Füsun Paşa

Füsun Paşa


Aldatmak ve Aldatılmak / Boşanma ve Ayrılıklar

Aldatmak ve Aldatılmak / Boşanma ve Ayrılıklar

(Kendinizi düşürdüğünüz tuzaklar -2)

Yeni bir ay, yeni başlangıçlar için harika bir zamandır. Yeni kararlar, yeni bir duruş, farklı bakış açıları, yeni eylem adımlarıyla başlamak her zaman iyi ve güçlü hissettirir. Önemli olansa aldığın kararlar ve yeni olanla ilgili yaptığın seçimleri, planları istikrarlı bir şekilde, net bir duruş içinde uygulamaktır.

Geçen haftanın konusuna devam ediyoruz. Kadınların kendilerini düşürdüğü tuzaklar  yazısını lütfen tekrar okuyun. Hikayenin başlangıcını hatırlayın çünkü onun devamıdır bu yazım.  

Oradaki özet neydi?

Genetik soydan gelen ve öğretilen durum, seçilen olmak kadın için önemli. Erkek seçer, kadın seçilir. Hikaye bunun üzerine kuruluyordu.Sonuçta kadın, istenen, tercih edilen, arzu edilen,beğenilen,  kabul edilen, sevilen  bir kadın olduğuna böyle ikna oluyordu. Seçildiyse tüm bu duyguları yaşadığını sanıyordu.İşte bu duygular dışarı odaklı olup, o kişilerden beklentiye dönüştüğünde bir tuzağa dönüşür demiştik.  Şimdi bu paragrafı cebinize koyun. Bunun üzerinden hikayelere bakalım.

Bu haftanın merak edilen konusuna hemen başlayalım.

KOCAN/SEVGİLİN  SENİ ALDATIYORSA neden diğer kadını suçluyorsun? Ya da neden kendinde eksik arıyorsun? Yetersiz başarısız hissetmene neden olan şey ne? Seçilmediğini, sevilmediğini senden vazgeçildiğini mi düşünüyorsun? 

(Aldatmak/ aldatılmak ile ilgili olarak, bunu hastalıklı bir arayış halinde yapan insanları, burada anlattıklarımın dışında tutuyorum. Tüm erkekler, tüm kadınlar diye bir genelleme yapmıyorum. Sadece yaşanmış yüzlerce deneyimlerle dolu hikayelerden, yaptığım tüm çalışmalardan bir bakış açısı sizlere sunuyorum. Bu bilgiyle lütfen okuyunuz. )

Çoğunlukla aldatılan insanlar tek bir şeye odaklanır. Diğer insan kim ve neden o insan? Kendini hemen onunla kıyaslamaya başlar.

Bugüne kadar ne öğretildi? Hangi bilinç içinde, ne yapıyoruz?

Aileler ve çevre hep ne der? Bir kadına sahip çıkamadın? Bir erkeği elinde tutamadın?  Yuvayı dişi kuş yapar. Erkek aldatır. Sen susacaksın. Erkeğin elinin kiridir.Lütfen fark edin, yine burada diğer kadın erkek için elinin kiri oluyor. Kadın kir midir? Aldatan erkekse kimse ona laf etmez denir ki 'Kadın olsaydın, şunu yapsaydın...'  diye yine kadın suçludur. Aldatılan kadında, ilişkideki  3. kişi olan kadında suçludur. Yani kadınlar hep suçlu ve hatalıdır.  Bu nasıl bir bilinçtir? Onlarca söz, deyim ve atasözüyle toplumda yer etmiştir. Hepsi neye hizmet eder?  Hatalısın, suçlusun, yanlışsın. Senden vazgeçildi, artık sen seçilmeyensindir.  Bu kimin bilinci? Sana mı ait? Neden hala o bilince hizmet ediyorsun?

Peki böyle bir durumda neler oluyor hadi bakalım.

ALDATILAN KADIN öfke ve kızgınlıkla, acı ve üzüntüyle,  gördüğü, bildiği , aldatıldığını hissettiği an itibariyle düşünmeye başlar.

 

Eğer bunu hissediyorsa önce o kadınla ilişkisini ortaya çıkartmak için onlarca yol bulunur. Çünkü ispat etmeli. Aldatılıyordur ve haklıdır. Mağdurdur. Her yol artık mübahtır. Buna her şey dahil. Telefonlar kurcalanır, maillere bakılır, takip edilir, hatta dedektif bile tutulur, tüm arkadaşlarla iş birliği yapılır, eşin devamlı her verdiği bilgi sorgulanır, suçlayarak konuşmalar  başlar ya da sessizce ispat gerçekleşinceye kadar bir şey yokmuş gibi davranılmaya çalışılır.( Dedektik konusunda ciddiyim) Hatta şunu da ekleyim sosyal medya uzmanlarını geçecek şekilde tüm araştırmalar yapılır. Aldatma ispatlanır.

