En sevdiğiniz insan öldürülüyor.
Katil biliniyor.
Zaten kimliğini de yaptığını da gizlemiyor:
“Önce tecavüz ettim, sonra parçalayarak öldürdüm!”
Kim mi?
Devletin imtiyaz tanıdığı bir tetikçi, mafya, itirafçı.
Dokunulamıyor…
Bu durumda olsanız siz ne yapardınız, affeder miydiniz?
1999 yapımı İspanyol filmi El Secreto De Sus Ojos / Gözlerindeki Sır filminde, suçlunun cezasını çekmesini takıntı haline getiren Espesito, devlet adaleti askıya alınca, kendi adaletini kendi uygular.
İşini, evini, yaşadığı yeri terk eder. Kendine gardiyan rolünü uygun görür.
Ve gözlerden uzak bir yerde, tek kelime bile etmediği suçluyu hapseder.
Türkiye, adaleti olmasa da afları iyi bilir!
İki başbakanın birbirini aklamasını bilir mesela.
Sık aralıklı imar aflarıyla Hazine arazisine çökenin tapuyla ödüllendirildiğini, kirada oturana enayi gözüyle bakıldığını da bilir.
Rahmetli başka bir başbakanın eşinin adıyla anılan başka bir affı da…
Af sever bir devletizdir.
Özal döneminden beri hep affettiğimizden mi, küresel gücün pudra şekerlerini görmezden gelmesinin bedeli midir, bilinmez, casus da yakalanmamıştır bu topraklarda!
Cumhuriyetimizin 100. Yılında, 2023’te Türkiye’nin ekonomide ilk ona gireceği ve uluslararası 10 şirket çıkaracağı sözü verilmişti.
Tutulmadı!
Sorun değil. Halk unutur da affeder de...
Susurluk’tan bu yana, mafya siyasetçi iş birliği bitmedi.
Affedilir!
Biz affederiz de ortada bir savaş suçu var ise uluslararası suç mahkemeleri ve küresel güçlere bunun faturasını kim, nasıl ödeyecek?
Türk halkı olarak hepimiz, bugüne kadar nasıl affedip, ödediysek, bundan sonra da öyle öderiz!
Cumhuriyetin 100. yılında gelenekseldir, her şey, ama her şey affedilir!
Tüm dünyada öyle olmuştur.
Bu topraklardan temizleyemediğimiz, mikroplar, virüsler sabırsızlıkla palazlanmak için, 2023’teki genel affı bekliyor.
Başka bir bakış açısıyla, ortaya dökülen ya da dökülemeyen tüm kirli çamaşırlar, suçluların, casusların cenneti bu topraklarda unutulur.
Ortada yeter ki bir çıkar olsun, vatan haini ile vatanperver de birbirini affeder. Affetmekle kalmaz, ortak bile olur!
Gerçekten öyle mi…
Affeder miyiz?
Marmara’da biriken enerji, İstanbul’da ne kadar büyüklükte bir yıkıma neden olur, bilinmez ama uzun yıllardır gelmeyen adaletle halkın biriken enerjisi çok daha yıkıcı olacaktır.
Unutulmamalıdır ki, af enflasyonunun yaşandığı bu topraklarda, bir gün halk, birbirini affeden, aklayan bütün o güruhu önüne katarak kendi adaletini arayabilir!
Çok etkileyici ve bir o kadar da can yakıcı bir yazı... Kalemine sağlık Murat BAYAR...
Bir ülkede herkesin kendi adaletini aramaya başlaması, o ülkede devletin çöktüğünün en büyük göstergelerinden biridir. Murat Bayar'ın bu yazısı bana göre vatanını seven herkes için bir uyarı niteliği taşıyor. Zamanlama olarak da çok yerinde bir yazı. Teşekkürler Murat Bayar. İyi ki varsın!