Muhalif. Kulis / İnanç Uysal
Ülke 6 Şubat sabahı büyük bir felakete uğramadan hemen önce en önemli gündemimiz seçim tarihi idi. 18 Haziran’da yapılması gereken seçimlerle ilgili olarak Cumhur ittifakı 14 Mayıs gününü işaret etmiş, millet ittifakı tarafı ise meclisten bu kararın çıkmasını desteklemeyeceğini açıklasa da 14 Mayıs tarihini gündemine almış ve bir aday belirleme sürecine girmişti.
Ancak 6 Şubat günü sabaha karşı birdenbire zaman durdu. Üzerinden 10 günde fazla geçmişken de Cumhur ittifakı mensuplarından Bületn Arınç’ın ‘seçimler ertelenmeli’ çıkışıyla zaman yeniden akmaya başladı. Her ne kadar ciddi biçimde şimdi zamanı değil şeklinde tepkiler olduysa da Millet ittifakı adına da Kemal Kılıçdaroğlu bu açıklamaya karşı, bir ön almak açısından ‘Seçim zamanında yapılmalı çıkışını yaptı’. Ardından Arınç fikrinde ısrarcı oldu.
Sosyal medyada Cumhur ittifakı tarafında yer alan birçok kişi de Kılıçdaroğlu’nu koltuk meraklısı olmakla bile suçladı.
Ancak Ankara’da dünden beri Erdoğan ve Bahçeli’nin hamlelerinin Arınç’ın cümlelerinden çok daha farklı olacağı konuşuluyor. Kulislere bakılırsa Erdoğan daha önce telaffuz ettiği 14 Mayıs tarihi için hazır olunması ile ilgili talimatlar verdi bile.
Elbette böyle bir durum gerçekleşirse Bülent Arınç tarafından yapılan çıkışın şahsi fikri olup olmadığı başka bir anlam kazanacak gibi duruyor. Çünkü şahsi fikri değilse karşı tarafı rehavete düşürmek için atılmış bir adım olarak değerlendirilebilir.
14 Mayıs tarihi bu gün Millet ittifakı açısından artık çok daha yakın. Çünkü “Ahmet Hakan’ın da dediği gibi, hala adayları belli değil. En son yaptıkları olağan üstü toplantıda da gündemleri doğal olarak depremdi.
Eğer Ankara’da konuşulan bu tarih doğruysa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 20 gün içinde seçim kararı alması bekleniyor ki o tarihlerde de hayat mecburi olarak normalleşmeye başlayacak zaten.
Ancak 18 Haziran da olsa 14 Mayıs da olsa deprem bölgesi ile ilgili seçimler konusunda özel kararlar alınması gerekecek, çok fazla kişi bölgeden göç etti ve etmeye de devam edecek. Göç etmeyenler için de oy vermek normal zamandakine göre çok önemsiz ya da bel ki çok daha önemli olabilir görünüyor. Fiziki olarak şehirlerin şartları buna müsait hale nasıl gelecek o da bir başka konu.
Göç edenlerin bulundukları yerde oy kullanmaları için düzenlemeler yapılması da Ankara’da seçimle ilgili konuşulan konulardan. Ancak böyle bir düzenlemenin zorunlu olsa da, ardından üniversite öğrencileri için de aynı şekilde bir düzenleme talebinin gelebileceği söyleniyor.
Kulisler ne kadar doğru çıkacak göreceğiz ama eğer doğru ise içinde bulunulan şartlar dikkate alındığında bu da bir baskın seçim şeklini alabilir.