Muhalif Analiz
Bundan önceki örneklerde hadi gidiyoruz demesi yeterli oluyordu. Zaten bu sefer bu yüzden 'gelin el birliği ile bu işi Mayıs'ta bitirelim' diyerek sadece öneri sundu. Bir de üzerine muhalefete ipe un sermemelerini bu teklifi kabul etmeleri gerektiğini söyledi.
Ama mesela bundan iki, üç ay öncesine kadar Cumhur ittifakının tavrını hatırlarsak, durum çok enteresan bir hal alıyor. Muhalefetin erken seçim talepleri aylarca hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından son derece sert bir dille cevaplanmış seçimin zamanında yapılacağının altı defalarca çizilmişti.
Hatta Cumhur ittifakından, Millet ittifakına inatla yapılan 'Adayınızı açıklayın' çağrılarına millet ittifakı 'Seçim tarihi belli olsun hemen açıklarız' cevabı gelmiş, bu cevaba da Cumhur ittifakı liderleri seçim tarihinin belli olduğu şeklinde karşılık vermişlerdi.
Ama sonrasında bir şeyler oldu ve Cumhur ittifakı tarafı seçimin normal tarihinin yani 18 Haziranın Kurban Bayramına, hac mevsimine ve üniversite sınavı tarihlerine denk geldiğini fark etti. Yani birkaç ay öncesine kadar 18 Haziran boyle zamanlara denk gelmiyordu. Her şey birdenbire oldu.
Elbette birden bire böyle olmadı. Elbette, 18 Haziranın mesela Kurban Bayramına denk gelmesi yeni bir durum değil. Doğal olarak Cumhur ittifakı bileşenleri de takvime bakmayı yeni akıl etmediler. Ama akıllarına da başka bir şey gelmedi galiba.
Aksi takdirde aylarca seçim tarihi ile ilgili yapılan tartışmaları ellerinin tersiyle ittikleri halde şimdi neden böyle davrandıklarını açıklamaları mümkün olmazdı. Peki şimdi oldu mu?
Görünen o ki Cumhur ittifakı tarafı son bir gayretle ve ötesini hiç düşünmeden yaptıkları ekonomik iyileştirme hamlelerinin etkisinin Haziran'a ulaşamayacağını net şekilde anladılar.
İşlerin memur ve emekli maaşlarına sabah uyanıp 5 puan daha zam vermeleri gibi hesapsız kitapsız gidiyor olması da gösteriyor ki her şey seçim için.
Bu yapılanların Haziran'a yetişmeyecek olması endişesini aslında EYT kararının ertelenip durmasında, başörtüsü konulu anayasa değişikliğinin de mümkün olduğunca geciktirilmesinde de kendisini gösteriyor aslında.
Ancak bu Mayıs'ta bu işi bitirelim önerisi bu sefer öneri olarak kalacak gibi duruyor. Geriye kalan tek çare ise Cumhurbaşkanının meclisi fesh ederek seçim kararını alması yöntemi. Ancak bunu da Erdoğan'ın istemediği ve halka sebebini anlatmakta zorlanacağı Ankara'nın gündeminde. Bakalım Cumhur ittifakı bu açmazı nasıl aşacak, meselenin Kurban Bayramı olduğuna halkı ikna edebileceklerine kendileri inanacaklar mı?