İspat edildiği an;

Bunu bana nasıl yapar? Ben nerede hata yaptım?  Diğer kadında ne buldu? Daha mı güzel ,daha mı çirkin, seksi mi? Genç mi? Başarılı mı? Çalışıyor mu? Parası var mı? Zengin mi? Fakir mi? Kim bu kadın? Benden fazlası ne? Benden eksiği ne? Büyük bir araştırma içinde her bulduğu bilgiyle önce kendini kıyaslar. Sonra karşındakini aslında maalesef rakip olarak gördüğü kişiyi eğer kendinden daha eksik ve yetersiz bulursa ,kendinde sanal bir üstünlük  görerek, onu aşağılamak, rezil etmek, yok etmek üzere bir oyun kurar. Bunun için de her şeyi yapar. Çocuklarını kullanmak dahildir buna.Tehditler ,rezaletler havalarda uçuşur.

 İlişkisindeki erkekle bu durumu konuşurken çok kızgın ve öfkelidir ve aslında istediği şey gizli bir şekilde hadi bana yalanlar söyle, aslında benden vazgeçmediğini bunun için her şeyi yapacağını, bunun geçici bir heves olduğunu, benim senin için ne kadar özel olduğumu anlat,  ben sana inanmak istiyorum der gibi bakışlarla yapılır tüm bu konuşmalar.

Erkeklerin çoğunluğu da düzenleri bozulmasın diye bin bir yalanlar söylerler. Eşlerini ikna etmek için  yaptıklarının hata olduğunu, sadece paralı seks olduğunu, bir anda kapılıp gittiğini iddia ederler.Çocuk gibi kaçarlar ve en acısı geliyor şimdi iyi okuyun. Her zaman olduğu gibi yaptıklarının sorumluluğunu almayarak suçlamaya geçerler.  Seninle sevişemiyorum, sen seks yapmak istemiyorsun, kaçıyorsun, kızıyorsun ne yapacaktım yani? Benim de isteklerim var. Abartma olayı. Ayrıca yemek yapmıyorsun, çocuklarla ilgilenmiyorsun, devamlı sinirlisin, ailemi istemiyorsun, hep kavga ediyoruz, yoruldum, çok çalışıyorsun, bize zaman ayırmıyorsun, hep yorgunsun bunun gibi yüzlerce kadını suçlayan bahanelerle yaptıklarının üstünü başkasını suçlayarak örtmeye çalışırlar. Böylece kendilerinde bunu hak olarak görürler. Hata ve suç yine öğretildiği gibi  kadındadır.

Peki her şeyin muhteşem olduğu ilişkilerde aldatma olduğunda neler söyleniyor? Çok sarhoştum, bir anlık boşluğuma geldi. Yapmamam gerekiyordu özür dilerim. Bir daha asla tekrarlanmayacak.

ERKEK ALDATILDIĞINDA NE OLUYOR?

Evet yanlış okumuyorsunuz. Son 10 senedir yoğun bir şekilde erkeklerde aldatılıyor. Eskiden kadınlar aldatılıyorum diye gelirken şimdi erkeklerde aldatıldım diye gelmeye, konuşmaya başladı.

Kadınlar daha mı dürüst?  Bir nebze evet. Erkek kadına beni aldattın mı? diye sorarsa kadın ortalık yıkarak ya da bazen sessizce evet aldattım diyebiliyor. Bazen de erkeklerin yaptığı gibi yüzlerce yalanla inkar ediyor. Kadınlar yaptığı zaman karşı taraf için bu daha yıkıcı olabiliyor. Ne de olsa erkeklere verilen hak, kadın tarafından ele geçirilmiş oluyor. Sadakatli olma görevi verilen cepte görülen kadın aldattığı an  bu erkek için büyük bir travma sebebi olabiliyor. Duygusal bir şey hissetmeyen kadının aldatması çok kolay değil. Evde eksik olan şey ilgi, sevgi, heyecan, tutku, arzu edilmek ve kadın gibi hissetmek ,işte bunları dışarıda bulduğunda başka bir erkeğin gözdesi olmaya başladığında, kadın aldatabiliyor.

Aldatıldığını ispatlayan, duyan  adam aynı süreçlerden aslında daha zor geçiyor.Deliriyor mu? Evet. Ortalık yıkıyor mu? Evet. Ayrılıyor mu? Hepsi değil.

Bir çoğu bu yaşanan aldatılmaya tamam diyor, kadının yaptığı tüm suçlamaları kabul ediyor.Karısının onu aldatmasıyla ilgili evet ilgi göstermedim, evden uzaklaştım, tüm yükü eşime verdim, eve geç geldim, çok çalıştım, iş seyahatlerim çoktu, parasal ihtiyaçlarını karşılamadım, çocuklarla ilgili yalnız bıraktım, onu umursamadım gibi birçok duygu içinde hatalıyım diyerek  ilişkisine devam ediyor.

Aldatma ve aldatılmayla ilgili bu durumlar yaşandığı an da boşananlar/ ayrılanlar var.Evliliğe ya da ilişkisine devam edenlerde var. Affettim seni diyerek, kabul etmiş gibi yaşayıp karşı tarafa hayatı zindan edenlerde var. Affetmiş gibi yapıp ,yaş ilerlediğinde bunun üzerinden 20 senede geçse hatırlatıp hayatını kabusa çevirenler var.

Yaptığı seçimin sorumluluğunu almayanlar var.

Bunun bedelini ödetmeden boşanmayanlar var. Kızgınlık öfke ve nefrete, intikama esir düşenler var.

Hayatın içinde 3. kişi onun ilgisini çektiği an, aldatmaya meyil başladığı an evliliğim bitmiş diyerek ilişkisinin hangi noktada olduğunun farkına varıp düzeltmeye, çözüm aramaya  çalışanlar var.

Bunun farkında olup ben ayrılmak istiyorum diyenler var.

Ben yeter ki evli kalayım, bana dokunmasın da dışarıda ne yaparsa yapsın ama bana hissettirmesin diyenler var.

Diğer insanı kadın/erkek suçlamak, olay çıkararak sanki yuvasını yıkan oymuş gibi davranmak yerine eşinin bir seçim yaptığını ve artık ondan gittiğini bu ilişkinin bittiğini  kabul edenler var.

Fikren başkalarının hayalini kurarak , duygusal ve fiziksel olarak aldatanlar ve aldatılanlar var.

Evinde mutsuz, gözü dışarıda olan ama hiç bir şey yapamayanlar asla aldatma oyununa girmeyenler var.

Aldatılmasa da, aldatıldığını düşünenler ve evin içinde haksız yere karşı tarafı suçlayarak yaşayanlar  ve bundan beslenenler var.

Karşı taraf bir hata yapsa ben de onu yakalasam ve onu kendime mahkum etsem böylece her istediğimi yaptırabilirim kendime köle ederim diyenler var.

Çocukları göstermemekle tehdit ederek, evlilikte kalmaya zorlayanlar var.Çocuklara diğer ebeveyni suçlayarak, aşağılayarak hedef tahtası gibi gösterenler var.

Var da var milyonlarca hikaye yazabilirim size.Bunlar iyileri daha neler neler var.

*Aldatmak mı, aldatılmak mı sorununuz? Sorun gerçekten bu mu?

YOKSA SORUN SEÇİLMEMEK, İSTENMEMEK Mİ?

SEN NE ZAMAN KENDİNİ SEÇEN OLACAKSIN?

BEN NE İSTİYORUM DİYE NE ZAMAN YAŞAMAYA BAŞLAYACAKSIN?

Bu konular daha devam edecek ama şu anda geçen haftaki yazımda yazdığım,

 Aldatmak ve aldatılmakla ilgili bir bomba haberim var demiştim, şimdi bunu açıklayalım. Bu bugüne kadar hiç sekmedi.

*ALDATAN KİŞİ ŞUNU BİLSİN Kİ, HAYATIN BİR NOKTASINDA EŞİN SENDEN VAZGEÇTİĞİ İÇİN SEN ONU ALDATABİLİYORSUN. YANİ ÇOKTAN VAZGEÇİLEN SENSİN.

*Şimdi aldatılıp /aldatan, ayrılan ya da ayrılmayan, eşini/sevgilisini suçlayanlar

1. SEN NE ZAMAN EŞİNDEN VAZGEÇTİN?

2. İLK NE ZAMAN AYRILMAYI /BOŞANMAYI DÜŞÜNDÜN?

3. SEN NE ZAMAN İLİŞKİNDEN/EVLİLİĞİNDEN VAZGEÇTİN?

4. SEN NE ZAMAN KENDİNDEN VAZGEÇTİN?

5. iLK NE ZAMAN SENDEN VAZGEÇİLDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORSUN?

Ben bu soruları insanlara sorduğumda çok ilginç cevaplar verdiler.

*Evlenmeye yakın son iki haftaydı bu insanla olmayacağına karar vermiştim ama nikahı iptal edemezdim. Ailemde ben de rezil olurduk. Evlenmeliydim sonra boşanırız ne yapalım demiştim.

*Beni aldatma potansiyelini gördüm ama yok saydım. Aldatırsa ayrılırım demiştim. Hayatım boyunca hep o şüpheyle yaşadım hem kendime hem ona hayatı  zindan ettim ama işin ilginç yanı bundan zevkte aldım.Film gibi takipler, ona baskın yapmalar,  ona kendini kötü hissettirmeler, sonunda kukla gibi hayatımda tutmalar, askeri bir emir komuta şeklinde onu yönetebilmenin bende yarattığı güç hoşuma gitti. Sonuçta sıkıldım ve yoruldum. Ben ne yapmış olursam olayım adam beni zaten aldatıyormuş. Kimseyi kontrol edemezmişsin.

* Düğünümde evlendiğim adam arkadaşlarımla flörtleşmeye başladığı an bu evlilik yürümeyecek demiştim. O an,işte o  bir an vardır ya düşündüm, çıkıp gitmek istedim ve düğünün geçersiz olması için planlar yaptım. Ama ailem yine beni paranoyaklıkla suçladı. Hakkımızı helal etmeyiz dediler. Sonuç mu ben kendimden hislerimden vazgeçtim eşim evlendikten 4 ay sonra en yakın arkadaşımla beni aldatmaya başlamış. Ben mi? Şimdi 6 aylık hamileyim ve boşanmayı düşünüyorum.

* Ailem baskı yaptığı için evlenmiştim ama benim hayalimdeki kadın değildi. Ailem için kendi isteklerimden vazgeçtim. Dolayısıyla ayrılmak üzere evlendim. Çoktan vazgeçmiştim. İşin ilginci o aldatarak bana gol attı.

* Annem gibi olmayacağım hem aldatılıp, hem bunu bilip, bir şey yokmuş gibi davranmayacağım dedim. Çok havalı konuştum ama şu an annemin hayatını yaşıyorum. Sanki bu hikayeye devam etmek için beni aldatacak bir adamla evlenmiş gibi hissediyorum.O zaman annemle dertleşebiliyorum. Çok saçma ama kader birliği yapıyoruz diye düşünüyorum.  Her seferinde benim ne kadar özel ve değerli olduğumu, bensiz yapamayacağını onu terk edersem kendini öldüreceğini, diğer kadınların önemli olmadığını söyleyip beni inandırıyor. Ben de inanmak istiyorum sanırım ama canım çok acıyor.Babam da öyleydi aynı hikayenin içindeyim.

*Evliliğimde yüzlerce kez boşanmayı düşündüm ,bunu defalarca söyledim. Değiştirebileceğime inandım olmadı. O kadar çok ondan vazgeçtim ki ama buna cesaret edemedim. Şimdi ise beni aldattığı kişi hamile ve boşanıyoruz. Aslında çoktan ayrılık seçimi yaptığımı şimdi görüyorum.

Hayatlarınıza bakın değerli, güzel insanlar.

Bütün bunları kendine yaşatan kim? Bunlara izin veren kim? Kabul eden kim?

Aldatmak, aldatılmak, terk edilmek, ayrılıklar değil aslında tutunduklarınız. Sizi üzen, hayatınızı kötüleştiren bu sorunlar gibi görünse de altta yatan gerçek

Seçilmeyen, istenmeyen, sevilmeyen, vazgeçilen gibi kendinizi görmeniz ve anlamlandırmanız.

SEN  NE ZAMAN KENDİNİ SEÇEN OLACAKSIN?

Ne zaman sana, kalbine iyi gelen, değerli  hissettiren bir hayatı kendine yaşatacaksın?

Önce sen kendine bu armağanları ver. İşte o zaman kimse sana kendini vazgeçilmiş, değersiz, istenmeyen hissettiremeyecek.

Bunların hepsi senin seçimin olacak. Seçtiğin hayat senin gerçeğin olacak.

YIK TÜM EZBERLERİ, SEN KENDİNDEN VAZGEÇME!  BAŞKALARINI DEĞİŞTİRMEYE ÇALIŞMA, BU HAYAT SENİN, SANA AİT. NE İSTİYORSAN ONU YAP VE YAŞA. KENDİNE GÜVEN, KENDİNE İNAN.

KENDİNİZLE VE HERKESLE DÜRÜST, AÇIK VE NET BİR İLETİŞİM İÇİNDE OLMAK EN GÜZEL HAYATLARI KEYİFLE YAŞAMANIZI SAĞLAR.

*Devamı önümüzdeki hafta...

O zaman diyelim ki Hoş geldin Haziran.

Kendini seçenlerle, kendine uyananlarla  dolu bir dünyada barış ve sevgiyle yaşayalım. Gerçek sevgi ve aşk içinde olalım.

YAŞADIĞIN HAYAT, SENİN SEÇTİĞİN HAYATTIR.

Işık ve sevgiyle kalın, gülümseyin.

telif

Makale Yorumları

  • Tolga Özruh 02-06-2022 14:14

    Aldattığını itirafta, kadının daha dürüst olduğunu yazmışsınız. Doktora çalışmam, açık ara bu bilginin zıttını destekliyor. Tezinizi destekleyen, bir veri paylaşabilir misiniz?

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar