Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin hafta sonunda ekonomistlerle buluşmasının yankıları sürüyor. Toplantıdan sızan bilgilere göre, “kurumlar vergisi” indiriminin yürürlüğe girmesi ile Nebati Bey, bu hafta içinde dövize endeksli TL hesapları için yatırımcıların piyasada 10 milyar dolar bozduracağı ve bunun da kurları önemli ölçüde aşağı çekeceği beklentisini açıkça dile getirmiş. Bu olumlu gelişme yaşanırken, Merkez Bankası da piyasadan döviz satın alma yoluyla rezervlerini yükseltme çabasını sürdürecekmiş.
“Bizim önceliğimiz enflasyonu aşağı çekmek, ama faizleri artırmayacağız, bunu beklemeyin” diye söze giren Maliye Bakanına göre 2022 yılı ortalama enflasyonu asla yüzde 50’yi bulmayacak, azami yüzde 40’a kadar yükselse de yıl ortalaması yüzde 30’larda kalacakmış.
————orta gelir tuzağı——
Toplantıya katılan kaynaklardan derlediğim bilgilere göre 4.5 saat süren ve kimileri “muhalif çizgide” yer alan 60 ekonomistten sadece 15’i soru sormuş, çoğu nedense sessiz kalmış. Bakanın verdiği yanıtları şu başlıklarda ele almak mümkün:
TÜRK MODELİ: Biz Çin Modeli filan arayışında değiliz. Bize özgü, güçlü büyümeye dayalı, dengeli ve sürdürülebilir bir model, yeni Türk Modelini ortaya koyduk. En önemli önceliğimiz enflasyonu düşürmek, ama faizler artmayacak bunu beklemeyin. Zaten politika faizi artık ilgi alanımızda değil, işlevini bizim için yitirdi. Zorlu bir yola girdiğimizin farkındayız, sonu iyi olacak bu uygulama için halkımızdan sadece 1 yıl fedakarlık istiyoruz.
ORTA GELİR TUZAĞI: Türkiye ekonomisi son yıllarda yüzde 5.2 gibi bir ortalama büyüme hızı yaşadı ama, orta gelir tuzağına da yakalandık. Yüksek cari açık nedeniyle kırılganlık içindeyiz, bütçeyi güçlü tutacağız, bankacılık sektörümüz zaten güçlü, dış borcumuzun GSMH içindeki payı ise dünya ekonomilerine göre düşük seviyede. Yani bizim model tutacak. Ama bugünden yarına değil… 2023’te meyvaları toplanacak.
ARKA KAPI YOK: 20 Aralık gecesi herkes bir arka kapı dese de böyle bir şey yaşanmadı. Bundan emin olabilirsiniz. Bakın benim yardımcılarım benim böyle açık konuşmamı doğru bulmuyor, bana kızıyorlar ama size anlatacağım. O günkü tablo şu. O gün sabah 9 ile akşam 6 arasında millet döviz alma yarışına girdi tam 942 milyon dolar almışlar, neredeyse 1 milyar dolarlık bir alım. Bu korkunç bir şey... Ama aynı yatırımcı biz o gün yeni döviz garantili mevduat sistemini açıklayınca akşam 6’dan, sabah 9’a kadar 1.3 milyar dolarlık döviz sattı. Yani arka kapı filan yok.
YENİ DÇM TUTTU: Bizim döviz garantili mevduat sistemi tuttu. Son rakamlara göre 184 milyar TL’lik hesap açılmış 477 bin kişi tarafından, yani her gün bu hesaplara 7 milyar TL yatıyor. Yani sistem tuttu. Hele Pazartesi günü (dün) kurumlar vergisi avantajıyla ilgili yönetmelik açıklanınca ben olağanüstü döviz satışı bekliyorum, hatta tahminime göre 10 milyar dolarlık döviz satışı olacak, kurlar düşecek ve merkez bankası döviz satın alarak rezervini yükseltecek.
BELKİ DÇM’Yİ DURDURURUZ: Ama bu sistem sonsuza kadar sürmeyecek. Gerekirse durdururuz. Ne zaman? Optimal noktaya geldiğimizde bu yeni mevduat sistemini durdurabiliriz.
SELEKTİF KREDİLER: Yeni sistemde bankalara da 51 milyar dolayında bir enjeksiyonla bir nefes alma imkanı getirdik biliyorsunuz. Bundan dolayı bankalar aracılığı ile selektif krediler, düşük faizli krediler yoluyla özellikle ara mal ithalatı yerine bu malı yerli üreten sanayi ve tarımı desteklemek niyetindeyiz. Özellikle tarımı yeniden canlandırmak, direkt teşvikler ve düşük faizli krediler yoluyla rayına oturtmak için kararlıyız. Bu konuda çok selektif davranacağız özellikle ithalata bağlı olmak yerine yerli üreten yatırımcıyı destekleyeceğiz. Evet piyasa faizinin altında faizle bu krediler verilecek ama eskiden yata kata giden bu krediler artık ara mal üreticilerine, tarım kesimine, gübre yatırımına vs aktarılmış olacak.
MALİYE SAHAYA İNECEK: Halkın sıkıntısının farkındayız, fiyat istikrar komitesi aktif olarak çalışacak, stokçuluğa meydan vermeyeceğiz. Yani Maliye de artık sahaya inecek, üzerine düşeni yapacak, ama serbest piyasa mekanizmasından vazgeçmeden işleri düzene sokacağız.
DIŞ YATIRIMCIYA ANLATACAĞIZ: Yeni swap anlaşmaları ve giden yabancı yatırımcının tekrar dönüşünün sağlanması için biz bu modelimizi yurtdışında da tanıtacağız. Türkiye’nin uluslararası piyasalardaki güvenilirliğini yeniden tesis edeceğiz. Zaten dünya ekonomisinin iyiye gideceği de ortada. Pandemi bitiyor, üretim süreci yeniden başlayacak dünya piyasaları canlanacak Türkiye ekonomisi de buradan payını alacak diye düşünüyorum yani iyimserim.
————-Merkez niye yoktu?———
Toplantıya katılan ekonomistlerin genel olarak Maliye Bakanının açıklamalarını gerçekçi bulmadığı, hatta kimilerinin “çelişkili-birbirini tutmayan açıklamalar” diye eleştirdikleri de ifade edildi. Bu eleştiriler şöyle toplanabilir:
MERKEZİN YOKLUĞU: Maliye Bakanının Merkez Bankasının rolünü de üstlendiğini, “politika faizi işlevini yitirdi, bizim en önemli önceliğimiz enflasyonu düşürmek” sözüyle anlamış olduk, aksi halde madem ki kur ve faizle ilgili bu kadar spesifik açıklamalara girmeyi planlıyordu Merkez Bankası Başkanını yanında neden getirmemişti? Bizlere göre yeni dönemde Merkez Bankasının kolu kanadı kırılmıştır, adeta hadım edilmiştir. Böyle ekonomi yönetilebilir mi?
ARKA KAPI VARDI: Bakan o 20 aralık gecesini anlatırken arka kapı yoktu dedi, bireylerin 1.3 milyar dolarlık döviz bozdurduğunu söyledi ama Merkez Bankası rezervindeki 7 milyar dolarlık erimeyi izah etmedi. Demek ki kim ne derse desin bir arka kapı olayı o gece yaşanmış, bir servet transferi yapılmıştı.
OPTİMAL NOKTA: Bakanın -gerekirse döviz garantili mevduat hesap sistemini durdururuz- şeklindeki açıklaması muğlaktır. Optimal nokta neresidir acaba? Bunu söylemiyor.
AŞIRI İYİMSERLİK: Bakan -bu hafta 10 milyar dolar döviz bozdurulacak, kur gerileyecek- derken aşırı iyimser, hatta merkezin rezervlerini artırmak için alım yapacağını söylüyor. Madem kur düşecekti, merkez neden geçen hafta yüksek kurdan alım yaptı?
KAYNAK HALK MI? Yeni sistemle ilgili (kur farkının karşılanması) kaynak nedir? Bunu izah edemedi, demek ki yine kaynak halktır ve bu aslında doğrudan dar gelirliden zengine kaynak transferidir.
Kaynaklar, had safhada çelişkilerle dolu olduğunu söyledikleri yeni programın, “hesap verirlik-şeffaflık” özelliği olmadığını, denetime tabi bulunmadığını da dile getirerek, “aslında hükümetin tümüyle seçim ekonomisi uygulamakta olduğu bir kez daha ortaya çıktı” dediler.
——-ABDESTHANE İBRİĞİ——
Ziraat ve Halk Bankası eski yöneticisi Şenol Babuşçu’nun “işte toplantıya katılan isimler” diyerek Twitter hesabından isimler paylaşması da ekonomistleri kızdırmış. O paylaşıma gelen yorumlarda kendilerini “abdesthane ibriği”ne benzetenlerin bile olduğunu söyleyen kimi ekonomistler, “keşke isimlerimizi açıklamasaydı, ne var yani, biz Politbüro’nun gizli toplantısına mı katılmışız? Devlet çağırmış, biz davete icabet etmişiz, hatta eleştirel soruları bile korkmadan bakana sormuşuz. Bizi topun ağzına getirmeleri için ne yapmışız?” Dediler.
Yorum Yazın