Yasemin Mıstıkoğlu

Yasemin Mıstıkoğlu


Ali'yi kim öldürdü?

Ali'yi kim öldürdü?

Ali, tutkulu bir futbolcu ve bir öğrenciydi. 15 yaşına geldiğinde lösemi teşhisi konuldu. Okulu ve futbol takımını bıraktı. İki yıl süren acı dolu bir tedaviye başlamak zorunda kaldı. Ailesi tedavi masraflarını karşılayabilmek için mobilyalarını bile satmak ve bağış almak zorunda kaldı.  "Bazen anne babama işkence etmeyi bırakabilmek için ölmeyi diledim" diyen Iraklı Ali’nin dileği maalesef kabul oldu. Ali, 23 Nisan’da öldü. Tam da 23 Nisan Çocuk bayramımızda. 
Dünyanın en büyük Petrol ve gaz şirketlerinden BP, Irak savaşından bu yana ülkeden 15.4 milyar £ (pound) petrol çıkardı. Şirketin ülkedeki en büyük petrol arama sahası Rumaila bölgesi yazımın başında adı geçen Ali’nin evinin çok yakınında. 
Rumaila, Dünyadaki diğer tüm petrol sahalarından daha fazla gaz yakımının olduğu bir bölge. Ve bu bölgeye gazetecilerin girmesi yasak. Gaz yakımı; sondaj sırasında ortaya çıkan doğalgazın petrol şirketi tarafından o alanda yakılması demek. Aslında bu yakım önlenebilir bir uygulama. Yani sondaj sırasında çıkan gaz yakılmayıp teknoloji ile yakalanabilir ve hatta enerji olarak kullanılabilir. Böylece hem sera gazlarına hem de hava kirliliğine katkı sağlamamış olur. En önemlisi de “Aliler” hastalanmamış olur. 

Bu gazın yakımı sırasında “Benzenin” adlı bir madde ortaya çıkıyor. 

Michigan Üniversitesi'nde yapılan çalışmaya göre "Benzen" isimli kimyasala, 0,5-1 ppm oranında maruz kalınması durumunda bile özel bir kan kanseri tipi olan Miyelodisplastik Sendromu’na (MDS) yol açıyor.

O bölgede yapılan araştırmalar gösteriyor ki birçok kişi bu maddeye maruz kalmış durumda. Geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden Ali gibi. 

Aslında 'Irak'taki yasa, gaz yakmanın insanların evlerine 10 km'den (6 mil) daha yakın olmaması gerektiğini belirtiyor. Ancak anlaşıldığı üzere petrol şirketi hem bu yasaya uymuyor hem de sondaj sırasında çıkan gazın toplanması teknolojisini kullanmıyor. Oysa firma bunun farkında hatta bu konuda çalışma bile yapmışlar ama 10 yılı aşkın süredir bu teknoloji için alt yapıyı kuramamışlar. 

Ali 15 yaşında yakalandığı hastalık nedeniyle 21 yaşında hayatını kaybetti. Babası Hüseyin Julood, 
BP tarafından işletilen petrol sahasındaki gazın yakılmasının (ateşleme olarak da bilinen uygulamanın) oğlu Ali'nin lösemisine neden olduğunu iddia ediyor. İşte bu neden ile baba Julood, İngiltere'nin petrol devi BP'ye dava açtı. Bizler de takipçisi olacağız.
Takip ettiğim 3 iklim davasının da sonucu açıklandı bu günlerde. O bilgileri de paylaşmak istiyorum.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde görülen 3 davadan ilki  “İsveçli Yaşlı Kadınların” açtığı dava olarak biliniyor. 26 Kasım 2020’de “İklim Koruma İsviçre’de Kıdemli Kadınlar” adlı dernek üyeleri İsviçre hükümetini, yetersiz iklim politikaları ve yaşlı kadınların yaşam ve sağlık haklarını ihlal ediyor gerekçesi ile AİHM’ye dava ettiler.

Ortalama yaşları 73 olan yaklaşık 2500 kadından oluşan derneğin açtığı dava dernek lehine sonuçlandı. Mahkeme İsviçre’nin karbon salımını azaltma yönündeki taahhütlerinin “son derece gerisinde” kaldığına hükmetti. Bu sevindirici karara göre, İsviçre hükümeti derneğe 3 ay içinde 80 bin Euro ödemesine karar verdi. Bununla birlikte derneği haklı bulan mahkeme münferit olarak dava açanları haklı bulmadı.

Sonuçlanan bir diğer dava ise kamuoyunda “AGOSTİNHO” olarak bilinen Portekizli 6 gencin 32 ülkeye açtığı dava. Çocuklar Türkiye’nin de içinde bulunduğu 32 ülkeyi, 2017 yılında Portekiz’i kasıp kavuran ve 100’den fazla kişinin ölümüne yol açan aşırı sıcaklardan sorumlu tutuyor. Bu ülkelerin iklim taahhütlerinin yerine getirlmediklerini ileri süren gençler davayı, mevcut ve gelecekte, özellikle sıcak hava dalgaları, orman yangınları ve orman yangınlarından çıkan dumanın hayatlarını, refahlarını, ruh sağlıklarını etkilediği gerekçesiyle açtılar. 

