Ülkemizde gündem enflasyonu diye bir olgu vardır ve bu olgu çoğumuzca bilinen enflasyon gibi cüzdan düşmanı değil şuur düşmanıdır! Kafamızı sağdan sola çevirinceye kadar gündem değişir ve biz vatandaşlar hangi habere yanacağımıza şaşırırız. Nihayetinde istemeye istemeye de olsa tepkisiz, şuursuz bir hale bürünürüz. Belki de planlanan hakikaten budur!
Öyle ya; zamdan konuşurken, pahalılıktan ağlarken yeri miydi? Devlet Tiyatrosu’ndan haber aldık ki artık sahnelerinde altmış beş yaşından büyük oyunculara rol verilmeyecekmiş! Habere nereden bakarsanız bakın tutulacak tarafı yok. “Peki ya sebep?”, diye soruyoruz da tatmin edici bir cevap alamıyoruz ya; işte bu, habere karşı tüm o yakın geçmişteki haberlere karşı takındığınız tavrı takınmanıza neden oluyor ve tepkisizlik bizde bir hayat tarzına dönüşüyor… Sonrasında söylenenleri dinledik, iki-üç çatlak ses yükseldi ve bu haberden de geçtik...
Hâlbuki ne demek altmış beş yaşından büyük oyuncular artık Devlet Tiyatrosu sahnelerinde oynayamayacak? Özel tiyatrolara bakınız; bu tiyatroları ayakta tutan Ali Poyrazoğlu, Genco Erkal, Nevra Serezli, Suna Keskin gibi abideleşmiş aktörler, aktrisler altmış beş yaşın altındalar mı? Bu saçmalığı yapanlar, seyircilerin tüm bu imkânsızlığa rağmen hâlâ onları seyretmeye gittiklerini görmüyorlar mı? Veyahut Şehir Tiyatroları’nın yakın dönemde en fazla seyredilen oyuncusu Zihni Göktay değil miydi? Eğer yaşasalardı ve emekli oldukları Devlet Tiyatroları’nda tekrar sahneye çıkmak isteselerdi Macide Tanır’a, Muazzez Kurtoğlu’na, Cüneyt Gökçer’e her bakımdan varettikleri tiyatro,”Sahneye çıkamazsınız! Ya evinizde, ya da seyirci koltuğunda oturunuz.” mu diyecekti!?
Der efendim, der ve maalesef vatandaş da bunları yer ve oturur! Sonra da Haldun Taner’in o meşhur tiradında dediği gibi bu hadise de, “… unutulur gider!”…
Aslında bu “altmış beş yaş üstü” diye nitelendirilen kitle epeydir ülkeyi yönetenlerce sanki kambur! Covid-19 salgınında bir ara evlerinden dışarı çıkmaları yasaklanmıştı. Bu yasak çoğu altmış beş yaşın üstündeki vatandaşımızı olumsuz etkiledi, bazılarını hayattan bile kopardı. O günlerde yayınlanan yurdumuzdaki Covid-19 salgın günlerini anlattığım “sayıldı” redifli hicviyemin bir kıtasında bu vaziyete binaen şöyle demiştim:
“O hoş eğlenceler hep sanki süstü,
Görüşmek kalktı tüm dostlar da küstü,
Covid’ten suçlanıp altmış beş üstü,
Kıyâmet kopmadan deccal sayıldı!(1)
Yine bugün emekliler, asgari ücrete yapılan zammın çok daha azına reva görüldü! Ülkemizde birçok altmış beş yaşın üstündeki vatandaşımız çoluk-çocuğuna yardımcı olmak adına çalışmak zorunda kalıyor. Emeklilerimizin hep örnek gösterilen yurtdışındaki emsalleri gibi gezip-dolaşmaları senelerdir bir hayalin ötesine geçemedi…
Öbür taraftan politika sahnemizde hemen hepsi de altmış beş yaşın üstündeki oyuncuları görüyoruz (TBMM’de temsil edilen beş büyük partiden dördünün başkanı altmış beş yaşın üstünde); bırakınız sahneyi her gün televizyonlarda, her gün farklı bir mecrada gözümüzün önündeler! Onlar, memleketimizin diğer altmış beş yaş üstü vatandaşlarına gösterilen muameleden tabii ki nasibini almıyor. Nereye kadar giderse oraya kadar diyorlar. Eskiden de böyleydi, şimdi de böyle… Kaide değişmedi politikamızda! Kimse onlara hâşâ, “Yaşınız altmış beşi geçti, artık siyaset sahnesine çıkamazsınız!”, da demiyor!
Halkımız onların bu davranışlarına tepki göstermiyor. Hem de hiç! Herhalde politika sahnesindeki oyuncuların oyunculuklarını daha beğeniyor…
(1)Tamamını şu linkten okuyabilirsiniz: https://www.haberhurriyeti.com/haber/6531039/sayildi
Yorum Yazın