Muhalif. Kulis / İnanç Uysal
Ankara’da gündem 6 ‘lı masanın adayına kilitlenmiş durumda, aslında daha öncede yazdım, 6’lı masanın adayı en son konu olmalıydı. Kim aday olursa olsun kurulacak sistemle iyi bir yönetim oluşacağı fikri toplumda çoktan oluşmalıydı ama olmadı.
Cumhur ittifakı tarafındaki herkes bu durumu kaşıdı ki normali de buydu zaten. 6’lı masada özellikle son zamanlarda ki davranışlarıyla Cumhur ittifakı tarafına konuşacak çok malzeme verdi açıkçası.
Kulislerde çok sık şekilde Akşener’in İmamoğlu’nu ya da Mansur Yavaş’ı aday olarak istediği, Kılıçdaroğlu’nu da istemediği konuşuluyordu zaten, İmamoğlu davasının ardından ise Akşener’in aslında İmamoğlu’nu istediği konuşulmaya başlanmıştı. Ancak Akşener bu konuda verdiği daha önceki mesajlardan farklı tonda bir grup konuşması yaparak İmamoğlu’na verdiği desteğin böyle bir anlam içermediğini söyledi.
Bu şekilde KIlıçdaroğlu’nun içişlerimize kimse karışmasın şeklindeki çıkışının muhatabının kendisi olmadığı yolunda bir konuşma yapmış oldu. Bu şekilde de şimdilik sular biraz duruldu.
Ama Ankara kulislerinde sular asla durulmaz ve Akşener’in aslında ne İmamoğlu ne Yavaş ne de Kılıçdaroğlu tarafında yer almadığı konuşuluyor. Bu bakış açısının ise bir tarafsızlık olarak algılanmaması ve başka bir alternatifin her an masaya konabileceğinin altı çiziliyor.
Kulislerde bu ismin İYİ Partili ya da milliyetçi bir kişi olması gibi bir ön şart olmadığı da konuşuluyor. Akşener’in seçilecek aday vurgusunun bu anlamda çok önemli olduğu ve her kesimden oy alma potansiyeli olan bir aday tercih edeceği zaten herkesin malumu ve İmamoğlu’nun kulislerde öne çıkmasının en önemli sebebi de bu.
Ancak Ankara’da yapılan değerlendirmelerde 2 ay dahi olsa İstanbul’u AK Partiye bırakarak seçime gitme fikri Akşener’i de rahatsız ediyor. Bunu da grup konuşmasında aslında ‘İstanbul’a çökmenize müsaade etmeyeceğiz’ diyerek ifade etti.
Akşener’in iki belediye başkanı konusunda tasarruf kullanma hamlelerinin aslında, Millet ittifakının bileşeni olarak ‘O belediye başkanları bizim de başkanlarımız’ imajını kuvvetlendirmek ve kendi tabanına karşı bir mesaj olarak algılanması gerektiği belirtiliyor.
Akşener’in Kemal Bey’in seçimleri sorunsuz şekilde kazanacağına ikna olması halinde asla sorun çıkarmayacağı ama bu konuda hala şüphelerinin olduğu da konuşulanlar arasında. ‘Ben başbakan’ olacağım ve 1. Cumhurbaşkanı 6’lı masanın adayı olacaktır çıkışlarının birlikte düşünülmesi halinde Akşener ‘Kim kazanacaksa onunla gidelim’ fikrinde görünüyor. Cumhur Başkan’ı olacak kişinin hasletleri konusunda Kemal Bey’le bir fikir ayrılıklarının olmadığını da daha önce belirtmişti Akşener, ancak bu hasletleri gösteren kişinin Cumhurbaşkanı olması için öncelikle seçimi kazanması gerektiğinin de altını çizmişti.
Ankara’da konuşulan bütün bu kulislere bakınca Akşener’den her an yeni bir isim duyabiliriz gibi geliyor. Konuya vakıf olacağını düşündüğüm isimlere bu yeni ismin Akşener’in kendisi olup olmayacağını da sordum ama kimseden olabilir yanıtı almadım. Toplumun hiçbir kesiminin özellikle de muhalif bileşenlerin hiçbirinin rahatsızlık duymayacağı ve seçildiğinde de geçiş sürecini idare etmek konusunda sorun çıkarmayacak güvenilir bir aday konusunda Akşener tarafından her an bir sürpriz gelebilir gibi görünüyor.
Ancak 6’lı masa bileşenlerinin özellikle ikisinin Kılıçdaroğlu’nun adaylığı yönünde tavır alacakları kesin gibi görünüyor. Eğer kamuoyuna yansıdığı gibi 6’lı masanın bütün bileşenlerinin oyu eşit kabul edilecekse Akşener’in adayı ancak beraberliği sağlayabilir görünüyor. O yüzden de önereceği adayın bir toplum baskısı yaratabilecek kadar tartışılmaz olması gerekiyor.
Bekleyip göreceğiz. Ama ben de Akşener’in Yavaş ya da İmamoğlu tercihi yapacağı kanaatinde değilim. Zaten aynı kulislerde Yavaş’ın bir dönem daha Ankara Belediye Başkanı olmak istediği, İmamoğlu’nun da Kılıçdaroğlu sonrası CHP Genel Başkanlığı konusunda mesafe aldığı da konuşuluyor..