AİHM, başvuranların şikâyetlerinin kabul edilemez olduğuna karar verdi. Gerekçede ise “Portekiz ile ilgili olarak, başvuranlar Portekiz'de herhangi bir hukuki yol izlememişler ve dolayısıyla iç hukuk yollarını tüketmemişlerdir. “ denildi.

Son olarak Fransa’daki “CAREME” davası. BU davayı eski bir belediye başkanı açtı. Grande-Synthe Belediyesi eski başkanı Damien Careme,  Fransa'nın iklim değişikliğini önlemek için yetersiz adımlar attığını ve bu başarısızlığın yaşam hakkı ile özel ve aile hayatına saygı hakkının ihlaline yol açtığını ileri sürerek AİHM’ye başvurdu.  

AİHM, başvuranın Brüksel'e taşınmış olması ve Grande-Synthe ile ilgili herhangi bir bağlantısını artık sürdürmemesi dolayısıyla mağdur statüsünü tesis edememesi nedeniyle başvuranın şikâyetinin kabul edilemez olduğuna karar verdi.

Tüm davalar “İklim Krizi”ni önlemeye yönelik sonuçlanmamış olsa da AİHM'nin iklim değişikliğine yaklaşımı ve delilleri değerlendirmesi, hem uluslararası hem de yerel mahkemeler önünde gelecekte açılacak davaları etkileyebilir. Ayrıca bireylerin bu konularda bilgi sahibi olması üretici firmaları sıkıntıya sokacak gibi gözüküyor. 

İngiltere’nin en büyük emeklilik fonu Nest sorumlu yatırım başkanı Diandra Soobiah’ın "BP'nin iklim taahhütlerini geri aldığını görmek hayal kırıklığı yaratıyor” açıklaması, petrol devi BP’nin yeni başkanı için belirleyici olacak gibi gözüküyor. Finencial Times’ dan öğrendiğime göre BP petrol şirketinin “fosil yakıt üretimi ve karbon emisyonlarında planlanan kesintileri yavaşlatma kararı” kilit hissedarlar arasında rahatsızlık yaratmış durumda.  Hissedarlar, BP'nin başkanı Helge Lund'un yeniden atanmasına karşı oy verecekler ve mevcut başkanı koltuğundan edecekler gibi gözüküyor.  

Bu davalardan çıkan en önemli sonuç ise İsviçre mahkemesinin yaşlı kadınların derneği için verdiği kararın Avrupa ve İngiltere dâhil çok sayıda ülke için emsal olabileceği. 

Bizden de bir iklim davası bilgisini hatırlatmakta yarar buluyorum. Geçtiğimiz yıl 3 iklim aktivisti genç Atlas Sarrafoğlu, Ela Naz Birdal ve Seren Anaçoğlu, Türkiye’nin Paris iklim anlaşması hedeflerinin yetersiz olduğunu belirterek AKP genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na dava açmıştı. Bu dava sonuçlanalı çok zaman oldu.
Dava, Danıştay tarafından reddedildi. Hem de incelenmeksizin RED kararı verdi.

telif


Yasemin Mıstıkoğlu Kimdir?

1992 yılında Anadolu Ajansı’nda başladığı gazetecilik kariyeri, ATV, STAR TV, NTV, KANAL D ve TRT de devam etti. Siyaset muhabirliği uzmanlık alanı. 2012 yılında 2.derece tescilli bir Antakya konağını restore ederek, açtığı ÇİÇEKLİ KONAK adlı butik otel ile Kadın Girişimciler platformunda Sosyal Gİrişimci kimliği ile yer almaya başladı. 2019 yılında buğday konusunda yaptığı araştırmalar neticesinde KARAKTERLİ EKMEKLER markasını yaratarak, butik ekmek üretimi ve ekmek danışmanlığı yapmaya başladı. 2021 yılında Ankara Gazeteciler Cemiyeti ve ayrıca İklim Haberciliği Ağı tarafından verilen eğitimlere katılarak, kariyerine İKLİM GAZETECİLİĞİ uzmanlığını ekledi. Antakya Tv YouTube kanalında iklim krizi ve iklim değişikliği haberleri yapıyor. Eş zamanlı olarak İklim Değişikliği ile ilgili bir okul projesi yürütüyor. Ana sınıfından Lise öğrencilerine kadar geniş bir yaş aralığına, çeşitli okul ve organizasyonlara giderek konunun önemi, sorunları ve çözümleri anlatan söyleşiler yapıyor. ÜYE OLDUĞU DERNEKLER KAGİDER ANKARA GAZETECİLER CEMİYETİ PARLAMENTO MUHABİRLERİ DRN. 3E Ekoloji, Ekonomi, Enerji Araştırma İletişim ve Toplumsal ETki Drn..

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar