CHP listelerinden meclise giren 4 parti'den 3' ü CHP'nin adayının desteklemek yerine kendi adaylarını çıkarmayı tercih ettiler.
Elbette CHP'nin adayı Tekin Bingöl'ü desteklemeleri kazanmak kaybetmek anlamında bir anlam ifade etmezdi. Kendilerinin de müstakil aday çıkararak aritmetik bir şanslarının olmadığını biliyorlardı ama durum CHP içinde var olan rahatsızlığı tetiklemiş görünüyor.
Değişim talebini daha açık dile getiren isimlerin dışında ki bir çok isim de Meclis Başkanlığı seçiminde gösterilen bu tavırdan dolayı parti yönetiminin hesap vermesi gerektiğini düşünüyor.
CHP'de "Bu daha başlangıç, bugün sadece herkese 'Biz bunlardan değiliz' demekle yetindiler. Sonraki aşamada pekâlâ, 'Bi sizdeniz' de diyebilirler. Meclisteki sayıları ile matematiğe etki edebilecekleri durumlarda ne olacağını göreceğiz. Hem seçimi ve çoğunluğu kaybettik hem de belki de kendi elimizle Cumhur ittifakına anayasayı değiştirme ihtimaline ulaşabileceği bir çoğunluk hediye ettik. Bu durum bile parti yönetiminin hesap vermesini, öz eleştiri yapmasını ve değişimin önünü açmasını zorunlu kılıyor" şeklinde değerlendirmeler yaptılar.
CHP Adayı Tekin Bingöl de durumu nezaketsizlik olarak nitelendirdi. Ancak partideki genel kanı bunun o partilerin nezaketsizliği değil CHP yönetiminin öngörüsüzlüğü olduğu yönünde.
Cumhur ittifakına dahil partilerin tamamının AKP adayı Numan Kurtulmuş'u desteklemesi, yeni kabinede de AKP dışında kimseye yer verilme ihtiyacı duyulmaması ve ittifak bileşenlerinin buna hiç itiraz etmemeleri ise kulislerde daha çok , "Mesuliyetten kaçış" olarak yorumlanıyor.
Bakalım bundan sonra meclise CHP listelerinden girip Cumhur ittifakına dahil olan partiler görecek miyiz? Bunun da olabileceğine dikkat çeken CHP'liler endişelerini siyasi tarihin en büyük hüllesine alet olmuş olabiliriz" diyerek dile getirdiler.
