Zaman ne çabuk geçiyor. Ağustos’tayız ve ayın yarısını geçtik.
Bu ay içerisinde kaybettiğimiz Türk Rock tarihinin efsanesi Erkin Koray’ın şarkısında söylediği gibi tecrübe ediyoruz hayatı; Öyle bir geçer zaman ki…
Zaman akıp giderken bu aya ismini veren Roma’nın ilk imparatoru Augustus’u anmadan ve hayatında ki tecrübelerinden kaynaklı söylediği sevdiğim sözlerini yazmadan geçmeyelim. Augustus’un en takdir ettiğim yönü amcası Jül Sezar’ın kanını yerde koymamasıdır. Öyle ki Sezar’ı 23 bıçak darbesiyle katleden herkesi yoketti. Brütüs, Marcus Antonious, Kleopatra ve Cicero intikamdan nasibini alan ünlü isimler olarak tarihe geçti.
‘’Sözümün eriyim.’’
Augustus söylediği gibi sözünün eri bir imparatordu. Hakimiyeti boyunca verdiği sözleri yerine getirdi. Çünkü söz itibardır. Bu hayatta verdiğiniz ve söylediğiniz sözler sizin karakterinizi yansıtan bir ayna gibidir. Verdiği sözü ne pahasına olursa olsun yerine getirenler toplumun saygı ve güvenini kazanırlar. Başarılı ve saygın insanların en büyük özelliği sözlerinin arkasında durmalarıdır.
‘’Roma'yı tuğladan bir şehir buldum ve onu mermerden bir şehir olarak bırakıyorum.’’
Kimse sizin fırtınalarla nasıl boğuştuğunuza bakmaz. Gemiyi limana getirip getiremediğinize bakar. Hayat bir mücadele ancak mücadele de başarılıysanız herkes sizin yanınızda olur. Augustus imparatorluğu boyunca topraklarına toprak kattı ve imar etti. İnsan bu hayatta nereden başladığını ve nereye ulaştığını muhasebe etmeli. Yaşadığı süre boyunca her ne iş yapıyorsa, o işin en iyisini yapmalı ve yaptığı işe değer katmalıdır.
‘’Aceleci değil, temkinli bir komutan daha iyidir.’’
Stratejik karar alacağınızda temkinli olmak ve riskleri hesaplamak sizi çok ağır yenilgilere uğramaktan kurtarır. Bir karar alacağınızda veya herhangi bir hamle yapacağınızda sonucunu düşünmek ve kayıp-kazanç analizi yapmak sizi doğruya kavuşturacaktır.
"Yavaşça acele et"
Augustus’un bu sözünde ise bir işte her zaman çevik ve hızla olmayı ancak adımlarını atarken de yavaş yavaş sindire sindire hareket edilmesini tavsiye ediyor. Tez canlı olmak her zaman hata yapmanıza sebebiyet verir. Ama gevşek davranmakta fırsatları kaçırmanıza…
‘’Pratik, her şeyin efendisi’’
Bir işi kolaylıkla yapabilen ve deneyim sahibi olan kimse diğerlerine göre her zaman beceriklidir. Bir işi bilmekle onu tecrübe etmek aynı şey değildir. Bir işi bilmenin ötesinde uygulayıcısı olmak iş hakkında yorum ve fikir sahibi olmanızı sağlayacaktır. İşin ustası olmak istiyorsanız ilk başta tozu yutmanız gerekiyor. Aklımıza Bruce Lee’nin sözü geliyor; ‘’10 bin tekmeyi bir kez çalışandan korkmam da bir tekmeyi 10 bin kez çalışandan korkarım."
‘’İnsanları oldukları gibi değil, olabilecekleri gibi gördüm.’’
Aslında bu sözü kendimize ayna olarak tutabiliriz. Şu an ki bulunduğumuz noktanın hiçbir önemi yok! Evren hareket halinde ve zirvede olanın düşmesi veya düşenin yükselmesi gayet tabi. Ne oldum dememeli ne olacağım demeliyiz. Bir insanı değerlendirirken de o şekilde değerlendirmeliyiz. Kimin hangi konuma yükseleceğini veya düşeceğini bilemezsiniz.
‘’Savaş zamanlarında kanunlar susar.’’
Savaş, kriz ve olağandışı durumlarda başınızın çaresine bakmanız ve her ihtimali düşünmeniz önemli özellikle kaos süreçlerinde otoriteye güvenmek ve adaletin sorunsuz işleyeceğine inanmak saflık olur. Olağanüstü durumlarda olağanüstü kararlar alınır. Bu kararlar sizin yaşamınızı etkileyebilir.
“Hayattaki rolümü yeterince iyi oynadım mı? Öyleyse sahneden ayrılırken alkışlayın beni”
Augustus’un ölmeden önce ki son sözleri böyle olmuştu. Öyle ya herkesin bu hayatta bir rolü var. Rolünü iyi oynayan alkışlanmayı hak eder. Herkes kendi hayatının başrol oyuncusudur. Size bahşedilen yaşamın kıymetini bilmek ve düzgünce yaşamak elinizde…
Yorum Yazın