-Bir bilmecem var çocuklar…
-Haydi sor sor sor?(*)
Bir ülke düşünelim:
Kimliği, geliş sebebi, amacı, hedefi bilinmeyen adamların baskınına uğrayıp yol geçen hanına dönmüştür. “Kime ne söz verildi de bunlar başımıza geldi?” Diye sorulmaz, yasaktır.
Güzelim ormanları, dağ köyleri, hayvan varlığı “ihmalden, kasıttan, aymazlıktan” yanar, kül olurken, müdahale etmesi gerekenler düğün dernek gezmiştir.
O ülkeyi yönetenler sıkıya gelince “at izi it izine karıştı” der, kaçarcasına çeker gider. Hesap veren yoktur, istenmez de.
“128 nerde?” diye soranın ağzına kürek çarparlar.
Kıskananlar, “Ayranı yok içmeye” dese de Süvari, “atla dörtnala giderken” Somali’ye, tarikatlere, Türgev’e Mürgev’e filan nakit, yangın mağdurlarına çay saçar!
Hakkını arayan içeri atılır, asıl suçlular elini kolunu sallayarak gezer, kimse hesap vermez.
Elde kalan son gümüşler misali tüm varlıklar Katar Katar (!) ve haraç mezat satılır…
Ali Mektebi mezunu Stockholmlü Süvarisine tebası hayrandır, aşıktır, asla toz kondurmaz çünkü kendisi hem kel, hem fodul ve her zaman mağdurdur.
Hadi bilin bakalım, ünlü hukuk adamının “Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete” diye tanımladığı bu ülke neresidir?
Troller hep bir ağızdan: Eti, eti eti…
(*)Bir zamanların unutulmaz bisküvi reklamının müziğiydi. https://youtu.be/QPjc34PsNuU
Sevgili Muhalif okurları, siz bilmeceyi çöze durun, ben de bir süre izin yapayım olmaz mı?
Hepinize mutlu günler dilerim.
Yorum Yazın