaynağı, ölümünün ardından bile önemli bir kültür değerimiz ve kültür elçimiz olan halk ozanımız Neşet Ertaş'ı tanımadığını ve hiç duymadığını belirtmiştir. Bu konu Kırşehirli hemşehrilerimizce büyük bir üzüntüyle karşılanmıştır. Hocamızın elbette ki art niyeti olmadığını biliyoruz ama biz yaşam felsefemiz gereği Kırşehirliler olarak noksanlığı hep kendimizde ararız. Bu sebeple, Neşet Ertaş'ı ve abdallık kültürünü tanıtmak için sayın hocamızı Kırşehir'e davet ediyor ve Kırşehirlileri üzen bu yanlış anlamaya bir son vermek istiyoruz.
--
Turhan Çömez: Michael Strnad; adını Meclis kayıtlarına geçirmek için söylüyorum
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir): Bakın, bundan bir buçuk ay kadar önce Balıkesir'de bir patlama oldu. Şimdi, dünkü yangın meselesiyle ilgili olarak bunu da tekrar gündeme getirmek istiyorum. Soruyorum Meclisin saygın milletvekillerine: Balıkesir'deki o patlamanın ardından nelerin olduğunu biliyor muyuz? Orada yapılan teftişlerin, orada yapılan incelemelerin, oradaki o facianın sebebini biliyor muyuz? Bakın, ben size söyleyeyim: Öylesine vahim şeyler var ki bu fabrikanın ortaklarından bir tanesi bir yabancı, Michael Strnad; adını Meclis kayıtlarına geçirmek için söylüyorum. Niye biliyor musunuz? Bu ismi biz önümüzdeki aylarda ve yıllarda Makine ve Kimya Endüstrisine el konulması sürecinde göreceğiz, onun için Meclis kayıtlarına geçiriyorum. Bu adam, dünya çapında tanınan bir silah tüccarı.
--
Burak Akburak: Felaketin ertesi günü yangın tüpünün 735 liraya yükseldiğini tespit ettik
BURAK AKBURAK (İstanbul) - Bu elim olay, ülkemizdeki yangın güvenliği eksikliklerini ve ihmalleri bir kez daha gözler önüne serdi. Ancak bu büyük acının ardından başka bir vicdansızlık ortaya çıktı. Yangın tüpü, yangın battaniyesi ve duman dedektörleri gibi hayati ekipmanların fiyatları fahiş oranlarda arttı, yangından bir gün önce 414 lira olan yangın tüpünün felaketin ertesi günü 735 liraya yükseldiğini tespit ettik; benzer şekilde, yangın güvenliği malzemelerinde yüzde 100'ü aşan fiyat artışları gerçekleşti. Bu, sadece fırsatçılık değil insan hayatını tehlikeye atan bir ahlaksızlıktır.
--
İrfan Karatutlu: Kenan Evren'e toplu hâlde "Başörtüsü yasağını kınıyoruz." diye dilekçe vermiştik, ne soruşturma görmüştük ne de herhangi bir şey görmüştük o dönemde.
Yeni Yol Grubu adına İrfan Karatutlu (Kahramanmaraş) - 70'li yıllar, 70'li yıllarda bizim de mensubu olduğumuz cenah irticayla suçlanır; o basın, bu irtica baskısı altında basın özgürlüğünden imtina edilirdi. 80'li yıllarda aynı şekilde askerî dikta yönetiminde de aynı şeyler söz konusuydu. Fakat ilginç olan şuydu: 80'li ve 90'lı yıllarda, özellikle 28 Şubat öncesinde, en azından bu cenah birtakım eylemlerde bulunabilirdi. Diyelim ki başörtüsüyle ilgili el ele eylemlerini de yapabilirlerdi. Kendim de tıp fakültesi 3'üncü sınıf öğrencisiyken 88 yılında 40 kapalı kız arkadaşımızla birlikte Kenan Evren'e toplu hâlde "Başörtüsü yasağını kınıyoruz." diye dilekçe vermiştik, yine 40'ımız da tek sıra hâlinde Eskişehir Tıp Fakültesine dönmüştük, ne soruşturma görmüştük ne de herhangi bir şey görmüştük o dönemde.
--
Elif Esen: Meclis’te bazı odalarda sigara içildiğini ve yangın dedektörlerinin iptal edildiğini hepimiz biliyoruz
Yeni Yol Grubu adına Elif Esen (İstanbul) Ülkenin yönetildiği, kanunların geçtiği, yasama faaliyetlerinin icra edildiği yüce Meclis, Türkiye Büyük Millet Meclisi bu tedbirleri gereğince almış mıdır ve güvende midir acaba? Ne yazık ki hayır çünkü bazı odalarda sigara içildiğini ve yangın dedektörlerinin iptal edildiğini hepimiz biliyoruz. Alın size tehlike altında yaklaşık 7 bin Meclis çalışanı, aynen Kartalkaya'daki otelde olduğu gibi.
Ben yeri gelmişken Meclisin konuyla ilgili idaresine de bu güvenlik talebimi, bu 7 bin kişi adına bu kürsüden iletmek istiyorum. Unutmayın sayın iktidar yöneticileri, önce kapımızın önünü süpürmeliyiz ya da atalarımızın tabiriyle balık baştan kokmamalı.