Prof. Dr. Tevfik Dalgıç

Prof. Dr. Tevfik Dalgıç


Demokrasilerde gölge kabine uygulaması ve Türkiye’de durum

Demokrasilerde gölge kabine uygulaması ve Türkiye’de durum

Türkiye’de söz demokrasiden açılınca herkesin üzerine ittifak ettiği, en azından kuramsal olarak üzerinde birleştiği birçok uygulama vardır. Örneğin tek seçmen tek oy, çoğunluk demokrasisi, seçilenlerin sorumlulukları, hükümetlerin sandık sonuçlarına göre el değiştirmesi gibi. Bir de kuramsal olarak olması beklenen, normal demokrasilerde mevcut olan fakat bizim demokrasimizde adı var, ama kendisi yok olan kavramlar da vardır. Bunlar arasında parti içi demokrasi, seçilenlerin adı suçlardan yargılanmasını mümkün kılacak dokunulmazlık zırhından çıkarılması, gölge kabine sistemi gibi.

Çağdaş, gelişmiş sağlam temellere oturmuş demokrasilerde, seçilenleri ve hükümetleri denetleyecek önlemler alınmış, yöntemler geliştirilmiş ve bunun yapısal ve hukuksal temelleri sağlam bir şekilde uygulamaya geçirilmiştir. Ayrıca bu uygulamaların devamı için güçlü mekanizmalar geliştirilmiş ve bunların objektif çalışmaları sağlanmıştır. Siyasetçi hangi yöntemi kullanırsa kullansın, bu sistemi ortadan kaldırabilecek gücünün olmaması da garantilenmiştir.

Bugün size demokratik batı ülkelerinde ve özellikle dünyanın en eski demokrasilerinden birisi olan İngiltere Birleşik Krallığının “Gölge Kabine-Gölge Hükümet”uygulamalarını ele alacağım.

Gölge Kabine nedir?

Parlamenter sistemde en büyük muhalefet partisinin kendi içinde işbölümüne dayanarak kurduğu bir çeşit sanal hükümettir, ve gün gelince alternatif hükümet görevi yapmak üzere tasarlanmış ve planlanıp uygulamaya konulmuştur. Bu uygulamanın temelinde mevcut iktidardaki bakanların alternatifi olacak bakanların isimleri ve onların muhtemel kadroları, uzmanları belirlenmiştir. Böylece muhalefet partisi bir iktidar olanağı çıktığında adaptasyon ve süreksizlik sorunu ile karşılaşmaz. Her bakanın ve bakanlığın alternatifi mevcut olup, o bakanlığa ait uzmanların hazırladığı alternatif veya geliştirilmiş, hatalarından arındırılmış politikalar saptanmış, muhtemel kabinenin işbaşına geldiği saatten itibaren saat gibi çalışabilecek kadrolar hazır hale getirilmiştir. Bu uygulama böylece ana muhalefet partisinin yapabileceklerini seçmene duyurmada, onlara güven vermede veya güvensizlik vermede bir ölçü olarak kullanılabilir, ana muhalefet partisinin hangi konularda kimleri sözcü yapacağı konusu da açığa çıkmış olur. Sonuçta ana muhalefet partisinin “gölge bakanları”ndan oluşan bir uzmanlık alanı da yaratılmış olur. Bu uygulama ana muhalefet partisinin içindeki demokratikleşmeye katkıda bulunduğu gibi, liderinin de elini güçleştirir, daha katılımcı bir kimliğe bürünmesine yardımcı olur, her bakanlığın ve buna bağlı birim ve bölümlerin alt kuruluşlarının yaptıklarından daha çok haberdar olunur ve bir anlamda ”halktan kopuk” parti izlenimi olumlu, halkı ile yakınlık kurmuş parti haline dönüştürür.

Ve Türkiye uygulaması..

Ülkemizin ana muhalefet partisi durumundaki parti olan CHP’nin yeni dönemde bu uygulamayı başlatacağı ileri sürülmüştü. Fakat aradan geçen zaman içinde parti liderliğinin belki de kişisel niteliğinden olsa gerek “bu tür demokratik” bir uygulamaya girişmediği bir gerçek. Farzedelim yarın seçim yapıldı ve CHP hasbelkader iktidar oldu. Acaba CHP’nın ülkedeki mevcut sorunlara çözüm getirecek çalışmaları, kadroları, planları hazır mi?

Örneğin, Telekom’un yeniden devletleştirilmesi düşünülmekte midir? Yahut İstanbul Deniz Otobüsleri İdaresinin daha verimli, çalışmasını hangi kadro sağlayacaktır? CHP nin bu alanda yetişmiş kadroları var mıdır? Yahut, karayollarındaki trafik canavarlığının önlenmesi konusunda CHP’nin bir alternatif planı var mıdır? Uzmanları hazır mıdır? Konular çoğalabilir. Bu konuları aklıma geldiği gibi sıraladım, sadece örnek olsun diye. Tabidir ki, böyle bir uygulama zaman ister, sabır ister, yetenek ister, demokratik gelenek ister, demokratik hoşgörü ister, sadece lider sultasının dışında katılımcılık ister. Parti milletvekillerinin bazı konularda uzmanlaşmalarını, yenlikleri izlemelerini, halkı dinlemelerini gerektirir. Bunların da kolay olduğu iddiasında değilim, ama bir yerlerden başlamanın da gerekli olduğunu, ülkemizde demokrasinin daha sağlam temeller üzerine oturması için gerekli olduğuna inanıyorum.

Burada liderliğin niteliği ortaya çıkıyor. Uzun düşünebilen, sadece günlük tepki stratejisinin yani sıra uzun vadeli planlar, kadrolar ve uygulamalar yapacak ve bunu anlayabilecek nitelik gerekir. Koltuğa yapışmak için alternatif strateji geliştirmenin yanı sıra bu tür konuları da düşünmenin gerekli olduğuna inanıyorum.

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun ülkede parlamenter demokrasinin yeniden kurulması, tek adam tek şahsım sisteminin ve  Atı Alan Üsküdarı geçti zihniyetinin ve onun bastonu olarak görev yapan gizli koalisyon ortağı partinin entrikalarla dolu girişimlerini engellemek için gösterdiği yetenek ve uzak görüşlülük takdire şayandır. Her türlü siyasi manevra ve desiseleler iktidarda kalmaya kararlı bu zihniyetin gelenek ve anti demokratik siyasi  etik dışı oyunları bozacağına da inanıyorum. Millet İttifakının mimarlarından Yeni Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve diğer demokrasi cephesi parti liderlerinin halkın desteği ile bu aciz, yeteneksiz ve başarısız çöken ekonomi mimarlarının iktidarına seçim sandığında gereken dersi vereceği de kamu oyu yoklamalarında ortaya çıkmaktadır.

Bu Millet İttifakının üyesi partilerin olası bir iktidar değişikliğinde Gölge Kabine uygulamasına başlaması da hem demokrasimizin gelişmesi ve uzmanlaşmış bir kadronun atanmış, keyfi şekilde göreve getirilmiş istifa hakları bile olmayan şahsın kabinesinden daha başarılı olacağına kuşkum yoktur.

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar